Şeyhmus DİKEN

Şeyhmus DİKEN

Yürürken Kendimle Konuşmalar

Yürürken Kendimle Konuşmalar

 

Deniz Yıldızı’nın hikâyesi misalidir hayat dediğin. Gücün yettiğince yani! Kaçına dokunabildiysen o kadardır. Hepsi bu...Dokunamadıkların yitirdiklerindir.

 

Dokunamadık ve yitirdik dün bizim olanı, bugün bizden alınanı.

 

Mecbur mudur şehir, ülkenin dünyanın onca yükünü sırtında taşımaya. Yoruldu şehir. Bitap düştü. Bırakın biraz kendine gelsin şehir.

 

Geniş geniş caddeler bulvarlar yapılmış, açılmış. Bir yanı yıkılmış. Bir yanı bahar, bahçe. Öbür yanı kıtlık kıran mevsimi sanki. İki yan tezat; birbirine bakadurur. Üstelik her daim...

 

Geçiyorsunuz eski kadim şehrin böğrünü ortadan, bir baştan bir başa yaran caddeden. Yürüyorsunuz ve yürürayak sadece kendinizle konuşuyorsunuz.

 

Yürürken kelimeleriniz sadece size ait, bir başkasına değil! Hep kendinizle konuşuyorsunuz.

 

Sol yanınız size ait değil artık. Sökülüp alınmış sanki sizden. Oysa sol yan, cevahir çıkını misali size hayat veren. Ana rahmi misali, daraldığınızda sığınağınız. Şimdi sizin değil! Alınmış, sökülüp atılmış bir kenara.

 

Ana rahmi, taammüden cinayete kurban gitmiş. Yatıyor, oracıkta, boyluboyunca!

 

Yürüyorsunuz yol boyunca, sol yanınıza hiç dönüp bakmadan.

 

Sanki o yanda daha önce hiç yaşanmadı!

 

Birileri komşusunun tavuğuna “kış” demedi.

 

Sabahın erinde kapının sokakla buluşan taşları çivit mavisine döndürülene kadar pir û pak yıkanmadı.

 

Sokaktan geçene “sabahın hayrola” derken, “her vakit hayrola” karşılığı alınmadı.

 

Yaz gecelerinde su testide bir köşede soğumaya bırakılmışken, damda tahtın içinde uzanmış halde yıldızları seyre durmuşken uzaklardan gelen radyonun sesi yasak kelimelerin melodisini hiç mi hiç ulaştırmadı size!

 

Uzun kış gecelerinde evin pir î fanisi hikâye anlatıcı odanın baş köşesine kurulup ruhunda demlediği kelimeleriyle dilin kabuğunu zarif bir eda ile söküp almadı eski zaman hikâyelerini anlatırken.

 

Siz, hikayeler dinlerken o kadim mekanlarda bir köşecikte kıvrılıp düşeyazmadınız!

 

Vardı ve yoktu...

 

Şair demişti ya;

“Gitti gelmez bahar yeli

Şarkılar yarıda kaldı...” misali dizelerde mahsur kalan gerçeklik!

 

“Geldi, geçti ömrüm yalana benzer” şarkısını söylüyor sanki, uzaktan biri ezgili sesiyle.

 

16 ekim 2018 Diyarbekir

Şeyhmus Diken

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Şeyhmus DİKEN Arşivi
SON YAZILAR