Av. Güler Koçyiğit

Av. Güler Koçyiğit

BİLENLER BİLMEYENLERE ANLATSIN DİYE…

BİLENLER BİLMEYENLERE ANLATSIN DİYE…

 

İçeri giriyorum, kendimi tanıttıktan sonra zarf çekmem söyleniyor. Geçen yılki sınavdan tecrübeliyim. Çok gizli ve çok özel hazırlanmış soruların o zarfta olduğunu biliyorum. Hepi topu üç soru zaten. Kimler tarafından hazırlandığını bilmiyorum ama test sorusu tekniğinde. Tek bir fark var şıklar yok… Doğru şıkkı iki –üç saniye içinde sen bulmak zorundasın. Şimdi, soru hazırlama yöntem ve teknikleri hakkında açıklama yapmayacağım. Ancak şu kadarını söyleyeyim, test tekniğinin özelliği tam cevabı bilemesen de şıklar çağrışım yapabileceği için doğru cevabı bulabilme ihtimalin hayli yüksektir. Şıkların olmadığı, soru kökünün de pek açıklayıcı olmadığı sorulara doğru cevap verebilmek daha zordur. Bilmediğin içinde değildir, çok iyi bildiğin bir soruda olabilir ama beş kişilik bir komisyonun önünde ve iki- üç saniye içinde cevap veremeyebilirsin. Senin cevap verememen iyi bir okul müdürü olamayacağın anlamına da gelmiyor.

Neden bahsettiğimi merak ettiniz değil mi ?..  Anlatayım…Temmuz ayı içerisinde yapılıp, geçen hafta sınav puanlarının değil de kimin nereye atandığının yayınlandığı okul müdürlüğü sınavından bahsediyorum.

Biliyorum ki çok zor günler geçiriyoruz. Yaşadığımız her şey bizi çok üzüyor ve yaralıyor. Böylesi dönemlerde ne yazılır, nasıl yazılır düşüncesi bir hayli kafamı meşgul ediyor. Bütün bu olaylar olurken, bir de her şeye rağmen devam eden hayatın normal akışında, gözden kaçan başka bir olayı yazmak istiyorum… Kaos ortamları birçok şeyin gözden kaçmasına, önemsenmemesine ve adaletsizliğe sebep olur. “Amaaan.. şimdi bunun sırası mı ” diyerek önemsemediğimiz şeylerden insanlar mağdur ediliyor.

Bakın size bir sahne tarif edeyim. Hayatınızın bundan sonraki bölümünü etkileyecek bir mülakata giriyorsunuz. Sizi test edecek içerdeki herkesin  elinde birer cep telefonu… Hatta soruyu okuyan kişinin o esnada cep telefonu çalıyor… Sınavın orta yerinde soruyu okumayı bırakıp çalan telefonu cevaplıyor. Sınavda olması, “Abi” dediği kişiyle telefonda konuşmasına engel olmuyor. Üstelik  sınava girmeden önce de, komisyon üyelerinden birinin koridorda yaptığı telefon görüşmesini bitirip, içeri girmesini beklemişsiniz.

Neyse; beylerin keyfine göre kendilerini hazır hissetmelerinden sonra üç sorunun cevabını yazıp gerekli imzaları attıktan sonra dışarı çıkıyorsunuz. İki sorudan emin olsanız da, bir tanesine doğru cevap veremediğinizi fark ediyorsunuz.  Çünkü içerdeyken aklınız ve siniriniz allak bullak.  Sınav puanlama sistemi üç soru 60 puan şeklinde size bir cümleyle açıklanmış. Ama nasıl ve neye göre puanlandırılacağı konusunda hiçbir bilginiz yok. Tamam, üç soru toplam altmış puan, geri kalan kırk puan neye göre onu da tam olarak bilmiyorsunuz. O yüzden cevap vermiş olsanız bile puanlarınızı nasıl hesaplayacağınızı kestiremiyorsunuz.

Sınav sonuçları açıklanıyor… Geçen yıl olduğu gibi bu sefer de sonucu ancak TC numaranızı girip öyle öğrenebiliyoruz. Tuhaf …evet, genel liste halinde, kimin kaç puan aldığının açıklanmamasının gerekçesi ne olabilir ? diye soruyorsunuz kendinize.  Neyse…  sınavdan 73.5 puan aldığınızı öğreniyorsunuz.. İyi güzel, Allah bin bereket versin… Peki atanacak mısınız ?.. Hayır asla…

Her gerçeğin bir gün mutlaka ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Bu yüzden olan bitenler bir süre sonra bir yolunu bulup ortaya çıkıyor. Malum Diyarbakır metropol olmakla beraber  küçük sayılabilecek bir il.  Olan bitenler kulaktan kulağa duyuluyor ister istemez. Olan bitenleri   duyduğumda ‘şok’ oldum desem yalan olur...

Meğerse zaten başvuranlar adaylar için ; “Kesinlikle müdür olması gerekenler, olabilirler ve bir de asla olmaması gerekenler” şeklinde üç liste hazırlanmış…

Dilin kemiği yok ama bilinsin ki, camia bu listelerle çalkalanıyor. Kimler neye göre hazırlamış bu listeyi, kriter ne  onu da bilmiyorum. Söylenen o ki; muhalif bir sendikaya üye olanların nerdeyse hepsi 73.5 puandan yukarı çıkamazken; iktidara yakın sendikaya üye olanların ise söz konusu  sınavda 90 ile 98.5 puan alıyorlar.

Adayların gerçekten o puanları yüzde yüz hak ederek alıp – almadıklarını merak ediyorum. Gerçi okulların durumundan dolayı, sınavlarda çok yüksek puan alan adayların gerçekten bunu hak edip etmedikleri konusunda az çok bilgi sahibiyiz ama neyse…

Peki ben bu yazıyı niye mi yazdım ?.. Ne demişler : Bilenler bilmeyenlere anlatsın. Bende bilinsin istedim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Av. Güler Koçyiğit Arşivi
SON YAZILAR