Burhan Çakır

Burhan Çakır

Bilimin ışığın da deprem!

Bilimin ışığın da deprem!

2011 yılın da Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilimleri öğretmeni olarak mezun oldum. Her zaman hayalini kurduğum öğretmen olmak, öğretebilmek arzusu ile hemen görevime başladım. Heyecanlı, dinamik olabildiğince keyifli ve enerji dolu bir başlangıçyaptım. Ne yazık ki bu süreç kısa sürdü.
23 Ekim 2011 Pazar günü Van merkezde bir alışveriş mağazasında üst baş bakıyordum. Saatler 13.41’i gösterdiğinde önce korkunç bir sesle irkildim, daha sonra beşik gibi sallanmaya başladım. DEPREM!!! oluyordu. Fen bilimleri öğretmenleri depremin ne olduğunu bilirler çünkü eğitimini aldık. Fakat teori ve pratik unsurlarının aynı şeyler olmadığını tekrar tecrübe ettim.
Deprem anın da dünya hayatının benim için son bulduğunu düşündüm. Deprem o kadar şiddetliydi ki duvarlar patlıyor bina üstüme geliyordu. Yukardaki asma tavanlar üstüme düşünce binanın düştüğünü zannetmiştim.
Öte yandan küçük bir kıyamet senaryosu seyrettim. İkinci katın merdivenlerinden alt katın dışarıya açılan kapısına doğru bakarken, insanların kendi canını kurtarmak için ayaklarının altında çocukları ezdiklerine şahit oldum. Evet, herkesin canı biriciktir yadırgamadım.
Depremden ufak sıyrıklarla kurtuldum ve artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacak, olmamalıydı dedim. O günden bugüne tam 12 yıl geçmiş. Yetiştirdiğim tüm öğrencilerim şahittirler, deprem gerçeğini her yerde anlattım.
Bugün aziz şehir Diyarbakır ‘da (06.02.2023 Pazartesi saat 04.17) depremin o akıllara baygınlık geçirten sarsıntısıyla sarsıldık.
Evet, ben ve ülkem yıkılmış…
Siyasetüstü bilimin ışığında birkaç bilgi vermek istiyorum.
Deprem uzmanları ve bilim bize bu depremin büyüklüğünün 7.7, şiddetinin ise 11 olduğunu söylemekte. Üzülerek belirtmeliyim ki dünya tarihinin en şiddetli depremlerinden birine biz yakalandık.(Deprem büyüklüğü: Deprem esnasında ortaya çıkan enerji.Deprem şiddeti: Depremin yarattığı hasar, can ve mal kaybı)
Öncelikle deprem ülkemizin jeolojik yapısından kaynaklı dünyanın doğal bir olayıdır. Deprem geçmişte yaşandı, bugün olduğu gibi yarın da olacaktır.Bize düşen halk olarak bilinçlenmek, devletimize düşen de tüm kurumlarıyla deprem içinönlem almaktır. Bizler maalesef olayları tahlil edip okumadığımız için dinin gereklerini de bilimin ışığını da kullanmasını bilmiyoruz.
Dinimizde Tevekkül diye önemli bir kavram var. Tevekkül, bir konuda gereğini tam olarak yaptıktan sonra Allah ‘a teslim olmaktır. Birinin devesini salıvererek Allah’a tevekkül ettiğini söylemesi üzere Peygamber (s.a.v.) Efendimizin, “Onu bağla da öyle tevekkül et” buyurdukları herkesin malûmudur. İşte deprem gibi doğal olan bir yer kabuğu olayından zarar görmemek için; fay hattı üzerinde konut yapmayacaksın, fay hattına yakın konut yapılsa bile sağlam ve az katlı olacak bu ve benzeri çalışmalar yaptıktan sonra Allah’a tevekkül edeceksin.Aslında kainatta bulunan her şey sebepler planında Allah’ın (cc) ilmi ile yaratılmamış mı? Tevekkül etmek demek, Rabbimizin bize öğrettiği bilimi kullanmak elimizden gelenin en iyisini yapmak demek değil midir?
Özelikle kehanetlere inanmaya başladık. Sosyal medya üzerinden depremin ne zaman olacağını tarih vermeye başlayan çok sayıda insan türedi. Ne yazık ki pek çok insanımız buna kanıp topluma korku pompalıyor.
Bilimin ışığında deprem uzmanları ne diyorlar ona bakmamız gerekemez mi?
Yer bilimcileri ve deprem uzmanları fay hatlarının enerjilerinin birikmesiyle yerin sismik hareketlerinden o bölgede deprem olacağını tahminde bulunurlar. Buda bilimseldir doğrudur. Bilimden tamamen uzak, gün, saat vererek tahminde bulunan insanların kehanetlerine inanmamız; kainatın en şerefli ve basiretli varlığı olan biz insanlara elbette yakışmaz.Cahil insanların seçimleri bizi etkilemesine izin vermememiz lazım.
Görünen o ki bu zorlu süreçte hepimizin doğru bilgiye, birbirimize kenetlenmeye ve bilimle yaşamaya ihtiyacımız var.
Yazımı şu cümleyle bitirmek istiyorum,
Bilim ve bilgi üretmeyen toplumlar özgür olamazlar. Başkaları tarafından yönetilirler.
Bilimle ve esenlikle kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Burhan Çakır Arşivi
SON YAZILAR