Murat Bozkurt

Murat Bozkurt

İRAN 5,İSRAİL 6;BENZİN 51.BURİDA’NIN EŞEĞİ PRADOKSU…

İRAN 5,İSRAİL 6;BENZİN 51.BURİDA’NIN EŞEĞİ PRADOKSU…

Murat Bozkurt

Sustuğum her şeyin fotoğrafını çekiyorum…

Ve Buridan’ın eşeğinin gölgesinde 51 liralık benzin kokluyorum sana entel maganda manifestolar yazmak için..

Bir gün içime düştüm, kendimi bulamıyorum?Ne siri yardım ediyor ne de Google’de ismim çıkıyor; chatgbt ise ortalık teklif ediyor, dünyayı ele geçirme peşinde…Gözlerim yapay zeka, kalbim yapay genel zeka cerrahisinde yalnızlığın dip yalnızlığında taklacı bir güvercin..Hani nerde Muş Ova’sının yalancı maviliği.Nerde Mem’i Zin’e götüren o Rahvan atlar.Nerde o Veysel Karani’de haşlama yiyebilme ihtimalinin ihtimali..

Annem bile artık dizi izlemiyor çünkü hayat daha entrikalı damat kaynana omuz omuza faşizme karşı isyanda ve içine düştüğüm yerden çıkamıyorum ve dahi bütün borçlarda benim adım yazılı…Soru yok.sorgulamak yok! Burçlarla seni tanıyorum,tirendyoldan gülücükler ve güller göndereceğim sana sen mutlu ol yeter ki?Mutluluk da aşk da bir tik ötemizde…

Kalbim gözlerinde gözlerin kredi kartında rehin ve kimsecikler de görmüyor.Korkma seni seveceğim ama on iki ay taksite açılmasını bekliyorum icralık gönlümün…Tanıdık gerzek filozof da yok…Ben seni sevmesine severim ama ekonomi buna hazır değil…

Komşunun kızını kaçırmışlar,nenem Facebook’ta paylaşmış, tik tok ağlıyor..Allah mutlu etsin…Bir tekerleme, bir masal…

Dünyada ne olursa olsun, giren bize…Şey pardon olan hep bize oluyor…

Rus zulmüne karşı Ukrayna savaşıyor, bedelini biz ödüyoruz.

Elon Musk–Trump tükürük kavgasında bomba bizim borsalara düşer…

Putin kızar, bizim aslanlar susar…Ortadoğu’da iktidarsızlık savaşlarında iktidar hep bizim boş cebimiz..

Seni gün gün çalıyorlar ceplerimizden

Ve sen gün gün eksiliyorsun penceremden…

Terazi şaşar, gözler ok.

Sen, kalbin aynası…

Şimdi ben nasıl yaşarım sensiz?

Ülkemin ekonomik atı dört nala,

Kalbimin çeyreği…

Ben seni severim sevmesine,

ekonomi de ekoloji de buna hazır değil.Toplum borç batağında panik atak öpücüklerde…

Peki biz hazır mıyız?

Hazırız.

O zaman geri sayım başladı: 4,3,2,1….Ve sıfır…

O dımdızlak mı, Don kilot mı kalmalı insan?

Nasıl yaşamalı insan?

Kırmızı rujlu eril siyasetçi olmalı bütün kırmızı donlu dantelli erkek şairler…

Ya da ne yapmalı, Çernişevski?

Hayalleri olmalı insanın, hem de dünya kadar.

Ama kanepeden kalkmaya takati olmamalı…

Don kilot gezip kendini Don Kişot sanmalı…

Saman mı yemeli,su mu içmeli?

İkisi arasında kararsız kalıp eşek sendromundan ölmelidir insan.

Sonra kırmızı dondan başka giymemeli.Ahh Sanço Panço şimdi ne farkın var senin benden…Yerli ve milli Nasrettin Hoca deyip eşeğe ters binmeli , iki artı bir düze patende inmeli!

Türlan Şoray’dan başka sevmemeli.

Severse de sevgiliyle aşık sözleşmesi imzalamalı.

Çirkin sevmemeli, fakir öpmemeli insan.Fakir öpeceğine kurbağa öp..Belki hayat prens olur sana…

İran’ın yanında mı yer almalı,

Yoksa İsrail mi sevilmeli?İki zalimden biri tercih edilmeli yoksa sakız çiğneyip neyse halim çıksın falim mi denilmeli?

İsrail lanetlenmeli ama bütün ticari gemicikli gülücüklü işler sadece onlarla yapılmalı.

Paraları dansöz dansöz gezmeli, Leyla’ya takmalı eski usül nikah memurları misali!

“Yahu sen misin aslan Metan yahu!” denilmeli.

İran’dan yana durmalı;

Molla rejimi ile çocukların gözleri önünde babaları mı idam edilmeli…Biat,biat,bi-at etmeli, aşka tasma takılmalı boyna…

Sevmeli; ama yarım elma düşünmeli.

Âşık olunmalı ama çeyrek takılmalı.Seni severim sevmesine ama hem kanı bozuk insanın hem de ekonomisi..

O yüzden ne olursa olsun gram trip yapılmalı/alınmalı…

Artık sevmek lüks olmalı,fakir zengini sevmemeli; zengin fakiri öpmemeli…Herkes yerini de haddini de bilmeli…

Tamam tamam aşkım,bir numarasın sen! Aşkı kazandın bir kumar masasında bahiste yahut borsada.

Sevgilinin ayakları Euro, gözleri dolar bazen.

Sen hemen “acaba pahalı bir şey mi istiyor” diye düşünürsün.Korkarsın,nefes alamaz olursun…

Çünkü kalbim bile taksitle atıyor.

Çünkü aşkın da aşırı kapitalist ve solcu piyasa değeri var artık.

Çünkü “romantik” dediğin adam,

Trendyol koduyla gül yolluyor.

Ama unutma sevgilim hâlâ gamzesi Gazze olan kadınlar var.

Gülümseyince, bir kıta ve dahi kalbim özgürleşiyor.

Onlara şiirler yaz ama şiir değil, siper gerek o gülüşlere…

Çünkü hayat sadece estetik bir poz değil.

Hayat, birinci sigarasını kaç yaşında yaktığını unutmamaktır.

Sahi sen birinci sigaranı kaç yaşında ve nerde yaktın?

Bana özelden yaz sevgilim…

Sonra meydanda ve meydanda idan edilenlerle paylaşalım..Bir günümüz de böyle geçsin..Salak salak ve sanal sanal!

Öp beni önce yalanlardan.

Sonra doğur beni doğrulardan…

İçimde ne varsa ne yoksa kır,dök, parçala ama gitme..,

Hatırla sevgili ve artık beni seveceksen adını koymadan böyle sev. Çünkü;

“Sen dert nedir ne bilirsin

Sen gönlümde Kabe sen meleksin…”

diyor ya serçeler bir şarkının notalarında ve dali Yaşamak şarkısında”Nevroz Serhat Odabaşı ile…

Seni seviyorum

Desem de inanma.

Sözcükler hep yılan cümleler yalan.Kalemim silah ve mermim kalmadı artık…

Gamzelerinin çukuru Gazze denilmeli.

Filistinli çocuklar ölmesin diye “Dünya barışı” denilmeli ama…

Rakılar masada, adamlar kahvede kaldırılmalı aşka,

Hem de kırkından sonra…

Öyle bir hapiste falan da değil hani,

Düpedüz düzmece…

Ruhumun düzmece ve Söke’nin asfalt boyu dizilmiş bozuk şase yolları boyunca…

“Giydiğim beyaz

Geceler ayaz

İğneler batmaz

Yar bensiz yatmaz, hacı Cavcav

Canıma değsin

Giydiğim atlas

İğneler batmaz

Yar bensiz yatmaz, hacı Cavcav

Canıma değsin

Şişeler,

Lingo lingo şişeler

Rakı mı içtin sen bensiz?

Çamura mı düştün, a densiz?

Yar yar yar yar yar yar aman…”

Şarkısı elde bira isteyene de kola, bas bas bağıra çağıra söylenmeli.

Ama “Ringo ringo şişeler” denilmeli.

İlber Ortaylı dinlenmeli,Celal Şengör izlenmeli,deprem uzmanları severim denilmeli ama çimentodan demirden çalmalı…Bu da yetmez Yalçın Küçük’ün, Doğu Perinçek’in…

Hatta Cübbeli, cübbesiz tüm bilumum şeyhlerin peşinden gidilmeli.

Biat edilmeli: “Padişahım sen yaşa!”

“Sen kalk ben oturam” denilmeli. Zıpla.Zıpla.Zıpla…

Antebin hamamları hele…

Allah aşkına git de o pis noktası noktasına noktanı yıka.

Kadın hakları denilmeli.

Kadınlar dövülmeli…

Cebimde maden suyu yok hayatta kalmak için süt değil sükut bulmalı…

“Devrimciyim” denilmeli ama hep yalan söylenmeli.

Tık sesle “Prometheus, özgürlük, ateş” ve “takrirler” denilmeli.

Bir de Romalılar…

Ama köylüler yakılmalı.

Sonra da kekliği düz ovada avlamaya çıkılmalı…

Entel maganda sensin.

Küpeler, züppeler, evrensel tanımlar…

Sular ellerde, kitaplar eşek yükü…

Akıl?

Now nowww…

Bu şarkı benden gelsin sana,

Ve biralar, gazozlar, çaylar…

Kim ne zıkkım içerse benden.

Sözlerini iyice dinleyip üstüne alacak olan herkese.

Gerisini de susmalı…

Sahneyi haftaya Ahmet Kaya’ya bırakmalı:

“Piposu ağız kenarında

Bodrum’un entel barında

Herkesi yargılamaktan

Kimse kalmamış yanında

Sakalları şarap tasında

Dikilmiş barın ortasında

Tanınsın diye bekliyor

Sanırsın dev aynasında

Behey sanat hırsızı

Behey üretme kabızı

Birazcık efendi ol

Bırak elinden şu sazı

Konuşurken solcusun

Yaşarken karambolcusun

Oportünizme bulaşmış

Tipik bir orta yolcusun

Bir Allahçı bir kulcusun

Bir davulcu bir pulcusun

Ne kadar inkâr etsen de

Hem jigolo hem dulcusun

O yandasın bu yandasın

Hovardasın hep bardasın

Artık rol yapmayı bırak

Sen bir entel magandasın

Behey sanat hırsızı

Behey üretme kabızı

Birazcık efendi ol

Zehir etme şu yazı…’

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Murat Bozkurt Arşivi
SON YAZILAR