Murat Araz

Murat Araz

Katılım Bankacılığı; Helalden Haramın Eşiğine

Katılım Bankacılığı; Helalden Haramın Eşiğine

Bir zamanlar “helal finans” ilkesinin yılmaz savunucusu olan katılım bankacılığı, bugün konvansiyonel bankaların kopyası haline mi geliyor? Ahlaki hassasiyetin yerini kârlılık mı aldı?

Katılım bankacılığı, kuruluş felsefesi gereği “helal finansman” ilkesini merkezine almış; yıllarca faizsiz, adil ve İslami değerlere uygun bankacılık anlayışını savunmuştur.

Bu anlayış, sadece kâr elde etmeye değil; ticaretin, finansmanın ve yatırımın ahlaki sınırlar içinde kalmasına dayanıyordu.

Ancak ne yazık ki son yıllarda, bu ilkelerin yavaş yavaş eridiğine, hatta yer yer tamamen yok olduğuna tanık oluyoruz.

Yıllar önce çalıştığım bankada ilk günlerimde şahit olduğum olaylar hâlâ hafızamda taptaze. Hayat sigortası yaptırmak isteyen bir müşteriye, danışma kurulu kesin bir dille, “Hayatın sigortası mı olur?” cevabını verirdi.

Diyanet’e bağlı bir müftülüğün maaş promosyonu talebi, “Caiz değil” denilerek reddedilirdi.

Bireysel kredi zaten verilmez, kredi kartı çıkarılırken bile harcamaların helal-haram çerçevesinde olup olmadığı tek tek incelenirdi.

Oysa şimdi…

“Müşteri kaybetmeyelim” bahanesiyle konvansiyonel bankaların yöntemleri bir bir kopyalanıyor.

Eskiden murabaha işlemlerinde mal alınmadan finansman akdine girmek bile “şüpheli” bulunurdu. Bugün ise “hızlı onay – yüksek hacim” uğruna bu hassasiyet rafa kaldırıldı.

Daha da vahimi…

Şubelere verilen agresif hedefler, personeli fiktif (gerçek olmayan) faturaları görmezden gelmeye, hatta bunların nasıl hazırlanacağı konusunda müşteriye yol göstermeye itiyor.

Bir zamanlar “fiktif fatura şüphe uyandırır, işlem iptal edilir” diyen sistem, bugün “yeter ki işlem yapılsın” diyor.

Oysa bu, sadece bir finansal esneklik değil; ahlaki bir çöküş meselesidir.

İslam’ın en temel uyarılarından biri olan “haramı helal göstermek” tehlikesiyle karşı karşıyayız. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bunun münafıklık alametlerinden biri olduğunu haber vermiştir.

Bugün bazı katılım bankalarının geldiği nokta, tam olarak budur: Helal hassasiyetiyle doğan bir sistemin, kendi elleriyle harama kapı aralaması.

Artık şu soruyu sormanın vakti gelmedi mi?

Eğer katılım bankacılığı da faizli bankaların yöntemlerini birebir uygulayacaksa…

Eğer murabaha adı altında kâğıt üstünde mal ticareti yapılacaksa…

Eğer fiktif faturalar görmezden gelinecekse…

O zaman bu sistemin diğerlerinden farkı ne?

Gerçek “faizsiz bankacılık”, sadece tabelada yazan bir isim değil; içeride yaşatılan bir ahlaktır.

Ve ahlak, kârlılık uğruna feda edildiğinde, geriye ne helal kalır… ne de güven.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Murat Araz Arşivi
SON YAZILAR