NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Yerel medya ve kent bileşenleri

Yerel medya ve kent bileşenleri

‘Yerel medyanın kent bileşenleri ile imtihanı’ diye bir yazı yazmayı uzun zamandır düşünüyordum. Bu hevesim Güncel yoğunluk arasında sürekli eridi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ile ilgili hastane önünde basın toplantısı yaparken, bu konuda çok ciddi bir mesaj verdi. Manisa’nın yerel medya emekçilerinden birinin elini tutarak öne çıkardı, “Gel çekinme, öne çık, sen Manisa’sın, bunlar gidici, sen kalıcısın’ diyerek, ulusal basın temsilcilerine mesaj verdi. Aynı zamanda yerel medyaya verdiği önemi canlı yayında tüm Türkiye’ye duyurdu.

Belki o an, gözlerden kaçmış olabilir, ben yazdım kafama. Uygun an şu an deyip şimdi yazıyorum.

Gerçekten ulusallar Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninden sonra gitti, yerel medyanın temsilcileri orada. Özel’in kast ettiği, kıymet bazında bir durumdu, aynı zamanda, ‘siz/ sizler bize lazımsınız’ tadında bir anektod, bir mesaj oldu.

Şimdi gelelim asıl meseleye; Manisa’dan Diyarbakır’a. Bu nedenle ‘yerel medyanın kent bileşenleri ile imtihanı’ dedim.

Ticaret odasından borsaya, OSB’den DESOB’a, Büyükşehir belediyesinden alt kademe belediyelere, sayısız dernek ve STK’lara, valilikten kaymakamlıklara kadar uzanan geniş bir havuzdan yansıyan haberlerin tamamını kentteki yerel gazete ve internet siteleri yayınlıyor. Adeta basın bültenleriymiş gibi.

Para ile muhataplığı olmayan kurumları azade tutuyorum, paralı olanların bir hayrını gören yok yerel medyanın. İş insanı, iş adamı paradoksunun tam da orta yerinde duruyor yerel medya. Mevcut koşullarda zar-zor ayakta duran yerel medyanın karınca kararınca desteklenmemiş olması bence büyük ayıp!

Bulundukları kurumların üzerinden verdikleri mesajların ulusal gazete ve TV ekranlarında yayınlanma ihtimali yok. Bu mesajlar yerel medyada yayınlanmaz ise ne yapacaklar?

Üzerlerine afiyet!

Ben ulusal basında yetişen, ancak yerel basının varlığının daim olması gerektiğine inanan bir gazeteciyim. Bu nedenle Güneydoğu ekspres, ardından özgür haberin kuruluşunu gerçekleştirdim. Kent adına kalıcı kurumlar oldu iki gazete de. Şimdi Tigris’te deniyorum. Bu da bir gün benim açımdan bitecek, ancak kurum kalıcı olacak.

Demem o ki; herkes gider, yerel medya ve emekçileri kalır. Kalıcı olana katkısı olmayan kurumların başında olanlar da gider, kurumlar kalır.

Yani, ‘hoş seda’ meselesi!

Mesele kişisel değil, toplumsal ise, hoş seda izi önemli. Kişisel ise; kişileri tanımayız olur biter.

Kurumlar nezdinde varlık göstererek kişisel zenginliğine katkı sağlayanların varlığından rahatsızlık duyan toplumun sesi olduğumuzu kimse unutmasın.

Kentin birlik ve beraberliği için gösterilen sabrın pratiğe ‘öfke’ olarak yansımasından söz etmiyorum. Alınacak yâda verilecek desteğin eksik yapanları göz ardı edeceğimiz anlamı da çıkmasın. Bir gözlem ve tahlil, bir uyarı, aynı zamanda kent bileşenleri dayanışmasına katkı diye yazıyorum. İyiye iyi, kötüye kötü demeye devam edeceğiz.

50 yıllık deneyimimden kaynaklı hafızanın röntgenini, MR’ını diri tutmanın sonuçlarıdır bu hatırlatma.

Özgür Özel’in, ‘onlar gider, sen kalıcısın’ dediği yerel medya emekçisinin o anki ruh halini, güven duygusunu, aidiyet hissini hiç konuşmasak da, çok iyi anlıyorum.

Kalıcı olanlarla gidici olanlar arasındaki metraj farkını anlatmaya çalıştım. Yerel medya kimsenin yada herhangi bir kurumun ’basın bülteni’ değil.

Bir haftalık ambargo yeter de artar! Ben kademeli olarak yapmaya başladım, bu fikrime katılan arkadaşlar da başlarsa sonuçlarına hep birlikte tanıklık ederiz.

*

*TOKİ, şaibeli arsa ihalesini iptal etti.

*Sağlık müdürünü yerinden eden arazi meselesi hala benim için gündem. Olur ya biri, birileri çıkıp alırsa, kimse normal bir durum olduğunu söylemesin.

*kayyumlar geldi, çaldı, gitti, kimseden ses çıkmadı. Şimdi, her kes kendi açısından rahat, sıkıştıkça kayyum diyor. Yok, öyle bir dünya, onlar var iken, usulsüzlükler diz boyu iken yüzlerine haykırmak önemliydi.

Sonuçları hala gündemdeki yerini koruyor.

İşte; minibüs plakası, halk otobüsü plakaları, Danıştay iptali olmasına rağmen sorun.

Bu açıdan benim vicdanım rahat. Yargılandım, ‘paşa paşa’ cezamı da aldım. O yönetim, bu yönetim fark etmez, kamuya karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek adına yazmaya devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR