Av. Güler Koçyiğit

Av. Güler Koçyiğit

BİZ İŞİNİ İYİ YAPANLARI SEVMİYORUZ !

BİZ İŞİNİ İYİ YAPANLARI SEVMİYORUZ !

Pandemi sürecinin başlamasından itibaren sürekli evde geçen 4-5 aylık bir süreç. Salgının geçeceği, her şeyin düzeleceği, normalleşeceği umudu … Ha bugün ha yarın güzel haberler beklentisi derken olmadı tabi. Hastalık tehlikesi geçmediği gibi yeniden tırmanışa geçti. Hatta Diyarbakır en çok vakanın görüldüğü ilk beş ilden biri oldu.

Sağlık Bakanımızın ve yetkililerin sürekli fiziksel mesafe, maske, hijyen kurallarının çok önemli olduğunu ve buna dikkat edilirse hastalıktan korunabileceğini vurgulaması.

Ama yok, uymuyoruz hiç birimiz yeterince. Biz uysak bile birileri sabote edebiliyor bunu hadsizce.

Yazının başında da dediğim gibi uzunca bir süre zorunlu alışveriş dışında dışarı çıkmadan sürekli evde kalmanın verdiği ruh hali beni de yordu biraz. Günler uzun, mevsim sıcak. Kolay değil, bu şekilde evde günü geçirmek.

Salgın devam etmesine rağmen seyahat engeli kaldırıldı, insanlar tatile gidiyorlar ama yine de ona gözüm kesmedi, korktum. Hiç değilse günü birlik bir yerlere gitmek iyi gelir düşüncesiyle, Diyarbakır da bulunan tur şirketlerinin acentelerinin bu doğrultuda bir organizasyonu var mı diye kısa bir arayıştan sonra, istemediğim kadar var olduğunu gördüm.

İyi, güzel, hoş. Diyarbakır’ da metropol çünkü, nüfus fazla. Bulunduğu konum itibariyle de etrafında çok fazla günü birlik gidip gezilecek yerler var.

Zaten araştırmam sırasında da hemşerilerimin bu gezilere çok rağbet gösterdiklerini gördüm. Her acente haftada 4 kez en az üç dört yere günü birlik gezi düzenliyor...

Bende bir acenteyi tercih ettim. Çok profesyonel oldukları, ya da ekstra bir organizasyonları olduğu için değil, zaten hepsinin programı, sundukları hizmet vs. tanıtım broşürlerinde aynı. Hani söyleyecek sözümüzün bitiği yerde deriz ya kısmet… Aynen öyle tercih ettiğim tur tamamen kısmet … :))

Gitmeye karar verdiğim acenteye ısrarla sorduğum, tura kaç kişinin katılacağı, ulaşım aracının durumu, dikkat ve özenin ne kadar gösterildiğiyle ilgiliydi. Onlarda bu konuda çok hassas olduklarını, katılımcı kotası olduğunu, araçlarda birer koltuk arayla oturtulacağımızı söylediler. Zaten Türsab’a (Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği) bağlı oldukları için seyahat koşullarının mutlaka uygun olması gerektiğini falan da söylediler.

 Meğer bu tamamen ikna etmek için söylenen laflardan biriymiş. Çünkü tura katılınca söyledikleriyle yaptıklarının bir olmadığını bizzat gördüm.

Tura katılanların araçlara alındığı iki nokta belirlemişler. Diyarbakır’da bulunan iki büyük Avm’nin önünden alıyorlar katılımcıları. Sonra bu katıldığınız turun güzergâhına göre devam edebiliyor. Mesela ben Malatya’ ya düzenlenen geziye katıldım. Ergani’de bile yolcu aldı.

Zaten bana birer koltuk arayla oturtulacak denmesine rağmen arkama bir baktım yarım otobüs full… :((

Hayır, hiç itiraz etmedim(k)… Bana böyle denmemişti, çok yolcu var, bu seyahat koşullarına uygun değil. “Ben fiziksel mesafenin sıfırlandığı böyle bir tura katılamam.” demedim.

Çünkü ne kadar bilinçli olursak olalım hâlâ itiraz etme hakkımızın olduğunu bilmiyor ve kullanamıyoruz.

Sonradan anladım ki, benim anlaştığım tur şirketinin dışında araçta, üç tur daha var. Meğer kimse yolcu sayısını tutturamayınca, hepsi müşterilerini tek otobüste toplamış. Az sayıda müşteriyle yola çıkmak masraflı olacağından, hepsi anlaşarak müşterilerini birbirlerine devretmişler…

O şekilde başladı yolculuk, herkesin ateşi ölçüldü güya, maske takma uyarısı yapıldı, dezenfektan döküldü ellerimize, arada kolonya da. Öyle karga tulumba düştük yola…

İlk durak Elazığ’ın Maden ilçesinin çıkışında Soğuk Su denen yerde kahvaltı molası. Bütün turların müşterilerine ikram diye övünerek sundukları “Serpme Kahvaltı’nın ”  ucuzluğu, basitliği ve kalitesizliğinden vazgeçtim, kahvaltı yapılan yerde dip dibe oturuyorsun. Hijyenin esemesi yok, bırakın Koronayı normal zamanda bile hastalık kapar insan orada. Lavabolar hele. Bir şey dediğinde de herkesin cevabı hazır, çok kalabalık, anca bu kadar yapabiliyoruz.

İyi de kardeşim banane bundan. Sen çok kalabalık oluyor, müşteri alamam artık diyor musun? Fazla para kazanmaya hayır demiyorsun ama iş hizmet sunmaya gelince mi fazla kalabalık oluyor yapamıyorsun?

Yok buna da itiraz etmedik. Kendimde de dahil, bu ve bu tür organizasyon ya da başka etkinliklerde gözlemlediğim bir şey var. Kendimizi değil de bu organizasyonları düzenleyenleri düşünüp, müthiş anlayışlı oluyoruz. Aman bir şey olmaz, idare edelim düşüncesi ağır basıyor. Ya da çok salağız. Çünkü kendi canını, güvenliğini düşünmemenin başka bir açıklaması olamaz…

Tabi yolculuk esnasında kontrol noktaları var.  Eskiden güvenlik amaçlı kontroller yapılıyordu, şimdi güya korona için önlem, tedbir amaçlı. Sosyal mesafeye dikkat edilip edilmediğiyle ilgili yapılıyor.

Malatya’nın girişine kadar bir iki yerde kontroller yapıldı, kimlikler alındı vs. ama hiçbiri bu kadar yolcu çok demedi. Taki Malatya’nın girişinde, Harput’a bakan meşhur Kömürhan Köprüsü’nün bulunduğu yerde durdurulup, içeri giren astsubayın, bu araçta sosyal mesafe kurallarına hiç uyulmamış demesine kadar.

İndirildik arabadan, kimliklerimiz alındı, tur görevlilerinin bütün ısrarı ve telefon trafiğiyle ulaşabildikleri kişilere ulaşıp, astsubayı ikna ve baskı çabaları sonuç vermedi. Astsubay tur otobüsüne ve bize, 1593 Sayılı Umumi Hıfsızsıhha Kanunu’nun 282. Maddesini ihlalden tutanak tuttu… :))

3,5-4 Saat sürdü bu tutanak tutma işlemi… Herkesin tek tek T.C. numarası, adresi vs derken… :))

Astsubayın bir sözü vardı ki bizzat yüzüme söylediği: Hele bunlar para kazanmak için bu şekilde yapıyor, siz niye itiraz etmediniz. İnsan kendi sağlığının tehlikeye atılmasına izin verir mi ?..

Kapak da laf mı ?..

Sonra tur devam etti tabi… Ama günah keçisi astsubay seçilmek istendi.

Niye ?..

Adam işini yaptı ya ondan. Biz sevmeyiz işini iyi yapanı. Otobüs şoförü, rehber ve iki tane tur çalışanı turun olumsuzluğunun faturasını astsubaya kesmek istediler. Yok kasıtlı davranmışmış da falan.

Yoo, adam işini yaptı sadece. Teşekkür ediyorum ben ona. Hâlâ işini iyi yapan insanların olması nasıl mutlu etti beni. Başka zaman eleştiriyoruz değil mi?

Yok mu kontrol eden, gerekli kontroller yapılsa böyle olmaz diyoruz. Olunca da memnun olmuyoruz işimize gelmiyor çünkü.

Doğru olduğuna inanmıyorum ama eğer doğruysa daha çok saygım artar, güya albaya bile aratmışlar astsubayı ama yine de tutanak tutmasını engelleyememişler… Eğer öyleyse bir kat daha helâl olsun ona…

Çok ciddi bir zaman kaybı ve astsubayın asla unutmayacağım sözünden sonra devam ettik yine…  Birkaç yere gidilemedi ama gidilen yerlerde de çok tat alamadım.

Sen gel 3-4 ay evden hiç çıkma ama böyle bir organizasyona katıl. Bütün emeğini çöpe atmayı göze al… Ne deniyor du böyle durumlarda halk arasında, “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu mu ?”

Kabul ediyorum, çok hatalıyım. Otobüsün dolduğunu anladığım anda, “ben bu şekilde anlaşmamıştım, katılmıyorum.” demeliydim.

Acente de size herhangi bir sözleşme metni vs. vermiyor, sadece söylem. Bir de kaporasını alıyor, ister gel ister gelme, geri vermeyeceğini onu ısrarla belirtiyor ama.

Hizmet sunumunda profesyonel rehber, araç içi ikramlar … O da çok doğru değil… Su bile bitiyor bir süre sonra, bütün sular patlamış deniyor ondan sonra…

Ez cümle, çok alala de, sıra dışı basit, hatta sağlığınızı hiçe sayacak kadar kötü organize edilmiş günübirlik turlar bunlar.

İyi niyetin esemesi yok. Neymiş, rekabet varmış, çok ucuza yapınca böyle oluyormuş. Bu kabahatin milyon kat daha büyüyü bir açıklama…

Çok uzun bir yazı oldu farkındayım. Ama emin olunuz ki eksik kaldı hâlâ söylemek istediklerim. Lütfen kendi sağlığınızı para kazanmak uğruna hiçe sayan insanlara fırsat vermeyin …

Sevgiyle …

Güler Koçyiğit

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Av. Güler Koçyiğit Arşivi
SON YAZILAR