Diyarbakır Sağlık Müdürü ve vakıf arazisi!
Naci SAPAN
Doğrumu, değil mi, bilmem, bilemem… Ancak piyasada konuşulanlar, kulağıma gelenler , ‘Ateş olmayan yerden duman yükselmez’ halk deyimi doğrultusunda analizler yapınca, olma ihtimalinin yüksek olduğu kanaati hâsıl oluyor.
Mesele nedir derseniz; Diyarbakır Sağlık Müdürünün görevden alınması ile ilgilidir.
Bir süre önce, ‘Görevden alındı’, ‘Alınacak’ gibi ciddi iddialar dolaştı kentin semalarında. Hatta özel olarak kişi ve grupların Sağlık Bakanına giderek ‘Bu müdürü alın’ baskısı yapıldığı söylendi. Teyit ettirdim, doğruymuş!
Görevden alma yâda almama meselesi ile ilgilenmiyorum, çünkü bürokratik bir mesele, takdir hakkı da karşılıklıdır. Görevden ‘Af’ istenir, yâda ‘görevden aldım’ denir, bürokrasi kendi içinde kendi işini halleder.
Diyarbakır Sağlık Müdürü görevinin devamı ile ilgili 2 yıllık imzasını attıktan hemen sonra bu konunun gündeme gelmiş olması, yoğun tartışmalar, son derece dikkat çekici…
Nedenini merak ettim, sordum, soruşturdum, ‘Arazi meselesi’ dediler.
Nasıl bir arazi?
Bir vâkıfa ait arazi üzerinde şehir planlaması gereği belirlenen kıymetli alan…Hani, okul, cami, sağlık alanı gibi belirlemeler yapılıyor ya..Sağlık yatırımı için ayrılan alanın taliplileri varmış, sağlık müdüründen bu alanın işlerine yaramadığına dair yazı yazması konusunda baskı yapılmış. Müdür, ‘Bu alan sağlık yatırımı için işimize yaramıyor’ diyecek, arazi boşa çıkacak. Sonrasını zaten tahmin ediyorsunuz, ediyoruz.
Ver elini rant getirisi!
Bildiğim kadarıyla Sağlık müdürü bu teklifi geri çevirmiş, ısrarlara rağmen kabul etmemiş.
Sonrası malum!
Görevden alınması ile ilgili süreç başlatılmış. Sağlık Bakanına gidilmiş, görevden alınmanın hızlandırılması istenmiş. Muhtemelen arazi konuşulmamıştır, başka nedenler ileri sürülmüştür.
Kim, kimler yapıyor, çok ta önemli değil. Önemli olan meselenin bu nedene dayalı olmasıdır.
Sağlık Müdürünü hiç tanımam, şu ana kadar el sıkışmışlığımızda yoktur. Sadece sağlık ile ilgili yapılan haberlerden tanıyor ve biliyorum. Beni ilgilendiren kısım, kente ait olana kişisel göz koymalardır, ranta dayalı girişimlerdir.
Müdür görevden alınır, başkası gelir, bizi ilgilendiren bir durum değil. Kayyım süreçlerinde de aynı durumlara tanıklık etmiştik, yazdık, çizdik, onlar çekip gitti, ben ise adliye koridorlarında dolaşıyorum. Bu olayda benzer bir durum, arazi, rant, haksız kazanç çalışması.
Seni ne ilgilendirir diyenler olabilir.!
Fiziki olarak beni ilgilendirmiyor da, vicdanımı ilgilendiriyor. Toplumsal vicdan kodlarımıza zarar veriyor.
Bir önceki yazımda ‘kara para burjuvazisi’ demiştim, ‘Haksız kazanç Burjuvazisi’ni de ekleyeyim. Galiba önümüzdeki süreçte daha fazla tanımlamalar yapacağız, öyle görünüyor. Terminolojide karşılığı yok, ama ‘CUK’ oturuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.