Aydın Alp

Aydın Alp

İnternetten satışa sunulan imzalı kitabım ve bana anımsattıkları ve Kosovalı Şair Osman Baymak

İnternetten satışa sunulan imzalı kitabım ve bana anımsattıkları ve Kosovalı Şair Osman Baymak

İmzalı kitabını sahaflarda görmüş bir arkadaşın paylaşımını okuyunca, anılar sökün etti! Bir arkadaşım bana, imzalı bir şiir kitabımın internetten satışa sunulduğunu haber vermişti. O kişinin başına acaba ne gelmiş diye içim cız etmişti. Sonra unuttuğum bir anım canlanmıştı. Şair Osman Baymak, bana imzalı şiir kitabını yollamıştı. Beni Kosova’da tanıtmıştı. Dergide benden övgüyle söz etmiş, şiirlerimi yayımlamıştı. Bana şiir kitabını imzalama inceliğinde bulunmuştu. Kitabı aldığım günün ertesinde, Aydın / Germencik’e, bir yabancı şirkette çalışmaya gidiyordum. Çünkü öğretmenliğim gasp edilmişti ve Diyarbakır’da çalışmam da engelleniyordu. Kitaba ilişkin bir yazı yazmak için Osman Baymak’ın şiir kitabını da yanıma almıştım. Keşke almaz olsaydım! İzmir’de, otogarda otobüsten indim. Daha beş on adım atmışken kitabı koltuğun arkasında bıraktığımı anımsadım. Hızla geri döndüm. Bir görevli otobüsün içindeydi, temizlik yapıyordu. Koltuğun arkasında bir kitap unuttuğumu söyledim ve maddi değeri yok, manevi değeri var dedim. Başını kaldırarak suratsız suratsız, görmedim, dedi. Kan beynime sıçramıştı! Osman Baymak’ın anısına haksızlık etmiş olmayayım, kitabın janjanlı bir görünüşü de yoktu. Hani albenisi var diye alınacak bir kitap da değildi. Yine de göz açıp kapayıncaya kadar buharlaşmıştı. Halbuki Osman Baymak’a ilişkin öyle yazmak istiyordum ki…

Çok sonraları, 2010’da, Dicle Üniversitesi Cahit Sıtkı Tarancı’nın doğumunun 100. yılı için bir sempozyum düzenlenmişti. O sempozyumda bir araya gelmiştik. Kızım Sisem’e çıkardığı çocuk dergilerinden birçok sayı vermişti. Onu ağırlamak istiyordum. Aydın, biz grup olarak hangi saatte ve nerede olacağımız belirlenmiş. Zamanımız da sınırlı demişti. Ve unutmadığım bir olayı aktarmıştı. ‘’Gaziantep Üniversitesinin sanat etkinliğine seni çağırmaya karar vermiştik. Biri bizi uyardı. Bakın şairimiz Diyarbakırlı. Bizim yüzümüzden onun başına bir şey gelmesin!’’ demiş. Faili meçhullerin son hızla sürdüğü dönemmiş. Ve haklı olarak korkmuşlar! Orada kucaklaşıp vedalaştık. Sanki kırk yıllık dostum gibiydi. İyi yürekli ve mert adamlara helal olsun! Helal olsun devrimci yüreklere! Demokrat ve güzel bir insandı ve kalbimde yerini almıştı! Mekânı cennet olsun!

OSMAN BAYMAK KİMDİR?

Şair ve yazar, yayıncı (D. 13 Mayıs 1954, Prizren / Kosova – Ö. 13 Eylül 2018, Prizren / Kosova).

13 Mayıs 1954 tarihinde Prizren’de, Körağa Sokağı’nda doğan Baymak, şiirle yazı hayatına başladı. Daha sonra çeşitli öykü, deneme, eleştiri, araştırma yazıları yazdı, röportajlar hazırladı. Eserleri dokuz dilde yayınlandı. Balkanlarda Türk kültürü sahasında kıymetli hizmetlerde bulunarak 1994 yılından itibaren Bay Kültür ve Sanat Dergisi, İnci Çocuk Dergisi, Dost Gençlik Dergisi ve Balkan Haftalık Siyasi Gazetesi'nin sahibi ve yazı işleri müdürlüğünü yaptı.

Ayrıca uzun yıllar Uluslararası Balkanlarda Türk Kültür ve Sanat Şölenleri'ni düzenledi, bu şölende Balkanlarda Türk kültürüne hizmeti geçenlere ödüller verdi. Değerli çalışmaları nedeniyle kendisi de 1996 yılında Süreyya Yusuf Ödülü, 1997 yılında Türk Dünyası Hizmet Ödülü, 1998 yılında Kosova Türk Yazar ve Sanatçılar Derneği Ödülü gibi çeşitli ödüllere layık görüldü. Kültür ve sanata sunmuş olduğu katkıları için kendisine ayrıca Azerbaycan’ın Bakü Asya Üniversitesi tarafından fahri doktora ünvanı verildi.

ESERLERİ:

Şiir: Beş Parmak (Priştine, 1980), Şarkılar Seni Arar (İstanbul, 1982), Unutma (İstanbul, 1983), Dize Geze Geze (1988), Kadına Türkülerim (Priştine, 1988), Kadına Türkülerim II (1991), Selam Dur Geçmişe (1992), Bilmeceli Şiirler (Prizren 1996), Yaşarlar Dize Dize (Prizren, 1996), Ceviz Ağacı - Gagauz Çeşitlemeleri (2002), Yüreğim Kördüğüm (Prizren 2009), Ceviz Ağacı (Prizren 2002), Bir Gün Daha (Prizren 2003), Bir Yürek (Prizren 2006).

Antoloji: Çağdaş Yugoslavya Türk Şiiri Antolojisi (İstanbul, 1996), Gagauz Çağdaş Şiir Antolojisi (Ankara 1999), Rumeli Şairlerinden İstanbul’a Şiirler (Prizren 2006), Türk Dünyası Kadın Şairler Antolojisi (Prizren 2009), Balkan Kadın Şairleri Şiir Antolojisi (Prizren 2009), Yüzyılın Yüz Şairi-Bulgaristan Türk Şiiri Antolojisi (Prizren 2010), Türk Dünyası Şiiri Antolojisi (Prizren 2010), Kosova Türk Şiiri Antolojisi (Prizren 2010), Türk Dünyası Şairlerinden Atatürk Şiirleri (Cansel Donat ile, Prizren 2011), Kosova Türk Çocuk Öyküsü Antolojisi (Prizren 2012).

Araştırma-İnceleme: Rumeli Sizi Unutmaz (Priştine 1997), Aylardan Kalanlar (Prizren 1997), Suzi Çelebi (Prizren 1998), Hamit Altıparmak: Kosova-Prizren’de Osmanlı Mimari Eserleri (Prizren 2001). Geçmişten Günümüze Rumeli Türküleri (Prizren 2006), Tarih Boyunca Avrupa Kavşağı Kosova (Prizren 2008), Kırım’dan Gelirim - Kırımname (Prizren 2008), Balkanlar Türk Kültürü ve Edebiyatı (Prizren 2010), Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Balkanlar (Prizren 2010), Balkan Edebiyatları’nda Cahit Sıtkı Tarancı (Prizren 2010), Uygar Gökkuşağı Salıncağında (Prizren 2012).

Makedonca: Uşte Eden Den (Makedonca Prizren 2003), Moje Srce Je Nerazmrsiv Çvor (Prizren 2009).

Çocuk Kitabı: Ecem’in Masal Dünyası (Prizren 2012).

BİR ŞEY VAR GÖZLERİNDE

Bir şey var gözlerinde/Mevsimler değiştiren/Anlamlı, sıcak bir şey/Çiçekli bir şey gözlerinde

Bir şey var gözlerinde/Gülen bir şey/Seven bir şey gözlerinde//Osman BAYMAK

KÖR SEVDA

Ölen bulutun haberi yağmurdur derin/Her doğan gün sevdaya benzer/Biziz aydınlığı çözen aynalarda

Ben eli boş düşlerin sıcaklığıyım/Sana yazıyorum dokunmuş güneş parçasıyla/Özlem dolu

Yarım kalmış tedirginliğinde çığlığım/Üşüyen yıldızlar ellerimde ürkek/Hadi gel şimdi/Kör sevdanın gözünü açalım

Osman BAYMAK

‘’Manası mı var dudak bükmenin/ İki göz bir yürek işte/ Rüya gibi yaşanılmış aşk/ Alır gider yalnızlığını/ Ne sen bilirsin ne ben/ Ağarır gün sevi yıldızlar süslenir/ Tanrılar kıskanır/ Odalar aynasında/ Yıl, on iki ay/ Kadına can kurban/ Ve iki soluk arası/ Çarpar yüreğim’’

SAĞIR GECE

 

 

 

Bu gece

Ne de çok karanlık

Nasıl da sağır öfff

Yüzlerce güneşi öldürdü

Gök alabildiğine durgun ve karamsar

Bulut artıklarından olacak

Yoğun bir buğu mevsimi başlıyor gibidir şimdi

Ölüyorlar ölüyorum

Bıçak açamaz ağızları hepsi suskun

Gölgeler durmadan büyüyor

O ben miyim dersiniz

Vapur düdükleri acı acı uğulduyor bu gece

Bu gece

Ne de sağır bir gece başlıyor

Aramızda

SENİN YÜZÜNDEN

Bir kar yağıyor lapa lapa bir aralık günü

Geride kaldı bütün aylar

Nisan çiçekleri ve yaz güneşleri

Ve sen ve senden sonra bir dudak izi

Bir kar yağıyor lapa lapa bir aralık günü

Aşklardan ve nice yüreklerin sıcaklığından

Bunalmalardan ve eski sürgünlerden

Ve senden bana kalanlarda

Bir kar yağıyor lapa lapa bir aralık günü

Gezginim, bir yabancı bakıştım dün

Selanik’te ve yüreğim vurgun yemişti

Senden kalandım ve senin yüzünden

Osman BAYMAK

Yarınlara pes etmeden kendini biriktiren, mert yüreklere selam olsun! Selam olsun eşitlik ve özgürlüğün kapısından içeri girmiş yüreklere. Demokrasiyi yaşayacağımız koronasız günler dileğiyle sevgiler, saygılar…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Alp Arşivi
SON YAZILAR