Mümin Ağcakaya

Mümin Ağcakaya

KİMİN ÖLÜMÜ KİMİN BAYRAMI? (2)

KİMİN ÖLÜMÜ KİMİN BAYRAMI? (2)

 

   Kristof Kolomb’u yenileri izler ve koca kıtada birbiri peşi sıra koloniler   kurulur. Kıta Avrupalının işgaline açılır. Avrupa’nın ne kadar kaçağı göçeği varsa hepsi kıtaya doluşur. Elbirliğiyle yerli halkların sonu getirilir. Zenginlikleri Avrupaya taşınır. Nasıl trajedinin yaşandığının ayrıntıları okumaya meraklı  bir çok kişi tarafından aşağı yukarı bilinmektedir. Sadece; 1492’de sayıları 70 milyonu bulan Kızılderililerden günümüze sadece 2 milyonun kalması yaşatılan gerçeklik hakkında yeterli fikri vermektedir.

 

      ‘’ Dünya tarihinin en büyük soykırımını yapan Avrupalı istilacıların bu katliamı kitaplara şöyle yansıdı..

       “Ben Küba’da iken üç ayda yedi bin çocuk öldü. Acıdan çılgına dönen bazı anneler bebeklerini nehirde boğuyorlardı... Böylece erkekler madenlerde, kadınlar ağır çalışma içinde ve çocuklar da süt bulamadıkları için ölüyordu... bu kadar büyük, güçlü ve verimli topraklar kısa sürede boşaldı.’’  Las Casas

 

       “Tanrı’nın hususi takdiriyle savaştan kaçan kızılderililerin tamamına yakını çiçekten öldürdük. Tanrı topraklarımızı temizledi” Massachusetts Körfezi Kolonisi’nin ilk valisi John Wintrop

 

“Kızılderilileri yakıyorduk..Onları böyle ateşte kızarırken ve bu ateşi söndüren kan gölünde görmek korkunç bir manzaraydı, çürüyen cesetler ve bunlardan yayılan koku berbattı fakat zafer tatlı bir fedakârlık gibiydi..Bizlere olağanüstü yardımlarda bulunarak bu kadar gururlu ve kibirli bir düşmanı elimize düşüren, bu kadar çabuk bir zafer bahşeden Tanrı’ya şükranlarımızı sunarız.” Plymouth Kolonisi’nin Valisi William Bradford

 

  

 

 

   “ Bu uygulamalar esnasında yerlilerin maruz kaldığı kötü muameleler, zararlar, soygunlar, haksızlıklar ve büyük kötülüklerin sayılması istense bunun sonu gelmez. Çünkü onlar için Kızılderilileri öldürmek, yararsız hayvanları öldürmekte birdi. “

Cieaze de Leo

 

     “Kızılderililerin eğer altını yoksa çocuklarını satarlardı. eğer çocukları da kalmamışsa kendi hayatlarını verirlerdi. Bu haraçları veremediklerinden ötürü Kızılderililer işkence acıları altında ya da gaddarca zindanlarda öldürülürdü. Zira İspanyollar onlara hayvani bir vahşilikle muamele ediyor ve onları hayvandan daha aşağı görüyorlardı.. Kızılderililerin cesetleri köpeklerin önüne yem olarak atılıyor, vücutlarından yaralara iyi gelebilecek bir yağ üretiliyordu. Kızılderili kadınlar sıra hâlinde direk ve ağaçlara, çocukları da onların ayaklarına asılıyordu.” Papaz Motolinia

 

       “Sırf eğlence olsun diye, kadın erkek demeden yerli halkın ellerini, burunlarını ve kulaklarını kesip kopardıklarını ve bunun bölgenin değişik yerlerinde defalarca tekrarlandığını kendi gözlerimle gördüm.

Memeden kesilmemiş bebekleri annelerinin göğsünden alarak onları en uzağa fırlatma konusunda birbirleriyle yarıştılar.” Bartolome de Las Casas

 

       “Askerler pek çok Kızılderili’yi uykularında öldürdüler. Annelerinin göğüslerinden çekilip alınan bebekler anne-babalarının gözleri önünde kılıçla parçalanıyor ve bebeklerin parçaları ateşe atılıyordu. Kundaktaki bebekler beşikleri içinde parçalanıyor, kafaları eziliyor, en taş-yürekli adamın bile vicdanını sızlatacak bir vahşilikle öldürülüyorlardı..Bazı bebekler nehre atıldı, onları kurtarmak için anne ve babaları da suya atladı. Ama askerler ne çocukların ne de anne-babaların sudan çıkmalarına izin vermediler, hepsi boğuldu.” David de Vries

 

     ‘’  Kızılderili kadınları çocukları doğduğunda elleriyle onların ağzını kapatırlar..

Nefes alması için ellerini bir süre çekip, bebeğin tekrar ağlamasına fırsat vermeden aynı hareketi tekrarlarlar. Ağlamamak, gözlerini dünyaya açan bir Kızılderilinin aldığı ilk derstir. Beyaz adamdan kaçarken, kucaktaki bebeğin ağlaması her şeyin sonu demektir. Dersini iyi alamayan bir bebeğin çıkaracağı ses, kurşun yağmurundan ölmek demektir.’’

 

                Amerika topraklarının keşfi ve yağmalanmasından elde edilen zenginliklerin aktığı Avrupa ve şimdi üzerinde hâkimiyetin sürdürüldüğü Amerikan toplumları bu saltanatın geçmişinde yaşanan bu trajedinin ne kadar farkındalar. Yaşanan bu trajedilerden sonra kutlanan Kolomb Günü kimin bayramıdır, kiminin kara günüdür? Diye sormak gerekiyor.

 

 

 

 

               

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mümin Ağcakaya Arşivi
SON YAZILAR