Nereye gidiyoruz?
Gerçekten nereye doğru gidiyoruz? Var mı bu tünelin sonunu gören yoksa artık nereye çıkarsa çıksın düşüncelerine mi kapıldık? Kalabalık bir ortamda tüm düşüncelerinizi bir kenara bırakın derin bir nefes alıp çevrenize bir kaç dakika olsa da bakın, duyun, insanları ve insan ilişkilerini gözlemleyin. Ne kadar yapay olduk ne kadar da zekasız. Teknoloji hızla ilerliyor ama insanı var eden insani duygular da tam tersine gidiyor gibi…
Herkes bir şeyler de kusur arama, arkasını dönen her insana kuyu kazma peşin de. Geçmişte gayet sıradan olan davranışlar bugünler de bir ödül gibi geliyor insanlığımıza. Tebessüm etmek, yardım etmek, anlamak gibi ha bide yapay zeka trendi sorgulamayı, araştırmayı, merak etmeyi kaldırdı ortadan çabalama ruhunu da eksilere indirmiş durumda.
Hemen bir çıkmaza girdiğimiz de bulup araştırmak yerine “Dur hemen yapay zekaya sorayım” çıktı. Bazı materyalleri elbette hızlı sonuç almak için kullanmak bir yerlere kadar mantıklı ama insani ilişkileri sormak yapay zekaya sormak nedir? Arkadaşınızla, eşinizle, sevgilinizle yaşadığınız sorunları ne yapmayalım?, acaba bu hareketiyle ne demek istiyor? soranların sayısı da bir hayli arttı.
Duygu olmayan şeylere bağlandık, bağlandıkca da duygularımızı kaybettik. Her birimiz kendimizi boy aynasında kusursuz görüp, Hayatımız da günlük olan yaşadığımız etkileşimler de bir anlam yüklemeye başladık. Karşı tarafı hiç dinlemeden. Stratejiler belirleyip kılıçlar ve kalkanlarımızı kuşandık.
Duymadık, görmedik, her birimizin bir insan olduğunu unuttuk. Evet teknoloji, yapay zeka, yeni çıkan tüm ürünler mâkul seviyelerde gerçekten yardımcı görevi olarak kullandığımız da faydalı ama bizim hayatımızın bir yansıması yapmaya çalışmak işte o zaman asıl benliğimizi kaybettiğimiz zamandır. Teknolojilere ayak uydurup, kullanmasını öğrenelim derken de biz robotlaştık;
Duygusuz, soğuk ve samimiyetsiz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.