Meltem Gönüllü

Meltem Gönüllü

SİZ HİÇ BİR KADIN GİBİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

SİZ HİÇ BİR KADIN GİBİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Özellikle yaşadığımız şu zorlu coğrafyada bir kadın olmanın tüm zorluklarına nasıl göğüs gereceğinizi, her geçen gün daha da artarak devam eden kadın cinayetlerinin tecavüz ve şiddet olaylarının karşısında yüreğinizin hangi duygularla çarpacağını hiç hayal ettiniz mi?

Kadın Ana’dır. Kadın Yar’dır. Kadın Sevgilidir. Kadın Can’dır. Dosttur, sırdaştır. Kadın Yoldaştır. Sevdiğine son nefesine kadar vefalı davranır. Sevmediğine de dünyayı dar eder kendince. Nice kadın tanıyorum bu kentte; adını kamuoyunda duyurmadan gazetelerde çarşaf çarşaf yer almadan en ücra köyümüzdeki çocukların yardımına koşan ve bunu hiçbir zaman hiçbir karşılık beklemeden büyük bir özveriyle yapan…Her çocuğu kendi çocuğu gibi görürler. Canını feda, bedenini siper eder çocuklar için. Ben de bir kadınım ve artık İSYAN EDİYORUM!

EDİ BESE!...

Son yirmi yıldaki kadın ve çocuk cinayetleri ve tecavüz olayları neredeyse tam 20 kat artmış durumda.

Siz 6 yaşındaki Gizem Akdeniz’in canına nasıl kıyıldığını biliyor musunuz? Babasının kuzeni tarafından defalarca tecavüze uğrayan ve cesedi bir ormanda bulunan bu çocuk sizin çocuğunuz da olabilirdi.

Özgecan Aslan’ın suçu, dolmuştaki son yolcu olmak mıydı?

Antalyalı bir ailenin 15 yaşındaki kızları Sezgi’yi hatırlayanız var mı? Yıllar önce Face’den tanıştığı biri tarafından (yanındaki iki pislikle birlikte) kaçırılmış, vahşette sınır tanımamacasına tecavüz ve şiddete uğrayarak can vermişti.

Ya Gülistan? Gülistan Doku, sırlarıyla beraber yok olup gitti…

Diyarbakır’da Bağlar’ın bir ara sokağında öldürülen Mücella Demir’e ne demeli? Ve adlarını sayamadığım nice kadın, nice çocuk!

Bir an düşünüyorum, burası benim ülkem mi?

Önlem alınmadığı ve cezai yaptırımlar en ağır şekilde uygulanmadığı takdirde, ne yazık ki yakın bir gelecekte biz de tıpkı kadınlarının yüzde 79’unun cinsel saldırı ve şiddete maruz kaldığı Hindistan gibi dünyada kötü bir ün sahibi olacağız.

2019 yılı verilerine göre dünya genelinde her 10 kadından 4’ü fiziksel ya da cinsel şiddet mağduru. Ülkemizdeki rakamlar ise şöyle:

2019 yılında “cinsel dokunulmazlığa karşı suç” kapsamında tam 49 bin 57 dava açılmış. Açılan davalardan 22 bin 689 tanesi yani yarıya yakını çocuklarımızın cinsel istismarı nedeniyle açılan davalar ne yazık ki! Ve Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre 2012-2019 arasında çocuklarımıza yönelik cinsel istismar davalarında tam yüzde 29 oranında bir artış var. Bu oran sadece açılan davalardaki artış oranıdır. Tüm vakaları kapsamıyor elbette.

Yine 2019 yılında ülkemizde ne yazık ki tam 474 kadın öldürülmüştür. 2020 Ocak ayında 27, Şubat’ta 22, Mart’ta 29 …Böyle devam edip gidiyor 2020 Haziran ayına gelince, en 27 kadın cinayeti işlendiği ve 23 kadının da şüpheli şekilde yaşamını yitirdiği KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURACAĞIZ Platformu tarafından açıklandı. Temmuz ayında erkekler tam 36 kadını öldürdü.

İl bazında ise Diyarbakır’da Haziran ayında 1 kadın cinayeti, 2 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiş. Aslında Diyarbakır ilimiz kadın ve çocuk cinayetleri açısından Türkiye’de son sıralarda yer almakta. Bunun nedeni, sürdürülen ve yaşatılan gelenekler, örf ve adetler ve yaşam tarzıdır. Ben buradaki kadınları batıdaki hemcinslerine göre daha özgür ve daha şanslı görenlerdenim. Burada kadın, yeri geldiğinde evinin efendisidir. Son sözü o söyler. Ama yine de ne yazık ki bazı istenmeyen davranışlarla da karşı karşıya kalabilirler. Bunun nedeni ister ekonomik ister psikolojik olsun, şiddet her zaman şiddettir. Asla mazur görülemez.  

BEYLER KENDİNİZE GELİN! SONUÇTA SİZLERİ DE BİR ANA DOĞURDU…

Artık sizler de kadın ve çocuklarımıza karşı işlenen suçlarda tavrınızı belirleyin. Kadınımızın eğitimli olmasından korkmayınız, elinin ekmek tutmasıyla gurur duyunuz. Kendi kendine ayakta durabilen ve varlığını sürdüren her kadın, erkeğinin en büyük dayanağıdır. Sırtını yaslayabileceği Dağı, gülünü derebileceği Bağı’dır. Yola çıktığı yoldaşı, en büyük sırdaşı, ekmeği aşıdır. Tabi ki kıymet bilene…

Bu arada, kadınlarımız sadece fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalmıyorlar elbette. Bir de sözlü taciz, her türlü mobbing yani psikolojik baskı da var.

Genellikle ve de özellikle çalıştıkları işyerlerinde diğer arkadaşlarından daha başarılı oldukları için bir tehdit olarak algılanırlar ve her türlü zorbalığa maruz kalırlar. Mobbing; bir kişiyi taciz etmek, sindirmek, kabadayılık yapmak ya da rahatsız etmek için iş birliği yapan bir grup kişi demektir. Psikolojik baskı ile yıldırmaya çalıştıkları kadın, aslında başarısı kıskanılan ve kendi pozisyonları makam ve mevkileri için en büyük tehlike olarak görülen bir düşmandır adeta!

 “Kadına ve çocuğa uzanan eller kırılsın” … “Kadınlarımız, baş tacımızdır” gibilerinden sözlerle geçiştirilmeye çalışılan her türlü şiddete karşı bir an önce gereken somut adımlar atılmalı ve görmeyi arzuladığımız yasal düzenlemeler derhal gerçekleştirilmelidir. Yüce Allah, bir kadın bir de erkek yaratmış. Yaradılışta bile bir eşitlik var da niçin yaşamda yok dersiniz?

HAFTAYA GÖRÜŞMEK ÜZERE SAĞLICAKLA KALIN

Meltem Gönüllü

Önceki ve Sonraki Yazılar
Meltem Gönüllü Arşivi
SON YAZILAR