Mustafa Nesim Sevinç

Mustafa Nesim Sevinç

Baz etkisinin büyüsü

Baz etkisinin büyüsü

Mustafa Nesim Sevinç

“Baz etkisi” ekonomistlerin sihirli değneği mi, yoksa bizim kandırılma hazırlığımız mı?

Ekonomi yönetimimiz son dönemde Temenniler manzumesini ekonomi politikası diye anlatıp, her açıklanan veriden sonra, önümüzdeki günlerde göstergelerin iyileşeceğini ifade eden ekonomi yönetimi, “baz etkisi” diye vurguyu araya sıkıştırıp, öyle büyülü açıklamalar yapıyor ki, Harry Potter kitaplarını bile kıskandırabilir. "Baz etkisi" denilen bu sihirli değnek öyle bir şey ki, enflasyon yükselirken bile "aslında düşüyor" dedirtiyor. Acaba biz mi yanlış görüyoruz, yoksa gerçekten büyü mü yapılıyor?

Baz etkisi öyle bir şey ki: sanki “ekonominin sihirli gözlükleri”

· Marketten 100 liralık alışveriş yaparken cüzdanınız ağlıyorsa, "ama geçen yıl 120 liraydı" diyerek kendinizi avutabilirsiniz.

· Elektrik faturası geldiğinde "geçen yılın aynı ayında daha kötüydü" diye sevinebilirsiniz.

· Benzin fiyatları için "zaten Mars'a gidemiyoruz, o yüzden önemli değil" diye felsefe yapabilirsiniz.

Ekonomistlerimiz adeta birer sihirbaz: "Abrakadabra! Rakamlar düşüyor!" diyorlar. Biz de inanıyoruz çünkü inanmak istiyoruz. Ama market raflarındaki fiyat etiketleri bize başka bir hikâye anlatıyor.

Bu "Baz etkisi" hikayesi bana bir önceki bakanlık döneminde, yani parasal genişleme yaşanan süreçlerde sahte refah tanımıyla Sayın Bakan Mehmet Şimşek’in 2010'lar da ki o meşhur “kredili refah döneminin dijital versiyonu” "kredi kartı refahı"nı hatırlatıyor.

O zamanlar:

· Bankalar kart limitlerini öyle bir artırdı ki, herkes kendisini zengin sanmaya başladı.

· "Borçlanma = Zenginleşme" denklemine inandırıldık.

· Sonra gelen fatura ödemeleriyle uyandık.

Şimdi de aynı oyunun dijital versiyonunu oynuyoruz. Ekranlarda gördüğümüz rakamlar bize "iyiye gidiyoruz" dedirtiyor ama cüzdanlarımız "hadi oradan" diye bağırıyor.

Ekonomi yönetiminin açıklamaları ile gerçekler arasındaki fark (uçurum):

· Ekranlarda: "Enflasyon düşüş eğiliminde"

· Market raflarında: "Domatesin kilosu 50 lira"

· Ekonomistler: "Baz etkisi sayesinde..."

· Vatandaş: "Etkiyi bir türlü göremiyorum"

Bu durum, doktora gidip "hastayım" dediğinizde doktorun size "ama geçen yıl daha kötüydünüz" demesine benziyor. Teşekkürler doktor, şimdi daha iyi hissettim!

Ekonomi politikalarının başarısı, "baz etkisi" gibi geçici faktörlerle değil, üretim, tasarruf ve gelir dağılımındaki yapısal dönüşümle ölçülmeli. Bu "büyülü" anlatılar bir süre daha devam edebilir. Ama eninde sonunda her büyü bozulur. Harry Potter'da olduğu gibi, gerçekler her zaman ortaya çıkar.

Belki de kendimize sormamız gereken asıl soru: "Bu ekonomik büyüye inanmaya devam edecek miyiz, yoksa sihirbazın şapkasının altına bakmaya cesaret edecek miyiz?"

Belki de en acı ironi şu: Rakamların büyüsüne inananlar, bir gün kendilerini "büyülenmiş" olmaktan kurtaramayacak.

Bu durum, George Orwell'in 1984 romanındaki o unutulmaz tespiti akıllara getiriyor: “Ekmek 600 gramdan 550 grama düşürülünce, eski kayıtlar derhal imha edilir ve yeni düzenleme ‘ekmek 500 gramdan 550 grama çıkarılmıştır,’ diye açıklanır.”

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Nesim Sevinç Arşivi
SON YAZILAR