NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Belediyeme dokun! (ma)

Belediyeme dokun! (ma)

 

Doğu ve Güneydoğu illerindeki belediyeler sessiz sedasız el değiştiriyor.

Seçilmişler gidiyor, atanmışlar geliyor.

Dünyada bildiğimiz, tanıdığımız uygulanan ne kadar demokratik teamül varsa hepsine aykırı bir durum olmasına rağmen, periyodik olarak devam ediyor görevden alınmalar.

Seçenler, ‘Belediyeme dokunma’ demiyor ya da diyemiyor.

İki seçenekte tartışma konusu.

 

Neden demiyor?

Neden diyemiyor?

Bu sorular çoklu cevaplar içeriyor.

Cevaplar bu satırlara da sığmaz.

 

İktidarın bu konudaki amacının ve umudunun ne olduğunu başından beri biliyoruz.

Niyetlerin yüzde yüz iyi olduğu konusunda bizi ikna etme şansları yok.

DBP’li belediyelerin aslında HDP’li belediyeler olduğu konusunda da bir tereddüt yok.

HDP siyasetinin mahkûm edilmek istendiği gerçeğinden hareketle meseleye baktığımızda; dolayısıyla görevden almaları PKK’ye karşı verilen mücadelenin bir parçası olarak değerlendirmemiz gerekiyor.

 

Görevden almalara kentlerde, ilçelerde herhangi bir tepki yok.

Verilmesi gereken tepkinin şiddet içerikli olması elbette gerekmiyor.

Ancak, yazılı ya da sözlü demokratik bir tepkiye de tanıklığımız yok.

Halkın tepkisi söz konusu olmadığı gibi Sivil Toplum Kuruluşlarının da herhangi bir tepkisi yok.

Görevden alınmalara yönelik duruş; kaba da olsa telaffuz etmek durumundayım, maalesef ‘Hak ettiler’ gibi bir duruma hitap ediyor.

 

Bir kesim böyle düşünmüyor olsa bile, gerçeği söylemek gerekirse bir kesim böyle düşünüyor.  

 

Kim haklı, kim haksız, ya da hukuksuz gibi bir tartışma sonucu değiştirir mi?

Bu kaotik zeminde bunun bir cevabının olması da sonucu değiştirmiyor.

 

‘Kentimizi de kendimizi de biz yöneteceğiz/Biz yönetiyoruz’ sloganı ile başlayan yerel iktidar hikâyesinin geldiği bu nokta, dışarıdan bizim/hepimizin tartışma konusu olduğu gibi, içeride DBP/HDP ve PKK’nin de tartışma konusu durumunda.

 

(Belediyelerin hizmetleri konusunda Abdullah Öcalan’ın memnuniyetsizliğini kardeşinin ziyaret sonrası yaptığı açıklamadan gördük. Aynı şekilde Kandil’in de böyle bir memnuniyetsizliğinin olduğunu yine açıklamalardan biliyoruz. Aynı şekilde devletin ve iktidarın memnuniyetsizliğini de açıklamalardan biliyoruz. Parçaları birleştirdiğimizde, tepkisizliği de buna eklediğimizde ‘Hak ettiler’ sonucuna bir adımda olsa yaklaşabiliyoruz.)  

 

Bu nedenle; 20 yıllık yerel iktidar deneyiminin geldiği bu nokta ciddi bir tartışma konusudur.

Ya da başka bir deyişle; ‘Hizmetten çok siyaset üretme çabasının belediyeleri getirdiği nokta’ diyebiliriz. Bunu halkın görevden alınmalara yönelik vermediği tepkiye odaklı olarak değerlendirmemiz sanırım çok yanlış olmaz.  

 

Belediyelerde devletin görevden almalarından önce kendi içinde görevden alınmaların ‘iç kayyum’ atamalarının olup olmadığı konusu ise ayrı bir tartışma konusu!

 

Şimdi ‘belediyeme dokunma’ seslerinin olmamasını ayrı bir yerde tutuyoruz.

Yeniden bir seçim olması halinde seçmenin tercihi sandığa nasıl yansır?

Tek cevaplık bir final sorusu

‘Hak ettiler’ düşüncesinin ne kadar geçerli olup olmadığının cevabını da net bir şekilde o zaman alacağız. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR