HDP’nin kapatma davası ile ilgili iddianameyi ret ettiği için, Devlet Bahçeli Anayasa mahkemesini tehdit etmişti. Yeniden hazırlanan iddianame bir kez daha incelendi, bu kez kabul edildi. Yani HDP’nin kapatılmasına dair süreç başlamış oldu. Kapatılır ya da kapatılmaz, bunun için şimdiden kesin bir şey söylemek mümkün değil, ancak, kapatma ile birlikte iddianamede adı geçen siyasetçilere ‘siyasi yasak’ getirilmesi gibi bir niyetin olduğunu da biliyoruz.

Anayasa mahkemesinin kararlarını tartışmıyoruz. Bu yapılanların, alınan ve alınacak kararların, olan-bitenin kimseye bir faydasının olmadığını, ancak ülkeye zararının büyük olduğunu, olacağını söylemek mümkün.

Aslında Anayasa mahkemesi, bu dava ile çok büyük demokrasi sınavı verecek. İddianamenin kabul edilmesi demek kapatma kararının kesinleştiği ya da kesinleşeceği anlamına gelmiyor. Bazı güçlerin beklentisinin aksine kapatma kararı çıkmazsa, Türkiye ve Anayasa mahkemesi ciddi bir sınav verecektir.

Bekleyip göreceğiz.

Ancak, gerilimli atmosferin fitilinin, İzmir baskınında genç bir kızın katledilmesiyle ateşlendiğini görebiliyoruz, hissedebiliyoruz. Ardından kapatma davası iddianamesinin kabul edilmesi, süreçlerin birbirine denk getirilmesinin çok ciddi bir hesaplamanın yapıldığını gösteriyor. Şu ya da bu şekilde 2023’ten önce erken bir baskın seçim hazırlığının son fırsat olarak değerlendirileceğini gösteriyor.

HDP seçmeninin kapatma ya da siyaset yasaklarından korkarak iktidara yanaşma ya da destekleme gibi bir eğiliminin olacağı da bu hesaplar içinde değerlendiriliyorsa, bunun ciddi bir yanılgı olacağını şimdiden hatırlatmakta yarar var.

Bu olan bitenler, HDP’li olmayanı da HDP’ye yakınlaştırdı. HDP seçmeni bir yana, iktidara oy veren Kürtlerin önemli bir kesimi de sandıkta ya tercihini değiştirecek ya da sandığa gitmeyecek. Verilecek vaatler de insanları ikna etmeyecek, çünkü yapılanlar yapılacakların teminatı olarak halkın belleğinde çok diri, çok canlı duruyor.

Din, dil, ırk, soy, sop, mezhep fark etmiyor, totalde; Türkiye seçmeni zulmü, zulüm yapanı adaletsizliği sevmiyor, desteklemiyor. Şimdiye kadar ki destekler Adalet beklentisi içindi, beklentinin kaynağı da tükendi.

Bir ürün pazarda ne kadar pahalı olursa olsun, bir şekilde belki alınabilir.

Ancak, özgürlüğün, iradenin bir fiyatı yok, asla alınamaz, gasp edilemez, el konulamaz.

Kilit altında olsa bile. Asla...

Demokrasiye kıymayın efendiler!