Son dönemlerde Ortaokul ve liselerle ilgili ciddi şikâyetler geliyor. Şikâyetler, ‘neler oluyor’ dedirten cinsten. Dün de bu anlamda iki şikâyet geldi, muhatapları ile konuştuk, öyle yenilir yutulur cinsten değil. Veliler, bilinçli, eğitim hakkıyla birlikte çocuklarının haklarını da bilinçli bir şekilde savunuyorlar.

Gelen bir ihbar üzerine iddiaları araştırmak üzere birkaç telefon görüşmesi yaptım, doğruluğunu teyit ettim.

Diyarbakır'ın Dicle ilçesine bağlı Karagömü Ortaokulu ile ilgili iddia ve görüntüler adeta şok etti. Okul Müdürünün yaklaşık iki yıldır okula uğramadığı ortaya çıktı. Nasıl ve ne şekilde olmuş bilemiyorum, ancak olmuş. Fotoğraflara baktım, gerçekten içler acısı. Okulun fiziki durumu ve güvenliğiyle ilgili ihmaller fotoğraflarla direk göze batıyor. Tuvaletlerde kapı yok, su konusu sorun ve hijyen koşullar yok.

Okul bahçesinde bulunan Atatürk büstü kırık ve bakımsız durumda. Veliler, sayısız kez şikâyette bulunmuş, ancak sonuç alamamış. Okul Dicle ilçesine bağlı, ancak uzak. Yani gözlerden uzak bir ücra köşede. Belki de Müdürün uğramaması da bu nedenle.

Okul ile ilgili bilgi almak üzere telefon turlarını sürdürürken, tesadüf bu yana, bir veli, kız çocuğunun okuduğu Dicle 15 Temmuz Şehitleri ortaokulundaki durumu aktarmak istiyor. Bilinçli, hak arayan bir veli, CİMER’e de yazdığını söylüyor.

Veliyi dinliyorum, şunları anlatıyor;

“Okul Müdürü, benim kızımda dâhil 20 öğrenciyi okula almamış, eve göndermiş. Nedenini sorduk, çocuklar kıyafet nedeniyle olduğunu söyledi. Öğrencilere kötü davranmış, hakaret etmiş. Hiç hakkı yok. Çocuk altına neden tayt giymiş diye kızıyor, onurunu kırıyor, eve gönderiyor. Konuşmak için okula gittim, bahçede oturmuş sigara içiyor. Bu durum bile eğitim kurumuna yakışmıyor. Konuşuyoruz, ancak anlaşamıyoruz. Çocukların hakkını savunuyorum, umursamıyor. Bir kıyafet yönetmeliğimi var? diye soruyorum. Cevap yok. Okul aile birliğinin belirlediği bir kıyafet zorunluluğu olsa hak vereceğim. Yani ortada keyfi bir durum var. Bu koşullarda çocuklarımız nasıl sağlıklı eğitim alacak. Anlaşamayınca durumu CİMER’e şikâyet ettim.”

Şimdi, biz de ‘Eğitimde neler oluyor’ diye sormak istiyoruz.

İki örnekte can sıkıcı, birilerini töhmet altında bırakmak adına yazmıyorum, çocuklarımızın, ülkenin sağlıklı bir geleceği olsun diye yazıyorum. Bunlar bize yansıyanlar, yansımayanların da sayısız olduğu konusunda hiç şüphem yok.