Zülküf Kışanak

Zülküf Kışanak

Gözdağı çok büyük…

Gözdağı çok büyük…

Orada, burada ne kadar katil, psikopat, ayak takımı, ipe sapa gelmez insan müsveddesi varsa hepsi pervasızca tehdit ediyor, hepsi hakaret ediyor, hepsi sahneye sürülüyor, hepsi sokağa salınıyor. Belli ki hepsi karanlık günlere hazır ediliyor. Daha fazla sıkıştırılacak köşe kalmadı, daha fazla geri adım attırılacak bir yer kalmadı. Çıkışı kaosu patlatmakta görüyorlar, canı burnunda memleketi karıştırmakta arıyorlar, “Çoktan çok, azdan az…” demeye getiriyorlar. Gözdağı çok büyük, tehdit tahammül sınırlarını aşıyor. Öyleyse safları sıkılaştırmanın, bir olmanın, daha doğrusu tıkıştırdıkları korku çukurundan çıkmanın tam zamanıdır, ötesi yok. Neysek oyuz, ne olacaksa olacak korkunun ecele faydası yok, bir adım öne çıkmanın, kapıya dayanan zorbaya dur demenin tam zamanıdır…

*

Ülke ateş çemberinde, bölge yanıyor, her an hepimizi sarabilir, hiç umulmadık bir kaosun içinde kendimizi bulabiliriz. İsrail’in vahşetine özenmek, onun yolunu yol bellemek, dahası, “O yapıyorsa ben de yaparım, o boğuyorsa ben de boğarım…” demenin kimseye bir yararı olmayacak, olamaz da. En sıradan kavgaların, kargaşaların bile ciddi bir maliyeti vardır, ağır bedelleri vardır. Öyle herkes, her an kavgaya giremez, canı istedi diye düşmanlık yapamaz. Herkes çok iyi bilsin ki düşmanlık yapmanın da öyle böyle değil, hayal edileyemeyecek kadar büyük bir bedeli vardır, bir maliyeti vardır. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki bu gidiş hayatı herkese zindan edecektir, bu akıl herkesin belini iki büklüm edecektir, memleketi bir daha yakasını bir araya getiremeyecek hale sokacaktır. Yol yakınken herkes aklını başına toplasın. Tehdit, hakaret, çıplak güç sanıldığı kadar kazandırmıyor, kazandırmamıştır, hep büyük kaybettirmiştir. İki adım geri durup tarihe bakmak bile yeterli olacaktır…

*

Halkını teslim almanın, almayı düşünmenin sonu hüsrandır, yıkımdır, kırımdır, daha doğrusu cehenneme kapıyı aralamadır. En iyi bu ülke, bu halk biliyor. Hiç kimsenin, en çok da katil sevicilerinin bol keseden atmaya, tehdit savurmaya, hakaret etmeye, pazu göstermeye ne haddi, ne hakkı vardır. Memleketi ateş bir sardı mı kim var, kim yok herkesi yakacağını bilmek için bu ülkenin geçmişine bakmak yeter de artar, öyle bir bilen olmaya gerek yoktur. En önemlisi bela kapıya dayandı mı her insanın, her canlının yapacağı, yapabileceği çok ama çok şeyin olabileceği unutulmamalıdır, akıldan çıkarılmamalıdır. Bu vaziyet öyle “Atı alan Üsküdar’ı geçti…” hikayesiyle geçiştirilecek, üstü kapatılacak, paydos edilecek bir vaziyet değildir. Bu memleket bir bütün olarak, “Nerede inceyse oradan kopsun…” kültüründen geliyor. Herkes ne konuştuğuna, ne söylediğine dikkat etmek zorundadır. Sorumlu davranmak her zamankinden daha elzemdir. Unutulmasın ki her mahallenin bir delisi, her evin yoldan çıkmaya can atan bir cengaveri vardır…

*

Demem o ki hiç kimse kabadayılık yaparak bu halkın sabrını daha fazla sınamaya kalkmasın, olur olmaz tehditler savurmasın, hakaret etmeye cüret etmesin, gözdağı vermeye devam etmesin, daha doğrusu memleketin ağız tadını bozmasın. Yıkımın alasını, ölümün binbir çeşidini yaşamış bir halka vız gelir, tırıs gider. Hiç kimse bu halka aba altında sopa göstermeye kalkışmasın artık, yeter. Bu halk, sopanın ucunu değil, sopanın kökünü gördü, zalimin yedi ceddiyle tanıştı, şiddetin her türlüsünü göğüsledi. Değil bir defa, bin defa kıyametini yaşadı, yine de boyun eğmedi, teslim olmadı, olmayacak. Faşizmin ayak sesleri duyuldukça, ırkçı çetelerin borusu üttükçe, çakal takımı böğürdükçe kaos büyüyecektir, huzursuzluk hiç olmadığı kadar artacaktır. Demem o ki öfke çok büyüktür, öfke patlaması sanıldığından daha yakındır. Biline…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zülküf Kışanak Arşivi
SON YAZILAR