Güneş Sadece Tenimizi Değil, Ruhumuzu da Yakıyor
Son günlerde güneş, yurdun üstüne adeta ağır bir yorgan gibi seriliyor. Yurdun dört bir yanında termometreler 45 dereceyi gösterirken, sadece cildimiz değil; sabrımız, enerjimiz, hatta hayata bakışımız bile ter içinde kalıyor. İnsan psikolojisinin hava koşullarından bu kadar etkilenmesi, yalnızca bir his değil; bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçek.
Psikoloji literatüründe “heat hypothesis” (sıcaklık hipotezi) olarak bilinen bir kavram var. Bu teoriye göre, yüksek sıcaklıklar insanların sinir sistemini tetikliyor, tolerans eşiğini düşürüyor ve tahammülsüzlüğü artırıyor. 2019’da Nature Human Behaviour dergisinde yayımlanan bir araştırma, sıcak havalarda öfke, agresyon ve ani çıkışların yüzde 14 oranında arttığını ortaya koyuyor.
Bunun nedeni ise oldukça net: Vücudumuz sıcakla başa çıkmak için ekstra enerji harcıyor. Kan dolaşımımız hızlanıyor, terleme mekanizmamız devreye giriyor ve beynimiz bu “hayatta kalma moduna” geçtiğinde, duygusal regülasyon becerilerimiz arka planda kalıyor. Yani sıcak havalarda kendimizi daha çabuk sinirlenir, daha çabuk yorulur ve odaklanmakta zorlanır halde bulmamız tesadüf değil. Bu nedenle sıcaklar, insan ilişkilerindeki tahammülsüzlüğün ilk nedenine dönüşmeye başlıyor. Özellikle trafikte bunu fazlasıyla deneyimlemek mümkün. Sosyal ve sportif etkinliklerin azalması da en önemli göstergelerden.
Üstelik bu sadece ruh hâlimizi değil, karar verme yetimizi de etkiliyor. ABD’de yapılan bir başka deneyde, sıcak günlerde öğrencilerin sınav performanslarının ortalama %13 düştüğü gözlemlenmiş. Yani güneş sadece dışarıdaki asfaltı eritmekle kalmıyor, zihnimizin keskinliğini de yavaş yavaş törpülüyor.
Ancak bu tabloyu tamamen karanlık görmek zorunda değiliz. Sıcak havalarda bol sıvı tüketmek, hafif gıdalarla beslenmek, günün en sıcak saatlerinde gölgede kalmak ve uyku düzenine dikkat etmek, ruhsal dengeyi korumada önemli birer adım. En önemlisi ise, bu dönemde hem kendimize hem başkalarına karşı biraz daha anlayışlı olmak. Çünkü belki de karşımızdakinin sert cevabı, bizim sandığımız kadar bize değil, termometredeki 45 dereceye ait olabilir...
Ve evet, sıcak geçiyor… Ama geriye, bu günlerde gösterdiğimiz sabrın ve birbirimize kattığımız anlayışın hatırası kalacak. Belki de bu yüzden, bazen en yakıcı güneş bile, insan ilişkilerinde serin bir gölgeye dönüşebilir.
Kalın sağlıcakla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.