Selim Kaplan

Selim Kaplan

Karadeniz Isıtılıyor

Karadeniz Isıtılıyor

Zengin olan ağa, köylü üzerindeki hâkimiyetini devam ettirmek için, yörede nam salmış bir eşkıya ile anlaşmak zorundadır. Çünkü sadece paralı olmak, güçlü olmak için yeterli değildir. Güçlü olmak, hem para ve hem de silah sahibi olmakla mümkündür.

Sosyal içerikli, yerli filmlerde, bu tema genelde yer almıştır. Büyük usta Şener Şen’in ağayı, İlyas Salman’ın eşkıyayı canlandırdığı “Erkek Güzeli Sefil Bilo” filmi, bu temaya ilişkin mesajı, çok iyi veren örneklerden biridir.

Ülkeler için de durum böyledir.

Ekonomik ve askeri yönden güçlü ABD gibi ülkeler, dünyada söz sahibi ülkelerdir.

Bir ülke ekonomik olarak güçlü ise askeri olarak güçlü olan bir ülke veya ülkeler ile ittifak yoluna gider. Arap Ülkelerinin batı ülkeleri ile ittifak kurması gibi.

Eğer bir ülke askeri olarak güçlü ise ekonomisi güçlü ülkeler ile ittifak yoluna gider. Rusya’nın Çin ile ittifak kurması buna örnektir.

Eğer bir ülke hem ekonomik ve hem de askeri yönden zayıf ise Afrika ülkeleri gibi sömürülen ülkelerden olur.

Dünya 1990’lara gelindiğinde, askeri ve ekonomik güç olarak, üç ayrı gruba ayrılıyordu. Batının oluşturduğu NATO, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve bir kısım doğu Avrupa ülkesinin oluşturduğu Varşova paktı ve Dünyanın diğer devletlerinin oluşturduğu Bağımsız Devletler Topluluğu.

1991’de SSCB’nin dağılması ile Varşova Paktı da dağıldı ve böylece dünya bir ağasını kaybetti. Bu tarihten sonra, NATO dünyanın en güçlü ağası haline geldi. Geçmişte Varşova Paktının üyesi olan ve Rusya’ya dost ülkelerin çoğu, aşağıdaki resimde ve tarihleri ile görüldüğü üzere, güçlü olan ağanın yanında yer almak için NATO’ya üye oldular.

Dağılmış Varşova Paktının ana omurgası olan Rusya’nın toparlanması on yıl sürdü. Sayın Vladimir Putin ve ekibinin 2000 yılından itibaren iktidara gelmesi ile doğal kaynakları, tarımsal üretimi ve yetişmiş insan gücü ile güçlü olan Rusya, yine eski güçlü günlerine döndü.

Rusya içerde, başta Çeçen sorunu olmak üzere, iç karışıklıkları süratle bastırdı. Dışarıda da Şanghay İşbirliği Örgütü’nü (*) kurarak Çin’i yanına aldı ve kendisini batıda kuşatmaya çalışan NATO için önlem almaya başladı.

Rusya, gelecekte olacağını düşündüğü Ukrayna savaşı için, 2006 yılından itibaren ekonomik tedbirler alarak hazineyi ve askeri malzeme üreterek orduyu güçlendirdi.

Ukrayna’nın NATO’ya üyeliğini engellemek için, 2014’te Ukrayna’’ya ait Kırım, Donetsk ve Luhansk bölgelerini buralarda kendisine bağlı milislerle geçici olarak işgal etti. Bu bölgelerdeki kalıcılığını ve gayri nizami harbi devam ettirmek için de, paralı asker grubu Wagner’i kurdu.

Rusya, 2022 yılı Şubat ayında Ukrayna’yı tamamen işgal etmek için yaptığı girişimden sonuç alamayınca, sadece geçici işgal ettiği üç bölgeyi ilhak etti ve halen devam eden savaşta, Ukrayna üzerinden NATO’yu yıpratmaya çalışıyor.

Rusya-Ukrayna savaşı; Varşova Paktı dağıldıktan sonra, başta Fransa olmak üzere bir kısım üye ülkelerin “NATO artık işlevini kaybetmiş ve gereksizdir” düşüncesinde olan özellikle Avrupa Ülkelerinin bütünleşmesine, NATO’nun ve dolayısı ile ABD’nin ağalığına ihtiyaçları olduğunu göstermiştir.

NATO ittifakı için Ukrayna savaşı, Rusya’yı yıpratma savaşıdır. Görünürde Rusya ve Ukrayna arasında olan bu savaşta, Ukrayna NATO’dan silah ve ekonomik destek almaktadır. Batı bloğunun desteklediği paralı asker grupları ile Rusya’nın Wagner grubu bu savaşının asli unsurları haline gelmişlerdir.

Beş yüz bine yakın insanın yaşamını yitirdiği savaş, geldiğimiz tarih itibari ile Rusya- Ukrayna hattında sıkışmıştır.

Rusya’nın, Belarus üzerinden Wagner vasıtası ile savaşı genişletme hamlesi, Polonya ve Almanya’nın aldığı önlemler ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olması ile boşa çıkmıştır.

Ukrayna savaşında, batısında ve kuzeyinde sıkışan Rusya’yı güneyinden yıpratmak için NATO; Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve Slovakya’ya askeri yığınak yapmış ve gerçek mühimmatlar ile tatbikatlar yapmaktadır.

Rusya ve Ukrayna’nın güneyindeki savaş alanı Karadeniz’dir.

Yakın zamanda Ukrayna’nın, Karadeniz’deki Rus gemileri ile Kırım’a denizden yaptığı taarruz haberlerinden, Karadeniz’deki çatışmanın fitilinin ateşlendiğini anlıyoruz.

NATO’nun aldığı tedbirlerden, Karadeniz’deki Ukrayna-Rusya çatışmasında, Bulgaristan ve özellikle Romanya’nın Ukrayna’yı dolaylı destekleyeceği değerlendirilmektedir.

NATO’nun boğazları kullanmak sureti ile Rusya’yı sıkıştırma düşüncesinin, Türkiye’deki iktidarın olumlu yaklaşımına rağmen, Montrö Boğazlar Sözleşmesine takıldığı görülmektedir. Hatta bir kısım basında, İstanbul kanalı projesinin de Montrö sözleşmesini baypas etmek için düşünüldüğü dile getirilmiştir.

Coğrafyamızda kavurucu yaz sıcaklarının yaşandığı bu günlerde, Karadeniz’in hırçın sularının da Ukrayna-Rusya savaşı dolayısı ile yavaş yavaş ısıtıldığını gözlemliyoruz.

Birinci dünya savaşının başlangıcında Osmanlı Devleti, ülkesindeki Alman ekonomik ve askeri varlığına güvenerek batı bloğu ve Rusya’ya savaş açmıştı. Sonuçlarını hepimiz biliyoruz.

Suriye savaşında, 2015 yılında Rusya’nın uçağını düşürmenin bedelini misli ile ödediğimiz, yerli ve yabancı basındaki yorumlarda defalarca dile getirilmiştir.

Ülkemizdeki batı kaynaklı ekonomik ve askeri varlığa güvenerek, Türkiye’yi Rusya karşısındaki bir cephede yer aldırmanın bedelinin ağır olabileceğini tarihte yaşadığımız örnekler göstermiştir.

Ülkemizin deneyimli diplomatlarından vatandaş olarak beklentimiz, pahalılıktan dolayı yoksullaşan insanlarımızın, Karadeniz’in ısıtılan sularında, özgürlüklerini riske atacak maceralara girilmesine engel olunmasıdır.

Saygılar

(*): 11 Temmuz 2023 tarihli “Neyiz Biz” başlıklı yazımız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selim Kaplan Arşivi
SON YAZILAR