NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

"Kerkük için Saddam’a, Maliki’ye taviz vermeyen Kürtler, IŞİD’e verir mi

"Kerkük için Saddam’a, Maliki’ye taviz vermeyen Kürtler, IŞİD’e verir mi

Vermez; Çünkü Kerkük baba vasiyeti

 

*Kürt, Arap ve Türkmenlerin yıllarca üzerinde anlaşamadıkları kent, Kerkük.  Bu kent üzerinde kan döken ve gözünü kırpmadan kanını akıtanların hesabı ne?

 

-Asıl neden, baba-dede toprağı olması mı, yoksa Petrol mü? 

 

-Araplar, Kürtler ve Türkmenler ayrı ayrı bu kente sahip çıkıyor ve ‘BİZİMDİR’ diyor. Ancak, hiçbir zaman yönetmedikleri halde Kerkük ısrarı nedeniyle en fazla kanlarını dökenler ise tüm zamanlarda Kürtler oldu.

 

*1974 yılında Baba Molla Mustafa Barzani, Kerkük ısrarı nedeniyle özerklik anlaşmasını kabul etmedi ve bu yüzden büyük yenilgiyi Kürtlerle birlikte yaşadı. Bu yenilgiye rağmen, Kürtlerin Kerkük ısrarı bitmedi, artarak devam etti. Babası ile birlikte o günleri yaşayan Mesut Barzani, baba vasiyeti olan Kerkük konusundaki ısrarını Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı olarak hala sürdürüyor. Maliki’ye bu konuda taviz vermeyen Barzani’nin, IŞİD gibi taşeron örgütlere taviz vermesi elbette ki düşünülemez.

 

*Irak yönetimine karşı Kuzey Irak’ta yıllarca silahlı mücadele veren Kürdistan Demokrat Partisinin kurucusu ve Mesut Barzani’nin babası Molla Mustafa ve ağabeyi İdris Barzani de Kerkük ve referandum konusunda ısrarlıydı. Kerkük bütün zamanlarda Kürtlerin ve dünyanın gündeminde oldu. Baba Barzani gibi, Mesut Barzani ve Kürtler de ‘Kerkük Kürtlerin kalbidir’ dediler, Kerkük’ün Kürt bölgesel yönetimine dâhil olması için ısrarlarından taviz vermediler. Son gelişmeler bu ısrarın gerçekleşeceğine işaret ediyor.

 

*Baba Barzani’nin, 1974 yılında referandum anlaşmasının uygulanmaması üzerine Kerkük’le ilgili yaptığı açıklama oğul Barzani’nin bugünkü tavrıyla  birebir örtüşüyor. Baba Barzani şöyle diyordu: ”BAAS partisi bize başka bir yol bırakmadı. Kerkük’ten ve başka bölgelerden ödün vermemiz imkansızdır. Bu uğurda her şeye hazırız, hepimizin öldürülmesine karar verilse de..Çünkü ben Kürtlerin kabrime gelip tükürerek, ‘Niçin Kerkük’ü sattın?’ demelerinden korkuyorum.”

 

*Baba Barzani 1974 yılındaki açıklamasının ardından Irak ve Peşmerge güçleri arasında şiddetli bir savaş oldu. 1975 yılında Barzani güçleri ağır bir yenilgi sonucu bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Bu yenilgiden sonra hastalanan Molla Mustafa Barzani tedavi için ABD’ye gitti ve burada yaşamını yitirdi.

 

Naci SAPAN/Haber analiz

 

KERKÜK, bugün olduğu gibi 1970’li yıllarda da Irak merkezi yönetimi ile Kürt özerk bölge yönetimi arasında pazarlık konusuydu. Aradan 38 yıl geçti, Kerkük yine gündemde ve yine pazarlık konusu. Kürtler, Kerkük’ün Kürt şehri olduğu konusundaki ısrarlarından hiç vazgeçmedi.  KDP’nin kurucusu Baba Molla Mustafa Barzani’nin Kerkük konusunda 1974 yılındaki ısrarı ile bölgesel Kürt yönetiminin Başkanı oğul Barzani’nin söylemleri, aradan bu kadar yıl geçmesine rağmen bire bir örtüşüyor. Molla Mustafa’dan bugüne Kerkük konusunda ısrarlı tavır dikkate alındığında, Barzanilerin Kerkük söylemlerinin yeni olmadığını anlamak mümkün.  Kerkük ısrarı Barzani’ler için bir anlamda ‘baba vasiyeti.’

 

Baba Barzani ve özerklik anlaşması

Baba Barzani,  ölen oğlu İdris Barzani’nin Kerkük konusundaki ısrar ve söylemlerinin ne anlama geldiğini, bölgesel Kürt yönetiminin Başkanı Mesut Barzani’nin Kerkük ve referandum söylemleri ile neden ve nasıl örtüştüğünü tarihsel bir kronoloji ile bakmakta yarar var. Bu tarihi bilgiler, Kerkük ve Kürt bölgesiyle ilgili yayınlanan kitaplarda açıkça anlatıldığı gibi, Mesud Barzani’nin yazdığı, “BARZANİ ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi başlıklı iki ciltlik kitapta da belgeleriyle anlatılıyor.

 

Kerkük’te halk oylaması yapılamadı

Baba Barzani’nin ısrarlı söylemleri için 1970’li yılların anlaşma ve belgelerine bakıyoruz. 1970 yılında Bağdat yönetimiyle Kürtler arasında özerklik anlaşması yapılıyor. Özerklik anlaşması Molla Mustafa Barzani ile o dönem Irak’ın ikinci adamı konumundaki Saddam Hüseyin arasında imzalanıyor. Kürtlere bölgesel özerklik hakkı tanıyan bu anlaşma ile ilgili deklarasyonun maddelerinden birinin Kerkük’le ilgili olması, bugünkü tartışmalar açısından da dikkat çekici. Anlaşmaya göre, Kürtlerin isteği üzerine Kerkük’ün geleceği ileride yapılacak bir halk oylamasıyla belirlenecekti. Irak yönetimi Kerkük’le ilgili referandumun yapılmasına yönelik anlaşmadan çark etti. Baba Barzani ise Kerkük konusunda ısrarcı davrandı ve 1975 yılındaki yenilginin zeminini hazırladı.

 

 “Kerkük’ten vazgeçmem” dedi, yenilgiye uğradı

11 Mart 1970’de Molla Mustafa Barzani ile Irak yönetimi arasında imzalanan özerklik anlaşmasının maddeleri 1974 yılına kadar hayata geçirilmesi gerekirken, uygulamaların bir bölümü askıya alınmıştı. Irak yönetimi 1974 yılında Saddam Hüseyin aracılığıyla yeni bir özerklik yasasını Kürtlere sunuyordu. Bu yeni yasada Kerkük konusu rafa kaldırılıyordu. Bu gelişmeler üzerine Saddam ile Barzani’ler arasında yeniden görüşmeler başlıyordu. Görüşmeler sırasında iki tarafın heyetleri arasında restleşme başladı. Restleşmenin tek nedeni ise Kerkük’tü. Irak yönetiminin sunduğu yeni özerklik yasasında Kerkük konusu rafa kaldırılmıştı.

 

Görüşmelerde Kürt heyetinin başkanı İdris Barzani ile Saddam Hüseyin arasında Kerkük konusunda geçen diyalog Mesud Barzani’nin yazdığı kitapta şöyle aktarılıyor:

 

İdris Barzani: Kerkük’ten, Sincar’dan ve Hanikin’den ödün vermek mümkün değildir. Bunu kabul edemeyiz. Savaş nedenini ortadan kaldırmak ve sorunun çözümü için düşünmenizi umuyoruz” diyor.

 

Saddam Hüseyin’in cevabı ise şöyle: “Bunlar kabul edilemez önerilerdir. Kesinlikle ret ediyoruz. Geride kalan tek çıkış yolu bizim ortaya koyduğumuz özerklik yasasının kabul edilmesidir. 15 gün süre vereceğiz. Bu süreden sonra özerklik yasasını ret edenleri düşman ilan edeceğiz.”

 

Baba Barzani’nin ünlü konuşması

İki tarafın bu kararlığı üzerine görüşmelere son verildi. Saddam’ın mesajını oğlu İdris Barzani’den alan baba Molla Mustafa Barzani hemen kurmaylarını topladı. 9-10 Mart 1974 tarihinde yapılan bu toplantı ve Barzani’nin Kerkük konusundaki ısrarcı konuşması, 1975 yılındaki yenilgisini hazırlayan toplantı oldu. Molla Mustafa Barzani’nin bu toplantıda Kerkük’le ilgili tarih sayfalarına düşen ünlü konuşması şöyledir;

“Allah şahittir; savaşı sevmiyorum. Çünkü savaş, bir sorunu halletmenin en kötü yoludur. Ancak, BAAS partisi bize başka bir yol bırakmadı. Onların bize getirdiği önerinin onların lehine Kerkük’ten ve başka bölgelerden ödün vermemizden başka bir anlamı yoktur. Bu ise imkansızdır. Bu uğurda her şeye hazırız, hepimizin öldürülmesine karar verilse de..Çünkü ben Kürtlerin kabrime gelip tükürerek, ‘niçin Kerkük’ü sattın?’ demelerinden korkuyorum.”

 

Bu mesajın aynısı Bağdat’a iletildi, taraflar arasındaki bağlar tamamen koptu. Daha sonra başlayan şiddetli çatışmalar ve savaş ortamı, Molla Mustafa Barzani ve peşmergelerinin 1975 yılındaki yenilgisi ile son buldu. Baba Barzani’nin Kerkük ısrarı yenilginin en önemli nedenlerinden biri oldu. Bu yenilgiden sonra kanser’e yakalanan Molla Mustafa Barzani tedavi için ABD’ye gitmek zorunda kaldı ve burada yaşamını yitirdi.  

 

Söylem ve ısrarlar aynı

Bölgesel Kürt yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin bu günlerde Kerkük ile ilgili yaptığı açıklamaları ve ısrarın 1974’teki neden ve ısrarlarla birebir örtüştüğünü görmek mümkün.  Kerkük’ün Kürt kenti olduğu ve referandum yapılması ısrarı o gün olduğu gibi şimdide gündemde. Mesud Barzani’nin sert açıklamalarının nedenini, Aralık 2007 ayının sonuna kadar yapılması gereken, ancak yapılmayan ve 2008 yılının ilk 6 ayı içinde yapılmasına karar verilen Kerkük referandumunun yapılmama ihtimali çerçevesinde değerlendirmek mümkün. 

 

1970’ten 2014’e Kürtlerin durumu

1970’li yıllarla kıyaslandığında kuzey Irak’taki Kürtlerin durumunu farklı değerlendirmek gerekiyor. O dönemlerde sadece özgürlük mücadelesi veriyorlardı. Buna rağmen Kerkük’ten vazgeçmediler. Yenilgiye rağmen bu söylemlerinden vazgeçmeyen Kürtler, bugün federal şemsiye oluşturmuş durumdalar. Aynı zamanda Irak merkezi yönetiminde denge unsuru konumundalar. Kerkük’ün Kürt yönetimine bağlanması yönündeki ısrarlarının gücünü de Irak anayasasının 140. maddesinden alıyorlar. Referandum 2007 yılının sonuna kadar yapılacaktı. Güvenlik, komşu ülkelerin karşı çıkması yâda uluslar arası kaygılar nedeniyle yapılmayan referandum, bölgesel Kürt yönetiminin ikna edilmesinden sonra 2008 yılının ilk 6 ayına sarkıtıldı, ancak yapılmadı.

 

IŞID ve Kürtler

Referandumu yapılmayan Kerkük’ün bundan sonraki statüsü ne olacak? Asıl cevaplanması gereken soru bu. IŞİD’e karşı Musul’u koruyamayan Merkezi Irak hükümeti, bu durumda Kerkük’ü koruma gibi bir üstünlüğe sahip değil. Kerkük ve Musul’u koruyacak tek güç Federal Kürdistan Yönetimi olarak öne çıkıyor. Bu kentlerin de Federal Kürdistan Bölgesi sınırları olarak dizayn edilmesi gibi bir formülün ortaya çıktığı gerçeği ile yüz yüzeyiz. Kürtler, bağımsızlık ilanından çok Irak’ın toprak bütünlüğü şiarından hareketle Bağdat’la işbirliği yaparak Kerkük ve Musul’un yönetimine de talip olabilirler.

 

Bugün, Kerkük’ün statüsü uluslar arası bir boyut kazandı.

Kerkük Kürt yönetimine mi bırakılacak,

Ortak ve özerk bir yönetim mi olacak,

Merkezi Irak yönetimine bağlı olarak mı yönetilecek?

IŞİD gibi taşeron örgütlere mi terk edilecek?

Bu 4 soru gündemde.

Türkmenlerin bir bölümü, Kürt yönetiminin yanında yer alarak Kerkük’ün Kürt yönetimine katılmasından yana. Türkmenler arasında Kerkük’ün merkezi yönetime bağlı olmasından ve bağımsız yönetilmesinden yana olanlarda var. Ancak, her şeye rağmen Kürtler ve Barzani Kerkük’ün Kürt yönetimine bağlanması yönündeki ısrarlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Kerkük konusunda olası uzlaşma hamleleri Kürtlerin lehine görünüyor.

 

 

Kutu. Kutu

1970 anlaşmasının Kerkük’le ilgili maddesi:

 

Irak Kürdistan'ı; Süleymaniye, Kerkük, Erbil illeriyle, bu illerin sınırları içersinde bulunan ve yine nahiye ve köylerin bütününden; Musul ve Diyala illerinin ise, Kürt halkının yine çoğunlukta bulunduğu kaza, nahiye ve köylerden meydana gelir, ilgili yerlerde yapılacak plebisit ile, buralardaki halkın nüfus çoğunluğunun arzusuna uygun tarafa bağlanır.

 

2007-Irak Anayasasındaki 140. maddesinin Kerkük referandumu ile ilgili bölümü:

-Irak Geçici İdare Yasası’nın 58. maddesinde yer alan ve geçiş hükümetinin sorumluluğunda uygulanan hususlar, bu anayasaya uygun olarak seçilecek yürütme organı, tamamı yerine getirilene kadar değin sürdürülür. Bu çalışmalar normalleştirme, nüfus sayımı ve sakinlerinin iradesini tespit için Kerkük’te ve diğer anlaşmazlık bölgelerinde en geç 31.12.2007 tarihinde referandum düzenlenmesi tamamlanmalıdır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR