Kürt meselesinde halkın sesi

Kent sorunlarından uzak olmayacağız, şimdilik kaydıyla genel siyasete doğru bir seyir gerekiyor.

Yine stratejiler

Yine stratejistler devrede!

Kandil mi, İmralı mı, Edirne mi?

Efendim neymiş?

Cumhurbaşkanı bir daha seçilmek istiyor muş, bunun için Kürt seçmen oylarına ihtiyaç varmış, yeniden bir çözüm süreci de başlayabilirmiş.

Nasıl olacakmış?

AKP süreci başlatabilirmiş, Anayasa üzerinden Kürtlere kültürel haklar sağlanacakmış, MHP’nin iknasına çalışılıyor muş. Bunu da söyleyen HDP’nin eski eş başkanlarından Ayhan Bilgen.

Yeni bir buluş değil ki; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, en başından beri, yani ilk çözüm süreci başladığında, bu işlerin yasal ve anayasal zeminde TBMM çatısı altında olması gerektiğini söylemişti, hala da söylüyor.

Kürtlerin kaderine karar verenlere bakın; tacizci, tecavüzcüleri içinde barındıran kurumlar. Bunlar, Ahlaki sorunlar ile ilgili çözümler konusunda sınıfta kalırken, henüz bu sorunlarını çözememiş iken, Kürt sorununu mu çözecekler!

Kürtler MHP’den böyle bir şey mi istedi?

Kim kimi kimin adına ikna ediyor?

Ayıp, ayıp…

Tamam, anladık, taraflar ikna edilecek, sonra da sorun çözülecek diyelim!

Halkın iknası, ikna süreci ne olacak?

Kandil, İmralı, HDP, iktidar, akil heyetler, akademisyenler, herkes devredeydi, güya herkes ikna olmuştu.

Niye olmadı?

Neden bozuldu?

Neden şehirler karıştı, günahsız insanlar yaşamlarını yitirdi?

Hala, bozulan süreçle ilgili samimi konuşan olmadı.

Taraflar birbirini suçladı, ancak durumu netleştirmedi.

Kimse özeleştirisini yapmadı.

Şimdi Kürtler neden inansın, neden tek kişinin iktidarına izin versin?

Biat prangadır,

Biat geleceğin gaspıdır.

Bence gelinen aşamada;

Sesine kulak verilmesi gereken taraf, HALK’tır.

Diğer taraflar, yani; Kandil’de, İmralı’da, Edirne’de, AKP’de, MHP’de, aracılar da, arada getir-götür işleri yapanlar da halkın sesine kulak vermeli, halk ne diyor ona bakmalıdır.

Siyasette popülizm geçerli bir argüman olarak görülse de, çözümler konusunda bir argüman değil, aksine çözümsüzlüğün adresidir. Sadece Kürt meselesinde değil, halkın basit sorunlarının çözümünde dahi çözüm adresi değil popülizm, popülist yaklaşımlar.

Kürt meselesi de bazı ‘abelerin’ popülizmine kurban edilemeyecek kadar önemli bir mesele. Küçük bir hata, eksik aksak söz konusu olduğunda, karşılığı kan, kin, nefret oluyor, yüzlerce günahsız insanın yaşamına neden oluyor.

Toplumun bütün kesimlerinde varlık nedeni tartışılan, gelecekle ilgili hiçbir umut vermeyen iktidarın tulumbasına su taşıyan, taşımak isteyenler, denenmiş olanı bir kez daha denemesi için halka dayatmamalıdır.