Selim Kaplan

Selim Kaplan

Neyiz biz?

Neyiz biz?

İran, Şanghay İşbirliği Örgütü (SCO) Devlet Başkanları Konseyi’nin 4 Temmuz 2023 Salı günü yayınlanan bildirisi ile Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (SCO) tam üyesi oldu.

İran’ın üye olması ile örgütün üye sayısı; Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan, Hindistan ve Pakistan ile birlikte dokuza çıkmıştır.

Örgüte üye dokuz ülkenin toplam nüfusu yaklaşık 3 Milyar 500 milyon olup, bu da kabaca dünya nüfusunun yarısı demektir.

SCO, Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın katılımı ile 1996 yılında kurulmuştur.

Şanghay İşbirliği Örgütü, üye ülkelerin, güvenlik, ekonomi ve kültür alanlarında iş birliği yapması amacı ile kurulmuştur. Örgütün gerçek amacını ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, batı dünyasını kastederek “Tek kutuplu dünya kabul edilemez.” açıklaması göstermiştir.

Sayın Putin’in açıklaması, SCO’nun, Askeri anlamda NATO ve Ekonomik anlamda Avrupa Birliği’ne, yani batı blokuna alternatif doğu bloku kurma amacı ile kurulduğunun ifadesidir.

Şanghay İşbirliği Örgütü’nün coğrafi konumu:

1996 yılında gelişen bu olaydan sadece beş yıl sonra, 2001 yılında, örgüte üye ülkelerin coğrafi olarak tam ortasında yer alan Afganistan’ın, El Kaide bahanesi ile ABD tarafından işgal etmesi tesadüf müdür?

ABD ve NATO güçleri, yirmi yıllık bir işgalden sonra 30 Ağustos 2021’de, devlet anlayışı itibari ile El Kaide’nin kopyası olan Taliban ile anlaşarak Afganistan’dan çekilmişlerdir.

Yeni Afganistan Hükümeti Taliban’ın, görünüşte ABD’ye muhalif olduğu bilinse de, uluslar arası basından ABD ile müttefik kalacağına ilişkin yorumların az olmadığını ifade edebiliriz. (El Kaideyi de, Rusya’ya karşı batı bloğu kurmamış mıydı?)

Şanghay İşbirliği Örgütü ve Türkiye ilişkilerine gelince; Ülkemiz 2017 tarihinden bu yana örgütün diyalog ortağıdır.

Ortaklık belgesine göre; örgüte üye ülkeler ile bölgesel güvenlik, terörle mücadele, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suçların önlenmesi, ekonomik ve kültürel alanlarda işbirliğinin geliştirilmesi öngörülmektedir.

NATO üyesi ve AB üyeliğini hedeflemiş Türkiye’nin, bu örgüte üye olması için NATO’dan çıkması ve AB üyeliğinden vazgeçmesi gerekmektedir.

Bir diğer ifade ile SCO’ya üyelik için, “Muasır Medeniyet Seviyesine çıkmak için” yüz yıldır yönünü batıya çevirmiş olan Türkiye’nin bundan vazgeçip, yönünü doğuya dönmesi gerekmektedir.

Bir ABD kanalına verdiği demeçte, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, özetle ”NATO üyesi Türkiye’nin AB’ye üyelik konusunda sürekli oyalandığını, dolayısı ile farklı arayışlar içinde olunabileceği” anlamında ifadelerde bulunmuştur.

Hukuk, eğitim, ekonomi, siyasal yapı, güvenlik v.b. sistemleri ile ordusu batı normlarına göre inşa edilmiş bir devletin, kabuk değiştirmesi için yeniden inşası gerekmektedir ki, bu da devletin bütün kurumları ile şimdiye kadar yaşanmamış şiddetli bir depremi yaşaması demektir.

AB’ye üyelik konusunda haklı olsa da, Sayın Cumhurbaşkanı’nın, gelirleri çoğunlukla doğal kaynaklara dayanan, insani yaşam biçimleri ülkemizin çokça gerisinde olan ülkelerin oluşturduğu, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üyelik konusundaki demecinde ciddi olmadığını ümit ederim.

Yüz yıllık Cumhuriyetin bu gün ki durumuna bakıldığında, her iktidarın kendine uygun devlet yaratma hevesinden dolayı; ekonomide, eğitimde, sanayide, hukukta, sağlıkta velhasıl insani yaşam biçiminde, emsallerimiz ülkelerin gerisinde olduğumuzu söylemek mümkündür.

Bakınız, yaklaşık bin yıl önce, günümüz Türkiye’sinin tam da yapısına uygun, Ömer Hayyam “Oldu mu bu “ şiiri ile ne güzel söylemiş;

Bir elimizde Kur’an, bir elimizde şarap tası,

Bir yanımız helal, bir yanımız haram,

Şu ham gök kubbe altında biz neyiz,

Ne tam gâvur, ne tam Müslüman.

Şiirin temasına uygun olarak, yüz yıllık Cumhuriyet’in vatandaşları olarak, bizim de artık kendimize sorup bir karara varmamız gerekmez mi?

Neyiz biz?

Batılı mı, doğulu mu, yoksa orta doğulu mu?

Saygılar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selim Kaplan Arşivi
SON YAZILAR