NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Pişmanlık yok ise, sürece devam

Pişmanlık yok ise, sürece devam

En sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyip başlayalım.

Dört parça Kürdistan’ı ‘yönetme’ yi tek başına hayata geçirmek gibi bir durum söz konusu olabilir mi?

PKK açısından meseleye bakacak olursak;

Böyle bir niyetinin, daha doğrusu temel bir stratejisinin var olup olmadığı konusunda objektif yâda subjektif bir değerlendirme yapmaktan çok, gelişmeler ışığında gördüklerimiz, yaşadıklarımız çerçevesinde değerlendirme yapmakta yarar var. Özellikle yazan-çizenler açısından son derece önem arz eden bu durum hakkında yazıya dökülenlerin kışkırtıcı olmaktan çok, yatıştırıcı, yangına benzin dökmekten uzak bir bakış açısı ile duruma dâhil olmak gerekiyor diye düşünüyorum. Böyle olmayacaksa hiç dâhil olmaya gerek yok.

 

Ortadoğu coğrafyasında Kürtler adına özgürlük mücadelesi veren parti, örgüt, siyasi yapılanmaların güçleri oranında tek başlarına Kürdistan’ın tamamını yönetme gibi bir gelecek tasarımı söz konusu olabilir mi?

Temel soru bu.

Benim kişisel görüşüm, düşüncem, mümkün olmadığı yönünde.

En azından şu an, yani içinde bulunduğumuz mevcut koşullar böyle bir duruma icazet vermiyor.  

 

Mevcut durum; sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ittifak yöntemlerinin karşılıklı olarak devreye sokulmasına ve sürdürülebilir olmasına hitap ediyor. Kaldı ki, geride bıraktığımız süreçte özellikle Federal Kürdistan Bölge yönetimi ile Türkiye Kürtleri arasında böyle bir yakınlıkta kuruldu. İran Kürdistan Demokrat Partisi ile Federal Kürdistan yönetimi arasındaki diyalog ve ittifaklarda aynı şekilde sıcakkanlı devam ediyor.

 

Erbil’de yapılması planlanan, ‘Delege’ anlaşmazlığı olarak yansıyan (Farklı nedenleri de olabilir) ancak yapılmayan, hatta iptal edildiği açıklanan Kürt Ulusal Kongresi’nin gerçekleşmemesi, PKK ile Kürt yönetimi arasındaki gerginliğin temel taşı oldu, Rojava üzerinden derinleşti. Karşılıklı restleşmelerin geldiği nokta ise, Erbil, Dıhok ve Zaho’da bulunan PKK’ye yakın kurum ve kuruluşların ‘baskın’ yemesine kadar uzadı.

 

PKK, Kürdistan’ın dört parçasındaki aktif siyasi aktörlüğünün artarak devam etmesini stratejik olarak her zaman gündemde tutan siyasi bir organizasyon. Devletlerarası yasal bir pozisyonunun olmaması ise diplomatik açıdan büyük bir dezavantaj. Bu nedenle, Ortadoğu’nun değişim ve dönüşüm projesinin uygulanmak istendiği bu dönemde ‘tasfiye’ edilerek devre dışı mı bırakılmak isteniyor gibi bir düşünce geliyor akıllara.

 

Böyle bir olasılığın varlığı büyük tehlikeye, büyük ve kanlı çatışmaların gündeme geleceğine işaret eder. Kürtlerin kendi arasındaki ‘Bırakuji’ ye denk gelecek böyle bir sonuçtan kazançlı çıkmayacak olanlar yine Kürtler olacaktır. Türkiye ile çözüm süreci konusunda büyük bir mesafe kat eden Kürtler, sürecin güzergâhının başka yöne kaymasına, Ortadoğu’nun, petrol ve kanla kutsanmış bataklığına gömülmesine izin vermemeli. Kandil-İmralı-Devlet arasında devam eden, Murat Karayılan’ında ‘pişman değiliz’ dediği sürece daha fazla katkı sunmak ehven ve mantıklı geliyor.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR