Rojava Birlik ve Ortak Tutum Konferansı’nın hedefleri…
Rojavalı Kürtler, bileşenlerinin sahip oldukları siyasi görüşe, ideolojik yaklaşıma, dini inanca bakılmaksızın birlikte düşünmeyi, birlikte çalışmayı, birlikte kararlaştırmayı, dahası ulusal haklarını siyasi zeminde, diplomatik mecralarda ortak mücadele ederek kazanmayı, bir anlamıyla Kürt halkı içindeki farklı siyasi, ideolojik ve inanç temelli yapıların birlikte karar alabileceği bir zemin oluşturmayı hedefleyen tarihi bir konferans gerçekleştirdi. Kürt tarihi açısından önemli bir aşama, Kürt birliğini açığa çıkartmayı hedefleyen kapsamlı bir toplantı olma özelliği ile kayıtlara geçecek olan Rojava Birlik ve Ortak Tutum Konferansı, eşitlikten, haktan, hukuktan, adaletten, demokrasiden uzak, Kürtlerin inkarı ve imhası üzerinde ortak politikalar üreten, sözkonusu Kürtler olunca her türlü çelişkilerini bir kenara bırakan, birlikte hareket eden, uluslar arası arenada birlikte tutum geliştiren, gücünü Kürtlerin dağınıklığından alan meşru olmayan “Hangi Kürtle konuşacağız?..” gibi ifadelerle savundukları haksız, hukuksuz argümanını, bir anlamıyla çözümsüzlük üzerine oluşturdukları politikalarını boşa çıkartacaktır, bir anlamıyla da Kürtleri temsilen güçlü ve meşru bir aktör, ortak bir irade olarak ortaya koyacaktır. Bu açıdan, 26 Nisan 2025 tarihinde Rojava’nın Qamişlo kentinde gerçekleşen konferansta, “Tarihi sorumluluklarımız ve mevcut sürecin gereklilikleri, kolektif iradeyle ortak bir Kurdî görüş oluşturmak ve Suriye’deki Kürt sorununa demokratik ve ademi merkeziyetçilik gibi adil bir çözümü gerekli kılmaktadır…” tutumuyla öne çıkan, en önemlisi ise Kürtlerin ortak iradesini ortaya koyan, tüm Kürtler için bağlayıcı olan bu mesaj önemlidir, tarihi niteliktedir…
*
Bu konferansla Kürtlerin ortak irade oluşturma, ortak hareket etme, ortak talepleri dile getirme ve elbette Kürtlerin temsil edilme sorunu aşılmıştır. Dolayısıyla Kürt tarafına atfedilen muhataplık sorunu çözüme kavuşmuştur. Geçici Şam yönetimi başta olmak üzere ilgili tüm taraflar nezdinde Kürtlerin haklı ve meşru taleplerini gündeme getirme, müzakere etme kapasitesine sahip güçlü bir inisiyatif olarak açığa çıkmıştır. Suriye’nin bütünlüğü içinde, ademi merkeziyetçi bir yaklaşımla Kürtlerin anayasal haklarının tanındığı, hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı bir çözüm önerisi deklere edilmiştir. Bu inisiyatif tarafından gerçekleştirilen konferansın sonuç bildirgesinde yer verilerek dünya kamuoyuna deklere edilen “Katılımcılar, konferansta sunulan ortak Kürt görüşü ve tutumuna ilişkin belgeyi çok uluslu, çok dinli, çok kültürlü kimliğe sahip, uluslararası insan hakları sözleşmelerine bağlı, kadın özgürlüğü ve haklarını koruyan ve siyasi, toplumsal ve askeri kurumlara etkin katılımını sağlayan, Kürtlerin anayasal haklarını güvenceye altına alan, birlik içindeki bir Suriye çerçevesinde, Kürt sorununa adil ve kapsamlı bir çözüm belgesi olarak benimsemişlerdir…” paradigmasıyla somutlaşan ortak tutum, bu durumun açık bir ifadesi olarak öne çıkmaktadır…
*
Kürtlerin ortak taleplerini dünya kamuoyuna ve Suriye’deki tüm taraflara güçlü bir biçimde sunabilecek bir inisiyatifi ilan eden Rojava Birlik ve Ortak Tutum Konferansı’nın sonuç bildirgesinde yer alan, “Herhangi bir bileşeni ortadan kaldırmadan ya da inkar etmeden, tek taraflı bir zihniyete sahip düşünceler ve uygulamalardan uzak, hiçbir ayrım gözetmeksizin halkın onurunu ve haklarını anayasal güvenceyle koruyan, Suriye’nin bölgesel ve uluslararası ilişkilerine saygılı, bölgede istikrar ve güvenlik unsuru olan tüm halklarını kapsayan yeni Suriye’nin inşasına katılmak amaçlanmaktadır…” son paragrafta ise Kürt güçlerinin gerek kendi içinde, gerekse tüm Suriye’de ayrıştırıcı bir unsur olarak değil, birleştirici bir unsur olarak rol oynayacağı, misyon yükleneceği düşüncesine vurgu yapılarak ortak iradenin bir teminatı olarak öne çıkmaktadır. Sadece Kürtler arasında değil, Suriye'nin tüm halkları arasında da birleştirici, demokratik, kapsayıcı bir yapı olacaktır. Öyle görünüyor ki Kürtlerin geliştirdiği, dahası eşitlikçi, özgürlükçü, bölge ve dünya barışını esas alan, demokratik toplumu hedefleyen yeni paradigma, hem Suriye’de, hem de tüm Ortadoğu’da, halklara nefes aldıracaktır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.