Nesrin Erdoğmuş

Nesrin Erdoğmuş

Sur Vali Aydın Arslan Fen Lisesi

Sur Vali Aydın Arslan Fen Lisesi

Geçtiğimiz hafta çok güzel bir şeyler oldu .

 Yazan kalemlerin en büyük mutluluğu gençlerle buluşmaktır.

Zoom üzerinden Sur Vali Aydın Arslan Fen lisesinin kültür ve sanat programına konuk olarak davet edildim..

Zoom üzerinden ilk defa böyle bir platforma katılacaktım.

İlk olarak gençlerle bulaşabilmenin  heyecanıyla, teknik sıkıntıları da çözebilmek için okul rehberlik hocası Sayın Mehmet Alpaslan beyle teknik sıkıntılarımızı halletmeye karar  verdik.

Moderatör olarak Sayın hocamızın bu isteğimi kabul etmesi beni oldukça sevindirmişti.

Ve beklediğimiz gün ve saat gelmişti.

Kültür sanat ve edebiyatın konuşulduğu platformumuza heyecanlanmadım dersem yalan olur.

Çok heyecanlandım.

Okul yönetimi öğretmenler sevgili gençler ve velilerin de katılacağı bu program güzel heyecanlarla başlamıştı.

Sorularımız soruldu.

Cevaplar verildi.

Bu memlekette yaşayan bir edebiyatçı kadın şair ve yazar olarak hayatımı dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım.

Bu günlere gelmemin en büyük etkeni okumakla, çalışmakla, çabalamakla, araştırmakla olduğunu ve her doğru kabul edilen durumların mantık süzgecimizden geçirip hayata doğru orantılı olarak sunmaya çalıştığımız da daha başarılara imza atabileceğimizi bizi dinleyen sevgili gençlerimize anlattım.

Sevgili gençlerimize ayrıca;

Kadim kentimiz Diyarbakır”ın tarihini, sur içindeki eski mahalleri, kaybolmaya mahkum edilen gelenek  göreneklerimizi yaşatmak için çabaladığımız kültür değerlerimizi bir bir  anlatıp bu değerlerimizin yok olmaması için çabalamamız gerektiğini vurguladım.

Soru cevap halinde ilerleyen platformumuzda Moderatör olarak sorularını ben denize sunan rehberlik hocası Sayın Mehmet Alpaslan bey ilk sorusu ile beni yürekten coşturmuş, mutluluğuma mutluluk katmayı ilk dakikalarda başarmıştı.

Sayın hocamız şöyle bir soru sualini sorarak;

Nesrin hanım sizin bir röportajınızda hayatınızı okuduğumuzda; davul ve zurnalar çaldığında siz dünyaya gelmişsiniz.

Enteresan bir doğum ve sizin dünyaya gelişiniz bu doğum olayını bizlere kısa ve öz olarak anlatabilir misiniz ? demişti.

Ahhh ben nasıl mutlu olmuştum.

Yüreğimdeki sevgi tohumu nasılda birden bire yeşermişti.

Doğduğum  evin eski bir Diyarbakır evi olduğunu, o gün de tesadüfi olarak komşumuzun oğlunun düğünün olduğunu anlatmıştım.

Annemin doğum sancısı çektiğini ve gözlerimi hayata davullar zurnalar çalarken açtığımı anlatıp,  hatta tüm yaşamımda belki de bu sebepledir ki halk oyunlarımızda ki davul ve zurnanın beni çok mutlu ettiğini sözlerime eklemiştim.

İşte bu platformda bu konunun gündeme gelmesi  okuyucularımız için belki çok önem kaydetmese bile, benim için büyük bir mutluluk oluğunu vurgulayarak bu yazımda da anlatma gereği duydum.

Hayat hikayelerimden dem vurarak kendimi  bu coğrafya da yaşayan bir kadın olarak anlatmaya çalıştım.

Yazdığım şiirleri, öyküleri, makaleleri, denemeleri ve günlük hayatımızın getirmiş olduğu güncel yazılarımı bizi dinleyen Değerli Öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve pırlanta gibi gençler yetiştiren velilerimize dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıp, yazılarımı, şiirlerimi okumaya çalıştım.

Sözlerime vurgulamalar yaparak bir edebiyatçının her zaman için kadim şehrindeki yazar ve şairleri de sunumlarında hatırlatması gerektiğine inancımın olduğunu, kadim kentimizde doğup büyüyen eski sairlerimizin adlarını anıp rahmet de bulunmak gerektiğini hatırlattım...

Hatta Evliya Çelebinin on yedinci yüzyılda yazmış olduğu " Evliya Çelebi Seyahatnamesi " inde Diyarbakır şehrini anlatırken Bu şehirde " Gözünüzü kapatıp elinizi uzatırsanız her beş kişiden üçünün ya şair, ya yazar, ya sanatçı, ya da müessir olduğunu göreceksiniz" dediğini sözlerime ekleyerek programımıza devam ettik.

Bu kadim kentte doğup büyümüş ve yaşamış olan şair ve yazarlarımızdan;

Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmed Arif, Esma Ocak. Şevket Beysanoglu, Sezai Karakoç  ve isimlerini sayamadığım birçok sair yazarın bu kadim kentin evlatları olduklarını dile getirdim.

Şiirlerinin kitaplarının dünyaca bilinen isimler olduklarını gençlere söyledim.

Bu şehrin Peygamberler, Evliyalar, Sahabeler, Sanatçılar, Denbejler şehri olduğunu sözlerime ekledim

Ayrıca ;

Her edebiyatçının kendinden önce aynı şehirde yaşamış, yazar şair ve sanatçılarını konuşmalarında  anımsatıp hafızalara kaydedilmesi gerektiğini ve kendinden sonra gelecek yeni nesillere örnek olup yol açması gerektiğini vurgulayarak sorumluluk sahibi bir kalemşor olmalarını tavsiye etmeyi de unutmadım.

2013 yılında okurlarımla buluşan " Sessiz Çığlık" adli kitabımdan şiirler okudum.

Hemen arkasından 2014 yılında " Ve Bulutlar Ağladı " adlı şiir kitabımdan şiirler okuyarak edebiyat dünyasına ikinci kattığım şiir kitabımdan içerikler sunmaya çalıştım.

Gençler hayatımızda ne olursa olsun eğer yazma tutkumuz var ise devam ettirelim diyerek 2016 yılında edebiyat dünyasına kattığım

 " Umut Cesaret ve Gökyüzü " adlı öykü ve derleme kitabımdan yazdığım öykülerin hayat hikayelerinden dem vurmaya çalıştım.

Soru cevap olarak zoom üzerinden yaptığımız platformda 2019 yılında " Yüreğimin Fısıltısı " adlı öykü deneme  kitabimi okurlarımla buluştururken bu kitabimin gelirinin bir bölümünü kanserli hastalara verilmesiyle, edebiyat dünyasıyla ve tüm insanlıkla bir bağlantı kurulmasının beni nasıl mutlu ve bahtiyar ettiğini sözlerime ekledim.

Ayrıca sevgili gençlere örnek olunması için çalışmanın insan hayatındaki önemini hatırlatarak 2015 yılında " Sessiz Çığlık -. Ve Bulutlar Ağladı" adlı iki şiir kitabımda  Azerbaycan" da Hursut Banu Natevan ödülü alarak, Türkiye'den hatta Diyarbakır şehrinden gitmenin gururunu yaşadığımı gençlerimize anlattım.

Zoom üzerinden yaptığımız platformda zaman nasıl geçmişti bizlerde anlamamıştık.

Şiirler söyleşiler anılar derken

2018 yılında Dicle üniversitesi Silvan Meslek yüksekokulunda ve Sur Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde yaşayan şair olarak seçildiğimi de anlattım.

Hatta sahnede gençlerin şiirlerimi okurken, ben oturduğum yerde , yaşadığım heyecandan gözyaşlarımı tutamadığımı bile o bizleri dinleyen pırıl pırıl geleceğin en umut dolu başarılı gençlerine anlattım.

Şuan gazete köşelerinde köşe yazarı olarak güncel konular hakkında fikirlerimi okurlarımla buluşturduğumu, bir Radyo ve tv kanalında Kültür sanat ve sağlık konusunda bir program yapımcılığı ve sunuculuğunu üstlenerek ekranlarda olduğumu, sivil toplum örgütlerindeki çeşitli çalışmalara katıldığımı ve edebiyat dünyasına yeni bir eser katmak için kitap çalışmamın olduğunu anlatıp sözlerime noktayı bıraktım.

Hep derim heyecan güzeldir .

Heyecanın olduğu yer ve durumda sanatın her kolu muhteşemdir.

Heyecanın olduğu  her yerde doğallık hakimdir.

Heyecanın olduğu yerde yürekten gelen samimiyet vardır .

Heyecanın olduğu yerde sanata duyulan aşk vardır.

Heyecanın olduğu yerde birçok insanın emeği. . sevgisi zamanı duyguları ve fikirleri vardır.

İki saate yakın bir zaman diliminde zoom üzerinden yapılan Kültür ve Edebiyat sohbetimiz böylece sonlara gelmişti.

Belki de anlatacak daha çok sözlerimiz anılarımız şiirlerimiz düşüncelerimiz vardı.

Ama artık sözlerimizi noktalamak gerekiyordu.

Programımız biterken Okul Müdürü Sayın Mehmet Yalçın hocamız sözü alarak, programa katılıp duygu ve düşüncelerimi dile getirdiğim için teşekkürlerini belirtti.

Ayrıca pandemi sürecinin bitmesinden sonra şahsımı okula davet edip böyle bir platformun canlı olarak yapılması için çalışmalarda bulunacaklarını sözlerine ekledi.

Programımızın sonunda ;

Bu platformu düzenleyen ve şahsımı pırlanta gibi gençlerle tanıştıran ve bu pırlanta gibi gençlerin ne kadar zor bir ortamda  yetiştiğini bilen bir anne olarak, beni bu gençleri yetiştiren velilerle bir araya getiren herkese şükranlarımı iletirken yaşadığım büyük mutluluğu belirtip Duygularımı dile getirmeye çalıştım..

Sözlerime devam ederken;

Duygu ve düşüncelerime önem vererek beni gençlerin o tertemiz dünyasında buluşturan başta Sur Vali Aydın Arslan okul müdürü Mehmet Yalçın hocama, Okul Yönetiminde bulunan ve kurulan komisyona  ben denizi bu platforma öneren  Sayın Diyadin Akdemir hocama, ayrıca  Moderatör olarak programımızı yöneten teknik sıkıntılardaki aksaklıklarımızı tamamen  programımızda halleden Rehberlik öğretmeni Sayın Mehmet Arpaslan hocama, ve bu platformda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Bizi dinleyen okul öğretmenleri, öğrencileri ve velilerimize binlerce teşekkürlerimi  tekrar iletirken, pandemi sürecinde böyle platformların gençlerimizi edebiyata karşı bakış açılarındaki perspektifleriyle daha güzellikler yaratacağına inandığımı belirttim.

Bu tür platformların devamının getirilmesi için okul yönetimine çalışmalarını devam etmeleri için başarılar dileyerek sevgi ve saygılarımı iletip sözlerimi noktaladım

 

Gençler; Yarınlar sizlerindir.

SEVGİLERİMLE

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nesrin Erdoğmuş Arşivi
SON YAZILAR