Selim Kaplan

Selim Kaplan

Takım aklı mı, birey aklı mı?

Takım aklı mı, birey aklı mı?

Hukuk, Eğitim ve Siyaset, toplumu yarınlara taşıyan üç temel unsurdur. Bu unsurların ana amacı, doğduğumuz topraklarda mutlu yaşamak ve doğduğumuz topraklarda mutlu ölmektir.
Doğduğumuz topraklarda mı yaşıyoruz ve yaşadığımız topraklarda mutlu muyuz?
Son elli yıllık nüfus hareketliliğini bir yana bırakıp, doğduğumuz topraklarda olduğumuzu kabul ederek bizi yarınlara mutlu taşıması gereken sistemlere bakalım.
Hukuk sisteminden başlayalım.
Osmanlı dönemindeki hukuk sistemindemutlu olmadığımızı değerlendirip, Cumhuriyetle birlikte yeni bir hukuk sistemini kurduk. Öz değerlerimizden ziyade batılı ülkelerden ithal ettiğimiz kanunlarla oluşturduğumuz kör topal hukuk sistemini de beğenmedik ve son yirmi yılda onu da değiştirdik.
Eğer hukuk, hak üzerine, halka hizmet esasına göre adalet dağıtıyorsa o zaman insanlar mutludur. Ama eğer hukuk egemenlerin elinde ve onlara hizmet ediyorsa o zaman halkın mutluluğuna söz etmek mümkün değildir. Kendimize şunu soralım; bugünkü hukuk, hak üzerine mi adalet üretiyor, yoksa egemenler menfaati temelinde mi çalışıyor.
Bir lider çıkıyor birine kötü diyor, hukuk onu içeri alıyor, bir lider çıkıyor birilerine kötü diyor hukuk onların sesini kısıyor.Şimdi kendimize soralım; mevcut hukuk sisteminde adalet mi egemendir, bireylerin menfaatleri mi egemendir?
Eğitime gelelim.
1980'li yıllardan sonra,eğitimi diploma temelli bir sistem üzerinde kurduk. İlkokuldan üniversite kadar eğitim sistemimiz, nitelikli insan yetiştirmekten ziyade, ezberleyen insan modelleri yetiştiriyor. Bireylerin yeterlilikleri değil, diplomalarının kabul gördüğü, bir dönemdeyiz.
6 Şubat felaketinin açıkça ortaya koyduğu resimde; belediye yöneticilerini, müteahhitleri şantiye şeflerini,inşaat ustalarını ve amelelerinin yeterliliklerini sorgulamıyor muyuz?
Bu insanlar bu topraklarda eğitilmedi mi?Eğer bu insanlar, işlerineve sorumluluklarına uygun eğitim almış olsalardı, biz bu felakette bu kadar acıyı yaşar mıydık?
Felaketi yönetmesi gereken insanların, işlerinin ehli olduğunu söyleyebilir miyiz?
Bu insanlar bunun için eğitim almadı mı, sadece diplomalı olmaları felaketin yarattığı krizi yönetmeleri için yeterli oldu mu?
Siyasetimize bakalım.
Altmışlı yıllardan iki binli yıllara geldiğimizde genelde koalisyon temelli hükümetlerimiz vardı. Meclis ülke yönetimine egemendi.
Koalisyonda, partiler bir araya gelmek için kılı kırk yarardı. Zaman alan o sistemlerden hep şikâyetçi olduk. Ama orada görünmeyen şuydu, kılı kırk yaran bu insanlar nihayetinde bir araya geldiklerinde şehirleri ve devleti yönetmek için bir takım oluşturdular. Bu takımın temeli, farklı düşüncelerden, farklı renklerden oluşan meclisti. Devlet hep takım aklı ile yönetildi.
Tarih boyunca, coğrafyamızda egemen olan medeniyetlere bakalım. Yunanlıların,Romalıların, Perslerin, Arapların, Selçuklunun ve Osmanlı’nıngüçlü oldukları dönemde yönetimlerinde hep takım aklı egemendi.
1920 yılından 2000'li yıllara kadar geldiğimizde; hukuku, eğitimi ve siyaseti takım aklı ile yönetenbir meclisimiz vardı.
Bu devleti kuran Gazi Meclisin, 1 Mart 2003 tezkeresinde gösterdiği iradeden sonraki yirmi yılda, takım aklı ile hareket ettiğini söyleyebilir miyiz?
Benzetmede hata olmaz ise;meclisteki maçlarda, top iki kale arasında dolanır, bazen bir kaleye, bazen diğer kaleye gol atılırdı.
Ama 2002 yılından itibaren meclisimizde tek kale maç oynanır oldu. Bu maçta da, başlangıçta kaliteli oyuncular yer almış olsa da, sonrasındaki maçlarda sadece takım kaptanının iradesi hâkim oldu.
Hâlbuki sivil toplum kuruluşu eğitimi alırken, hocalarımız bize hep şunu söyledi: Takım aklı birey aklından üstündür!
Şimdi Geldiğimiz noktada, üç temel unsurlarımız ile ilgili umudumuz var mıdır?
Hukukun adaleti, eğitimin kalitesi ve siyasetin temsili yeti, doğduğumu topraklarda, bizi mutlu ediyor mu, insanlarımız ölürken mutlu mudur?
Yaklaşan seçimde kendimize şunu sormamız lazım!
Biz artık takım aklı ile mi, birey aklıyla mı yönetilmek istiyoruz?
Takdiri siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.
Saygılar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selim Kaplan Arşivi
SON YAZILAR