Naci Sapan

Sadece ben söylemiyorum, sohbet ettiğimiz, ülke meselelerini tartıştığımız beş kişiden beşi de ülkenin batakta olduğunu, giderek de durumun çekilecek halinin kalmadığını söylüyor.

Yanlış bir anlaşılmaya mahal vermeyelim. Bu sohbet ettiklerimizin ağırlıklı kısmı da iktidara yakınlığı ile bildiğimiz şahsiyetlerdir yani.

Muhalefet edenler zaten başından beri durumu masaya yatırmışlardı, bizlerin bu günlere işaretlerimiz vardı zaten. Ekonomiden, Suriye’ye, Ortadoğu ve uluslararası politikalara kadar yanlışlara işaret edilmişti. İktidara yakın kesimler bugünkü koşulları geçmişe atfen sadece onaylıyor, hak veriyor. Bu da çok kıymetli ve anlamlı. Ülkenin geleceği için hangi nokta da buluşulmuş olması çok önemli değil, önemli olan doğru olana birlikte karar vermektir.

‘Bu iyi günlerimiz’ diyerek, önümüzdeki günlerin karanlığına işaret edenlerde var. Bu kadar aymazlık arasında ışık göremeyip umutsuzluk içinde karanlıkları telaffuz edenlere de kızamıyoruz ki; mahalle yanarken hala saçını tarayanlara tanıklık edince!!!

Yok, yok, her şeye rağmen gelecekten yana umutluyum. İyi şeylerin olacağını görüyor ve hissediyoruz. Yine de gevşek bırakmamak adına ülkenin geleceği adına tedirginlik yaşamak iyidir, gerçek yurttaş sorumluluğudur.

Işığı tam anlamıyla görünceye kadar yurttaş sorumluluğu gereği tedirgin bakışımızdan vazgeçmeyelim.

Hep birlikte.

Kazanım, demokrasi güçlerinin olacak.