Geminin zemini çürüyünce su alır.

Bu batışın ilk sinyalleridir.

Çürük zemin zift tutmuyor mu?

Gemi batacak demektir.

Israrın anlamı yok.

Zorlamamak lazım

Gemi ve içindekiler kısmetten çıkmış ise yapılacak bir şey yok.

Denizde ya da karada fark etmez, toplumsal gemilerin batış hikâyesi aynıdır.

Hele ki Devletin engin denizindeyseniz!

Yüzmeye de nefes yetmez.

Sela okumak balıklara kısmet olur.

**

İçinden çıkılmaz bütün zor koşullara rağmen gemiyi açık denize sürmenin akıl ölçülerine uyan bir tarafı var mı?

Elbette ki yok.

Aynı gemide olduğumuz iddia ediliyor.

Aynı gemideysek, zemini zift tutmayan geminin açık denize sürülmesine karşı çıkma hakkımız var. Çünkü göz göre, göre batacak gemiyi limana çekmek için hala zamanımız var.

**

Biz yazmaya, uyarmaya devam edeceğiz. Yaşam alanlarımıza müdahale edenlere karşı, kentimizi, insanımızı hiçe sayanlara karşı sesimizi hiç alçaltmayacağız.

Omurgamızı dik, reflekslerimizi diri tutacağız.

Dünkü yazımda da bunu anlatmaya çalışmıştım. Kente karşı işlenmiş, işlenecek suçları açığa çıkaracağız.

Biz bunları yaparken, kendilerini STK olarak ilan eden, ancak, içinde olmamaları gereken para ve siyasetin ilişki ağının dışına çıkamayan kesimlerin de hedefimizde olduğunu açıkça belirtelim.

Diyarbakır büyükşehir Belediyesinin çifte maaş, ihale, personel alım işlerinin doğru olmadığını bildikleri halde, kenti ve insanlarını savunmak adına üç-beş kelam etmeyen, karşı çıkmayan, uyarmayanların kaydının halkın defterlerine düştüğünün bilinmesini de isteriz.

Daha ne diyek?

Herkes pazarından hayır görecek!