Selim Kaplan

Selim Kaplan

Boynuzun Kulağı Geçmesi İçin

Boynuzun Kulağı Geçmesi İçin

İş ve eş seçimi, bir insan için, yaşamının en önemli iki tercihidir. Okuyucularımızdan kaç kişi bu iki tercihi veya en azından birini kendi gönlüne göre yapabildi bilemiyorum.

Eğer ikisini de gönlüme göre seçtim diyorsanız, Cenneti dünyada yaşıyorsunuz diyebilirim. Ama birini gönlünüze göre seçebildiyseniz, evinizde veya işinizde Cenneti yaşarken diğer tarafta ne yaşadığınızın takdirini size bırakıyorum. Eğer ikisi de gönlünüze göre değilse, Allah yardımcınız olsun.

Yaşamımızda yer alıp seçemediğimiz ve kaderimiz olan varlıklar da var ki bunların en önemlileri, anne – babamız ve çocuklarımızdır. Hepsi için de yaşama dair en güzel ve en iyi ne varsa onu isteriz.

Anne – babamızın yaşamına, ufak dokunuşlar yapabilmek bizi mutlu eder, ama çocuklarımızın yaşamlarına dokunmak bazen bize yetmez, kimi zaman onlara şekil vermeyi isteriz ve bunu da kendimizde bir hak olarak görürüz.

Hâlbuki insan ve dolayısı ile çocuklarımız, diğer varlıklardan farklı olarak, öğrenme ile şekil alır ve yaşamını da öğrendikleri ile şekillendirir. Biz de öğrenerek büyümedik mi?

Öğrenme, genetik olarak sahip olduğumuz özelliklere ek olarak; duygusal, devinsel (uygulamalı) ve bilişsel(Akademik) yollarla öğrendiğimiz hususlardır. İnsani özelliklerimizi belirleyen bu hususları açmakta fayda var.

Duygusal öğrenme, ana rahminde, bedene ruhun girdiğine inanılan dördüncü aydan itibaren başlar, doğduktan sonra; anne-baba, kardeş, akraba, arkadaş ve karşı cins sevgisi, madde, doğa ve inanç sevgileri ile aşk, acı ve mutluluklar ile yaşam boyu devam eder.

Devinsel(Uygulamalı) öğrenme, ana rahminde emme işlemini öğrendiğimiz parmak emme ile başlar, doğduktan sonra; emeklemek, yürümek, yemek, araç kullanmak, oynamak, kavga etmek, şarkı söylemek, insan ilişkilerinde tecrübe edinmek, iş öğrenmek, para kazanmak ve harcamak, eşya edinmek, cinsel ilişki, evlenmek vb. beceriye dayalı öğrenmelerdir. Yaşam boyu devam eder.

Bilişsel(Akademik) öğrenme; okuma, yazma öğrenmeye başladığımız günden itibaren, öğretmenlerimizden ve okuduğumuz dokümanlardan öğrendiğimiz hususlardır. Okuduğumuz sürece bu öğrenme şekli de devam eder.

Her üç öğrenme şeklinde, çocuklarımız için, lise eğitimi bitinceye kadar, ana kaynak aile, tamamlayıcı kaynaklar çevre ve okuldur.

Ailesi olarak, ana kaynağı olduğumuz çocuklarımızın, geleceğine etki eden LGS sınavı bir süre önce yapıldı ama liseyi bitirenlerin geleceklerine yön verecek Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS), 17/18 Haziran’da yapılacak.

Öğrencileri bu sınava, aileleri, çevreleri ve öğretmenleri hazırladı, dolayısıyla alınacak sonuç da daha ziyade onların eseri olacak.

Sınava günler kala, öğrencinin başarısına katkıda bulunabileceğimiz konuları, hatırlatmakta fayda olacağı kanaatindeyim.

  • Her öğrencide sınav kaygısı vardır, bunun %50 seviyesinde olması iyidir, düşük veya yüksek kaygı öğrencinin başarısını olumsuz etkiler.
  • Evde ve çevresinde huzurlu bir ortam yaratın.
  • Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin, koşulsuz sevgi gösterin ve bunu kendisine his ettirin.
  • Rahatlar düşüncesiyle sık sık “Sana güveniyoruz”, “Sen yaparsın” ya da “Kazanırsın merak etme” türünde konuşmalar yapmamaya çalışın.
  • Çalışmasını sağlarım düşüncesiyle tehdit edip, suçlayıcı ve eleştirel bir tarzda yaklaşıp değerlendirme yapmayın.
  • Çocuğunuz için yapacağınız şeyleri sınav sonucuna endekslemeyin(Başarılı olursan sana istediğin telefonu alacağım gibi) .
  • Çocuğunuza; sınavın sonucu ne olursa olsun, sizinle olan diyaloğun değişmeyeceğini, onu her zaman seveceğinizi, her zaman yanında olacağınızı ve değer vereceğinizi vurgulayın.

Bir sınav sonucunun belli olmasından sonra, çok güzel tercih yapabilecek bir puan alan kız öğrencimin, üzüntüden hüngür hüngür ağladığını gördüğümde, garipsemiş ve nedenini sorduğumda ”Annemin istediği puanı alamadım, ben şimdi anneme ne diyeceğim” demiş ve ağlamaya devam etmişti.

Bu öğrenci annesinin beklentisi ile değil de kendi beklentisi ile sınava girmiş olsaydı, eminim, hem kendisinin ve hem de annesinin beklediğinden çok daha iyi bir sonuç alabilecekti.

Yüksek Öğretim Kurumları Sınavını bir yarış gibi değerlendirmek hem öğrenciyi ve hem de aileyi strese sokar ve mutsuz kılar. Bu sınavı, meslek seçimi için araç olarak görmek, öğrenci ve ailesinde, kaygıyı ve stresi dengeli kılar.

Çocuklarımızın; yaşamlarındaki en önemli iki tercihten biri olan, iş seçimi konusunda belirleyici olacak YKS sınavına günler kala, gönüllerince bir sonuç alabilmeleri için, yukarıda bir kısmına değindiğimiz hususlar çerçevesinde, onlara destek olmamız çok önemlidir.

Her anne-baba, sadece çocuklarının başarısını kıskanmaz, kendilerinden daha iyi bir yaşamları olmasını ve boynuzun kulağı geçmesini isterler.

Bu şekilde düşünüyorsak, çocuklarımız için lazım olanı yapalım, ne eksik, ne fazla.

Sınava girecek öğrencilerimize şimdiden başarılar dilerim.

Saygılar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selim Kaplan Arşivi
SON YAZILAR