30 Mart 2017-Diyarbakır günlüğü. Yine güneşli, sakin bir Diyarbakır sabahı, evden çıkıyorum. Valilik binasının, konutunun bulunduğu, yaklaşık bir yıldır kamufle, izole bölgeden geçiyorum. Harıl harıl bir çalışma var. Belediye çalışanları refüjlerdeki toprak alanları yeşillendirmeye, çiçeklendirmeye çalışıyor. Bölge tamamen kapalı olduğu için araç trafiği de yok, rahat çalışıyorlar, büyük ihtimalle yarına yetiştirecekler/yetişmesi de gerekiyor.

Çünkü yarın Cumhurbaşkanı geliyor Diyarbakır’a.

Harıl harıl çalışma bu nedenle.

Kentin kamufle ve izole edilmiş bu bölgesi güzelleştirilerek cumhurbaşkanının beğenisine sunulacak. Bölgedeki esnaf yollar kapalı olduğu için iş yapamayan, iflas eden esnaf kimin umurunda!

Sol tarafımdaki Evet’li billboardlara gözüm ilişiyor.

HUZUR İÇİN

GÜVEN İÇİN

EVET

Gerisini yazmayacağım, bir yıldır kapalı tutulan bu alandan dolayı, yaptıklarının yapacaklarının teminatı olduğu gerçeği tüm çıplaklığı ile kendini ele vermiş durumda.

Çünkü 1 Kasım seçimleri için de ‘oy verin huzur ve güven sağlansın’ demişlerdi.

Oy aldılar, bu bölge bir yıldır araç trafiğine kapalı.

Sayın cumhurbaşkanı yatırımları açıklayacak.

280 trilyon değerinde 30 yatırım.

İçinde yapımı tamamlanmış özel otel var, temeli yeni atılacak cami inşaatı var.

Bir de Sur içindeki yapılaşmalar.

Birileri Cumhurbaşkanını galiba kandırıyor!

‘Kayyumdan sonra şehir tamamen bizim kontrolümüzde, çark bize taraf döndü, Evet’ler önde demiş olabilir, demek isteyebilir’

Külliyen yalan!

Yapılan hiçbir şey oy oranını artırmıyor.

Yağ çekenlerin bol olduğu bir yerde her zaman gerçekler göz ardı edilmiştir.

Özellikle rantçı iş adamlarının olduğu alanlar her zaman yanıltıcı olmuştur.

Tam da burada bir örneği dillendirmeden geçemeyeceğim.

Üç tane STK’da başkanlık, yöneticilik yapan bir ‘iş adamının’ yeni açtığı, Cumhurbaşkanının gelişine denk getirdiği Twetter hesabından attığı mesaj dikkatimi çekiyor.

Ne diyor bu zat!

‘Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan ‘Hayır’ standını ziyaret etti. CHP durumdan vazife çıkarmaya çalışıyor ama nafile çırpınışlardır. Eyy CHP evettt.’

Evet’in HAYIR’lı olsun sayın iş adamı.

Soruyorum şimdi sana;

Konumuz CHP’mi Diyarbakır mı?

Diyarbakırlı iş adamısın. Başka bir konu bulamadın mı, Diyarbakır’la ilgili yapılması gereken bir çalışmanın talebinde bulunmak çok mu ağır geldi?

Göze girmenin de bir usulü, adabı var, bu kadar da eyyamcılık olur mu eyyy iş adamı!

Eyyy diye yazınca utandım, ama yazmak zorundaydım, adaba uygun olmadığını da biliyorum.

Başında bulunduğu, yöneticilik yaptığı kurumlardaki yönetim kurulu üyeleri bu adapla ilgili bir sorgulamada bulunurlar sanırım.

Eyy rant, eyy rant.

Sen nelere kadirsin!

Bir de bir yerlere bulaşmışlıktan kurtulma çabası!