İSA TEKİN

İSA TEKİN

Fatih Sultan Mehmet Ve İstanbul Üniversitesi

Fatih Sultan Mehmet Ve İstanbul Üniversitesi

Fatih Sultan Mehmet’in iki önemli hocası varmış. Biri Molla Gürani. Bu hoca Diyarbakır Ergani ilçesi Çayönü (Berçem)’de doğmuş olduğu, Fatih’in eğitiminde çok büyük emeği ve katkısı olduğu tarih kitaplarında yazılır. Diğer hocası da Molla Hüsrev’dir. Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te İstanbul’un fethetmesinden sonra dünya tarihinde yeni bir çağ başlar bu tarihi dönemecin mekânı İstanbul’dur. Bizanslılar Constantin Polis diyorlardı. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u yalnız Devlet Merkezi değil. Aynı zamanda bilim ve kültür merkezinde yapmak ister. Din bilimlerinin yanında fen ve matematik bilimlerine de önem verir. Hocaları Molla Gürani ve Molla Hüsrevi görevlendirerek Semerkant’dan Venedik’e kadar bilim ve sanattan anlayan tüm hocaları İstanbul’a davet eder. İstanbul üniversitesi 1453’te kurulur. Hukuk Fakültesi’de 1873’te kurulur. Başta Galatasaray Sultanisi 1873’te Gülhaneye taşını. Darül finun-i Sultani’de burada kurulur. İçinde Mülkiye Mühendis Mektebi ve Hukuk Mektebi daha sonrada Edebiyat Mektebi’de eklenir. Daha sonraki yıllarda İstanbul Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesine Dönüştürülür. Bu okuldan çok ünlü hukukçu ve bilim insanı çıkar. Günümüzde İstanbul Üniversitesi’nde 3 bölüm 8 yüksekokul, 16 enstitü 61 uygulama merkezi, Devlet konservatuarı bulunuyor. İstanbul Üniversitesi’nde; beş bine yakın akademi, onbirbin idari personel seksenbeşbin öğrenciyle hizmet veriyor. İstanbul Üniversitesi’ni sembolu ise bu gün kayıt yaptığımız yer, yani Beyazıt’taki tarihi yerleşkesidir. Bu konu ile ilgilenmesinin en büyük nedeni Molla Gürani’nin Erganili olmasından dolayıdır. İstanbul çok Depremler yaşamasına rağmen halen ayaktaysa Fatih Sultan Mehmedin çok büyük katkıları olmuştur. Surlarda Ağlar kitabı sayfa.12 den alınmıştır.
FIRAT NEHRİNİN EFSANESİ
Fırat adı Kürtler tarafından bir efsane nedeniyle verilmiştir. Eufrates ( efrates) adında bir köylü evlendikten kısa bir süre sonra askere alınıp savaşa götürülür, köyleri Fırat sahilindedir. Uzun yıllar askerde savaştan savaşa gider. Esir düşer efsaneye göre savaş ve esarette en az 15 20 yıl geçirmiştir. Sonunda bir gün gelir esaretten kurtulup evine dönme yolu açılır ve köyün doğru yola koyulur. Köyüne yaklaştığında aklına bir fikir gelir. Sürpriz yapmak için geceyi bekleyecek karısı uykudayken gizlice eve girecek karısı sabah uyandığında sürpriz ile karşılaşacaktır. Planını uygular. Ortalık çekildikten sonra ve karısının uyuduğuna da iyice emin olduktan sonra evine girer. Evine girdiğinde karısının yanında bir erkeğin uyumakta olduğunu görür ve bütün sevinci vahşi bir öfkeye dönüşür. Bu öfkeyle hiç düşünmeden gerçeği öğrenmeyi beklemeyip koynuna bir erkeği alan karısının bu ihanetini ikisini de öldürerek cezalandırır. Sabah olunca köylülere gider ve ne yaptığını anlatır. Köylüler ona karısının ona ihanet etmeyip bu güne kadar onu beklediğini o erkeğinde kendisi askere gittikten sonra doğan oğlu olduğunu söylerler. Ne yazık ki Eufrates askere alındığında karısının hamile kaldığını bilmiyormuş.
Gerçeği öğrenen eufrates, yaptığı hatanın verdiği azap, üzüntü ve yaşadığı dehşete dayanamaz ve kendini Medos ( Ferat, Fırat) ırmağına atarak intihar eder. Fırat o günden sonra bu hatayı kabul etmez kudurur, hırçınlaşır. Uykuyu ve uyumayı hiç düşünmeden hep akar ve de bu güne dek kini dinmeden akmaya devam eder. (Güneş, 24.06.2013)
İşte bu hikâye ye göre o günden sonra Medos’un adı Eufrates’in atladığı nehir anlamında “Eufrates” sonrada Kürtçe Ferat ve Nihayet Türkçe Fırat olur.
O gün bu gündür, Kürtlerin atası Medos bütün bunların hiçbirinden habersiz Ferat (Fırat) olarak akar.
Kürt ozan Şiwan Perwer’in dediği gibi “uykuyu ve uyumayı düşünmeden akar da akar. Onu dizginlemek için üzerinde kurulan onca barajı dahi dinlemeden üzerlerinden aşarak akar ve hep akar, bir gün gelecek onun Kürt evlatları ona tekrar Medos adını verecekler. Onun kutsal sularında tıpkı Hinduların Ganj’da yıkandığı gibi kutsanmak için yıkanacaklar. Ve kıyısında Kürt Gençleri yeni kutsal aşklar yaşayacaklar. Medos bunlara dün olduğu gibi bu günde Tanıklık edecektir. (Surlarda Ağlar kitabımdan. Sayfa.8)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İSA TEKİN Arşivi
SON YAZILAR