Helali haram etmeyelim
Öğrenci velileri, öğrenciler, rehberlik uzmanları ve STK temsilcilerinin, olduğu bir rehberlik çalıştayında, bir öğrenci ifade etmişti. İlkokul çağındaki çocuklar okullarına yakın bir kısım bakkallara gidip şu soruyu soruyorlar.
“Amca pıpar var mı?”
Burada ifade edilen pırpar (semizotu), esrar uyuşturucusunun Diyarbakır’daki kod adıdır.
Diyarbakır Barosu’nun 2023 yılında yayımlanan “Madde Kullanımıyla Mücadeleye dair raporu” nda, Diyarbakır’da uyuşturucu pazarlama ve kullanma yaşının 12’lere indiğine dair veriler paylaşılmıştır. Türkiye’nin diğer illerinde biraz farklı olsa da, esrar bitkisinin yaygın olarak ekildiği ve kullanıldığı illerimiz ve metropol şehirlerimizde, sadece polisiye önlemler ve her yıl tonlarca yakalanıp imha edilmesine rağmen, özellikle esrar ekimi ve kullanımının yaygınlaşmasının önlenemediği açıktır.
Sadece Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, tarladan hasat edildikten sonra ele geçirilen ve Nisan 2025’te imha edildiği kamuoyu ile paylaşılan esrar miktarı 20 ton 766 kilodur. Bu miktara tarlalarda imha edilen ve yakalanmadan piyasaya sürülüp gencecik insanlarımızın zehirlenmesine pazarlanan miktarlar da dâhil değildir.
Diğer uyuşturucu türleri gibi esrar’da toplumda; fuhuşu, hırsızlığı, kumarı, cehalet ve fakirliği körükler, kara para ve mafyacılığı azdırır, silah ticareti ve toplumsal terörü besler, intiharlar ve cinayetleri arttırır. Hülasa diğer uyuşturucular gibi, esrar da bütün kötülüklerin anasıdır.
Esrar, Kenevir bitkisinden elde edilen uyuşturucu bir maddedir. İçerisinde bulundurduğu yüksek THC (Tetrahidrokannabinol) oranından dolayı uyuşturucu özelliğine sahiptir.
Hâlbuki kenevir bitkisi çevreye dost ve mucize bir bitkidir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında, kenevir sıkça ve serbestçe üretilir, o dönem tarım ve tekstildeki kalkınmada önemli bir etken olur, kenevir dokuma atölyeleri açılır ve hatta yine kenevirden biyodizel yakıt üretilerek otomobillerde kullanılır.
Başta tarım olmak üzere tıp, sanayi, ticaret ve istihdamda katma değeri olan kenevirin mucize özelliklerini paylaşmakta fayda vardır.
Kenevirden; kâğıt, sabun ve kozmetik, iplik ve kumaş, 250 hastalıkla ilgili ilaç, bina yalıtımında kullanılan malzemeler üretilebiliyor. Bir ağaç 20-50 yılda, kenevir 4 ayda yetişiyor ve bir dönüm kenevir 25 dönüm ağaç kadar oksijen üretebiliyor. Kenevir kullanılarak üretilen taşıtların gövdesinin çelikten 10 kat daha dayanıklı olduğu, 1 hektar kenevir ekili alandan yaklaşık 9 ton biyodizel yakıt elde edilebileceği bilinmektedir. Türkiye’nin yaklaşık dokuz milyon hektar olan sulanabilir arazisinin sadece 3 milyon hektarına kenevir ekilse, bu kenevirden ülkenin bir yılda tükettiği yaklaşık 28 milyon ton dizel yakıtını elde etmek mümkündür.
Ülkemizde 1940’lı yıllarda ekimi yasaklanan kenevirin, 2016’da “Kenevir yetiştiriciliği ve kontrolü hakkında yönetmelik” ile sanayide kullanılmak üzere; Amasya, Antalya, Burdur, Bartın, Çorum, İzmir, Karabük, Kastamonu, kayseri, Kütahya, Malatya, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Uşak, Yozgat ve Zonguldak olmak üzere 19 ilimizde ekimi yasal olarak serbest bırakıldı.
Artık stratejik bir ürün olarak değerlendirilen kenevirde, ekimin serbest olduğu illerdeki üretimin, son beş yılda 70 kat arttığına dair veriler TÜİK tarafından paylaşılmıştır.
1974’e kadar ekimi yasak olan afyon, ABD’nin muhalefeti ve tehditlerine rağmen, serbest bırakılarak, ilaç sanayimizdeki ihtiyacımızı, elli yıldır kendimiz ürettik.
1980’li yıllara kadar bölgemizde tütün ekimi serbest ve fakat mengenelerde kıyılmış olanını satmak yasak idi. Köylerden şehre gelen minibüslerde kolluk birimleri tarafından özellikle tütün aramalarının yapıldığını ve kaçak tütünü olanlara yasal işlem uygulanarak, tutuklanıp cezaevlerine gönderildiklerini biliyoruz.
Seksenli yıllardan sonra tütünün ekimi gibi, adı “kaçak tütün” olarak kalan mengenelerde kıyılmış tütünün, bütün illerimizde satışının serbest olduğunu ve vatandaşın ekonomisine katkısını da biliyoruz.
Kenevirin serbest ekiminin de 19 ilimiz ile sınırlı kalmayıp, özellikle yasak madde esrara dönüştürülmesinden dolayı toplumun dengesinin bozulduğu, sanayisi kısıtlı, işsizlik oranının yüksek olduğu, vatandaşlarının geçim sıkıntısı yaşadığı, Diyarbakır ve benzeri illerimizde de, ekiminin yaygınlaştırılmasının yöre ve ülke ekonomisine katkısının olacağı gerçektir.
Bu sayede; ilaç, kâğıt, yakıt, tekstil, otomotiv, petrokimya ve kozmetik sanayilerinde büyüme sağlanacak, bazı ürünlerde dışa bağımlılık ve işsizlik azalacak, vatandaşın refah seviyesi yükselecektir.
Şehirleşme oranının % 93’e ulaştığı ülkemizde, köylere dönüş gerçekleşecek, köylerin kalkınması kentsel kalkınmayı destekleyecek, şehirleşmenin yarattığı narkotik ortamlar ve olaylar ile uyuşturucudan kaynaklı ve yukarıda sıraladığımız kötülüklerde azalma olacaktır.
Aileler, çocuklarının bakkallardan pırpar temini endişesini yaşamasın!
Helali haram etmeyip, kenevir ekilmesini, 19 ilimizde olduğu gibi, başta Diyarbakır olmak üzere, diğer illerimizde de yasal çerçevede serbest kılalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.