Aydın Alp

Aydın Alp

İNSANLIĞIN MEŞALELERİNDEN BİRİ: DENİS DİDEROT

İNSANLIĞIN MEŞALELERİNDEN BİRİ: DENİS DİDEROT

Fransız yazar ve filozof Denis Diderot (1713-1784) aydınlanma çağının önemli kişiliklerinden biridir. Birçok papazın olduğu, dindar bir aileden gelen ve Cizvit Kolejinde beş yıl okuyan düşünür; sonrasında düşüncelerinden ötürü aşırı dincilerin saldırısına uğramıştır. Ünlü “ANSİKLOPEDİ”nin editörüdür. Ansiklopedinin bazı ciltlerindeki bilgiler üzerine kiliseden tepkiler almış ve “Filozofça Düşünceler” adlı yapıtı da mahkeme kararınca yakılmıştır. “Körler Üzerine Mektup” eserinin yayımlanması üzerine tutuklanıp Vincennes Şatosu’na kapatılmış, iki ay sonra da serbest bırakılmıştır.

Ailesinin karşı çıkmasına rağmen âşık olduğu çamaşırcının kızıyla evlenmiştir.

Romantizmin akımının öncüsü ve büyük hümanist Diderot; ölünceye kadar felsefe ve edebiyatla uğraşmış, ardından birçok eser bırakmıştır. Aynı zamanda verimli bir çevirmendir.

“Vücudu öldürenden korkmayınız; ruhu öldürenden korkunuz.” Ruhu yoksul insanlarla kuşatılmış, ruhsal zenginliği olan bir yazarın söyleyebileceği bir laf bu! Felsefeyi bağnazlıktan kesin çizgilerle ayırmıştır: “Felsefeye ilk adım inançsızlıktır.” Ve “Adaletin aklını kaybettiği yerde felsefe susar.” demiştir.

 “Eğer rahipleri istiyorsanız filozoflara ihtiyacınız yok demektir ve eğer filozofları istiyorsanız rahiplere ihtiyacınız yoktur; çünkü biri aklın dostu ve bilimin geliştiricisi olarak anılırken, diğeri aklın düşmanı ve cehaletin savunucusu olarak tanınır.”

 Kilisenin mutlak egemenliğine karşı çıkmış; hayatı, bilimi, edebiyatı ve felsefeyi savunmuştur. “Bana bazı şeylerin aklımızı aştığını söyleseler de, bu, saçmalıklara inanmama yol açmaz. Hiç şüphem yok ki aklımızı aşan şeyler var; ama aklımıza aykırı olan her şeyi ve ona zıt düşen ne varsa, cesurca reddediyorum.”

Toplumsal yaşamın yaman bir gözlemcisidir.  “Büyük bir ormanda kayboldum ve önümü görmek için küçücük bir ışığım var. Orada yanıma biri gelir ve der ki: 'kardeşim, yolunu daha iyi bulmak için mumunu söndür.' o birisi bir ilahiyatçıdır.” Tarihi ve engizisyonu, ki yakın tarihtir, çok iyi bilmektedir. “Fanatizmden barbarlığa tek adımda geçilir.” “Filozoflar hiç din görevlisi öldürmemiştir, oysa din görevlileri çok fazla filozof öldürmüştür.” Egemenler, kilise ve bağnaz din adamları; bütün özgür düşünen insanların canını yaktığı gibi onun da canını çok yakmışlardır: “Son hükümdar, son din görevlisinin bağırsaklarıyla boğulana kadar insanlar asla özgür olmayacak.”

Felsefe ve edebiyat; bu büyük düşünürü, geleceğe taşıyan güçlü kanatlar olmuştur.

“Felsefe sadece gerçekle uğraştığı izlenimi verir; ama belki de düşlemleri dile getirir, edebiyatsa sadece düşlemlerle uğraştığı izlenimini verir; ama belki de doğruyu dile getirir.”

 Adaletin aksadığı, liyakatin olmadığı, gücün ve paranın egemen olduğu toplumlara ilişkin saptaması: “Yetenek ve erdemin insanlara bir ilerleme kaydettirmediği herhangi bir ülkede, para ulusal bir tanrı olacaktır. Böyle bir ülkenin insanları ya paraya hükmedecekler ya da diğerlerini ona sahip olduklarına inandıracaklardır. Zenginlik en büyük erdem, yoksulluk ise en büyük ayıpları olacaktır.”

 Birikimli her yazar gibi düşüncelidir: “Yalnız iyilik yapmak yetmez, iyiliği incelikle de yapmak gerekir.” Ve iyi yüreklidir: “En mutlu kişiler, diğerlerine mutluluk verenlerdir.”

Ve isabetli gözlemi: “İnsanlar ikiye ayrılır: tanıdıkça büyüyenler, tanıdıkça küçülenler.” Ve kadınları yazarken inceliklidir: “Kadın üzerine yazı yazarken kalemi gökkuşağına batırıp mürekkebi kelebek kanatlarının tozu ile kurulayacaksınız.”

 Dürüst her insan gibi yalanı deşifre eder: “Yalanın faydası bir defa içindir, gerçeğin faydası ise sonsuz ve ölümsüz.” Ve insanın zayıf yanını da saptar: “Güler yüzle söylenen bir yalanı bir anda yuttuğumuz halde, acı gerçeği ancak damla damla yutarız.”

İnsanoğlunun çoğu kez beyhude çabasını ve zamana karşı hoyratlığını nasıl da güzel saptar: “İnsan, hayatının dörtte üçünü yapamayacağı şeylerle geçirir.”

 Yüreğinin büyüklüğüyle konuşur: “Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun, kusuru örtmeyi marifet edin.”

İnsanoğlu her yerde aynı insanoğludur: “İnsanlar hep birinin peşinden koşarlar; ama dönüp kendi peşinden koşanlara hiç bakmaz.”

Toplumu ve insanı çözümlemiş bir insanın düsturu: “Okumasını biliyorsan her insanın bir kitap olduğunu görebilirsin.” Ve aktardığım özdeyişlerinden, özlü sözlere ilişkin bir sözü: “Özlü sözler gerçeği hafızalarımıza perçinleyen keskin çivilerdir.”

 Özü sözü bir olan, çifte yürekli düşünürümüzün muhteşem veda sözü: “İnsanı taş ya da kırık kalpli yapan bu dünyadan gidiyorum. Beni nereye gömerlerse gömsünler!”

 Çifte yürekli düşünürü anlattığım yazıya, umarım dün ve önceki gün bizi yalnız bırakmadığınız imza günlerimizde imzaladığım ve bu önümüzdeki cumartesi ve pazar günü de imzalayacağım YÜREĞİNİZİN KAPILARINI KIRACAĞIM yeni şiir kitabımdan bir şiirle son vereyim:

 DOST ÇELMELERİ

İyiliksever biriyim; yani yufka yürekli/ Günümüzde dudak büktükleri cinsten, demode/ Hiçbir kötülük kondurmam, ama yüreğime/ Kendimle barışık olmasam, yaşayamam!

Yıllarca ölümün kıyısında yaşa/ Üstelik ağız dolusu kahkahalarla/ Ah, yine de öğrendim/ Birine iyilik yaptım mı sırtımı kolluyorum!

Korktuğum da çok oldu, korkuyu iyi tanırım!/ Asla büyütmedim ama/ Yüreğimde boylanmasına izin vermedim!/ Ah, merhamete yenildim; merhamete yenildim!

Bütün paragözlerin canı cehenneme!/ Tek derdi para olanlar, ruhsuzlar ey!/ Kasa cini olun, kasalara girin!/ Ve orada geberin, gidin!/ Şairim, çağdışı bir romantik/ Ölçütüm mertliktir, insanlık için!

Dünyaya başkaldıran kahkahalarım/ Ölüme de meydan okuyorsun!/ Ve omuzlarımı kaplayan saçlarımdı/ Paratoneriydi hain bakışların!

Sonrasında dökülen saçlarımın yerine/ Şiirlerimden bir taç yaptıydım başıma/ Bu kez de bu oldu marazileri kudurtan/ Bu oldu pis insanları üzerime saldırtan/ Ülkemde, yankısız bir sonsuzlukta/ Aklımı ve yüreğimi kamaştıran ütopya/ Her paylaşmak istediğimde güzellikleri/ Bir tek önüme uzatılan “dost” çelmeleri!

Sevgili okurlara ve dostlarıma, güzel insanların yüreği inceliğinde olsun dünya diyorum; sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.

NOT: İstanbul’daki depremde etkilenen herkese, hepimize, geçmiş olsun diyorum. Allah, beterinden korusun!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Alp Arşivi
SON YAZILAR