KENDİNE GEÇ KALMAK -1-
İçte Yaşanan
İnsan, birçok şeye geç kalabilir hayatta. Bir otobüse, bir söze, bir karşılaşmaya… Ama en sessiz, en görünmez ve en derin gecikme, kendine geç kalmaktır. Çünkü bu gecikme, sadece bir anın değil, bir ömrün içinden sızar. Duyulmaz; ama hissedilir.
Kendine geç kalmak, başkalarının beklentilerine zamanında yetişirken olur. Güçlü görünmek için zayıflığını gizlerken, sevilmek uğruna kendini inkâr ederken, başarıya koşarken, içindeki çağrıyı sustururken…
Hep bir şeylere “yetişirken” yaşanır bu gecikme. Ve fark edilmeden derinleşir. Çünkü insan, en çok kendisini erteleyebilir. “Sonra bakarım” dediği her duyguda, “sırası değil” dediği her sezgide, “Kendimi toparlayınca…” dediği her durakta, biraz daha uzaklaşır kendinden.
İçte Yaşanan
Zamanla, dışarıdan bakıldığında her şey yerli yerinde görünür. Ama içte bir boşluk vardır. Adını koyamadığın, dolduramadığın, anlatamadığın bir eksiklik…
O eksiklik, aslında senin kendine geç kaldığın her ânın toplamıdır.
Bu geç kalış, bir suç değildir. Ama bir farkındalık gerektirir. Çünkü kendine geç kalmak, başkasını geçmemek için kendini yavaşlatmakla başlamaz; Kendini unutmakla başlar. Ve bu unutma, dışsal değil içseldir. Kendine yabancılaşmak, kendine sessizleşmek, En çok da kendini duymaktan korkmaktır. Kendine geç kalmak, kendinle olan karşılaşmanın ertelenmesidir. Ve bazen bu karşılaşma hiç olmaz. Bazen olur ama geç olur. O vakit, içinde bir pişmanlık değil, bir hüzün belirir: “Ben neredeydim bunca zaman?” Oysa sen hep oradaydın. Ama kendinden çok uzak bir yerde yaşamaya çalışıyordun. Kendine geç kalmamak, kendini önemsemekle değil; Kendine açık olmakla başlar. Neysen o olmakla. Ne değilsen, onu da fark etmekle. Kimseye anlatma çabası olmadan, açıklama gereği duymadan… İçinde akanı duymakla. Ve bu duyma, bir sabah uyanırken gelir bazen. Bir cümlenin ortasında, bir bakışın içinde… Ya da tek başına yürürken, ansızın olur. İçinden bir ses çıkar: “Artık kendime geç kalmak istemiyorum.” İşte o an, bir başlangıçtır. Geriye dönmek için değil; Kendine doğru yeniden yürümek için. Yavaş ama içten bir adımla. Kimseye yetişmeden. Sadece kendine yaklaşarak. Çünkü hayatın asıl geç kalınan yanı dışarıda değil; içeridedir. Ve insan, kendine vardığında ilk kez gerçekten bir yere varmış olur.
Geç kalmadan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.