Son günlerin gündemi; Seçim-loto soruları.

Ve de beklenen sorular.

En çok dikkatimi çeken ise, sorunun içindeki gizli özne!

‘Giderler mi?’

Nasıl bir korkuysa, gitmezler diye düşünüyor, vatandaşın bir bölümü.

Benim çok uzun zamandır kanaatimden kaynaklı bu soruya verdiğim cevap, her zaman ‘Giderler’ oldu. Öyle yakın bir zamana ait kanaatte değil, bu seçim dönemi için başından beri düşündüğüm, kanaat ettiğim durum, giderler oldu, açıkça da her platformda dile getirdim.

Hala, burun kıvıranlar var ‘Giderler’ yanıtına karşılık.

Sandıktan gönderildiklerinde, neden gitmesinler?

Zorla mı kalacaklar?

Zorla mı geldiler ki, zor kullanarak kalsınlar.

Becerdikleri zamanlar oldu, kaldılar, kimse de zorla göndermedi, sandık zoruyla kaldılar.

Şimdi beceremediler, beceremiyorlar, gidiyorlar, gidecekler, sandık zoruyla gidecekler.

Yani, halkın kararı ve iradesi ile gidecekler.

Onları oraya oturtan irade şimdi kaldırmak için uğraşıyor, kaldıracak.

O iradeye karşı çıkmak, direnmek tarih sayfalarının tanık olmadığı bir durum.

Elbette ki deneyenler oldu, olmuştur, tarih sayfalarından okuduklarımız da bunu bize anlatıyor.

İktidarda kalma ısrarının Ortadoğu ülkelerinin geleneği olduğunu biliyoruz, ancak Türkiye’nin laik, seküler donanımı buna uygun değil. Deneme gibi bir kaygının varlığı, doğal olarak yurttaşı endişelendiriyor. Sorularda bu nedenle zaten. Özellikle 13.Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gezileri sırasındaki meczup saldırıların tedirginlik yaratmak için olduğunu biliyoruz.

Kemal beyin kazanma ihtimali yükseldikçe, belki de bunun dozunu artıracaklar, ancak, korkunun ecele faydası olmayacak, herkes kaderini yaşayacak.

İktidarı kaybetme korkusunun giderek tavan yaptığı şu günlerde hiç aklımıza gelmeyecek saçmalıklarla yüz yüze gelebiliriz. Korku ve endişe iklimi yaratılmak istenebilir ki, bunun provalarını zaten görüyoruz. Mızrak çuvala sığmadığında, sığdırma çabası içinde olanların son hamlelerinin durumu kurtarmadığını anladıklarında, iktidarlarının artık ‘ölü iktidar’ olduğunu görecekler.

Ölüyü diriltmek nasıl mümkün değilse, ‘Ölü iktidarı’ diriltmek çabası da öyle.

Artık mümkün görünmüyor.