Melis Doğan

Melis Doğan

Sanatın dili

Sanatın dili

Sevgili okurlarım nasılsınız?

Umarım yaralar bir nebze de olsa sarılmaya başlanmıştır. Sizlerin sayesinde her geçen gün büyümekteyiz. Bu yüzden yürekten teşekkür ediyorum her birinize. Sanatı izleksel olarak anlaşılır şekilde sizlere aktarmaya çalıştım ve çalışmaya devam edeceğim. Bu sayfada sizlerle buluşurken kendi bilgilerimi de süzgeçten geçirme fırsatım olup buluşmanın verdiği mutluluk çok başka oluyor.. Sizlere bu hafta Sanatın Dili konu başlığı ile biraz münazara tadında bir yazı bırakıyorum.

Sanatın dili dendiğinde akla ilk gelen şarkılar, türküler , maniler gözlerimizde canlanıyor. Elbette tartışmaya açık bir konu olmasıyla beraber sanatın dili ait olduğu yer ile alakası olmadığını hissettirilen duygunun peşinden giden bir durum olduğunu düşünmekteyim. Daha detaylı aktarmak gerekilirse sanatın bir bölgeye aitliğinden çok evrensel olarak kabul etmekteyim. Elbette bölgeye ait kültür ve dokusunu yansıtan en önemli rollerden birini sanat üstlendiği gibi

aitlik konusunda da evrenselliği savunanlardanım. Bunun en güzel örneğini şu şekilde açıklamak gerekirse. Hiç dilini bilmediğiniz bir şarkı çoğu zaman sizi alır bir yerlere götürür çok seversiniz tekrar tekrar dinlemek belki de mırıldanmak istersiniz. Burada ki örnekte de aktarmaya çalıştığım gibi hissettiğin duyguda aitlik yaşarsın. Yıllar önce çok sevdiğim dinlemekten keyif aldığım bir şarkı vardı. İspanyolca sözleri tınısı alıp beni bir yerlere götürürdü. Anlamını hiç araştırmamak istemiştim. Büyüsü bence ordaydı lakin bir gün çok sevdiğim opera sanatçısı bir arkadaşım şarkıdaki derinliğinden etkilenerek araştırıp bana anlamını söyledi. Sanatçı şarkının sözlerinde İsa’ya olan aşkı anlatıyormuş çok şaşırmıştım. Sonrasında şarkının büyüsü kaçmadı benim için ve anlamını öğrensem bile halen beni ilk dinlediğim anlarda hissettiğim yerlere götürmeye devam ediyor. Peki ya şimdi diyeceksiniz şarkıda böyle resim de diğer sanat dallarında da aynı mı? Kendi alanım resimden devam etmem gerekirse; evet resmin de bir dili yok. Hissedilen duygu, gerçeklik, renkler, bütünlükle karşıdaki insana akar. Bu kişi ırkı, dini ne olursa olsun hissettirildiği yerden çıkar tüm kelamlar. Kimi esere bakarken çocukluğundan bir kesit bulurken kimide geçmişinden veya geleceğinin aynasından kendini izlerken bulabilir. Burada dil yoktur evrensellik ve hissetmek vardır.

Sizlerde sanat eserlerine bakarken, bir şarkıyı dinlerken, bir fotoğrafı incelerken hissettirdiklerine odaklanın belki orada gizli bir küçük anahtar size yarınların kapısını açacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Melis Doğan Arşivi
SON YAZILAR