Bir kentin yolları ve trafik akışı da bence o kentin en az mimarisi kadar bir kültür öğesidir. İnsanların davranış tarzları, günlük aktiviteleri, sorunlara yaklaşımları üzerinde kentin trafik akışının büyük etkisi vardır.

Diyarbakır bu bağlamda son zamanlarda artan araç sayısıyla birlikte fena bir trafik sorunu yaşıyor. Elbette bu yoğunluğu İstanbul gibi mega kentlerle kıyaslamayacağım, fakat herkesin dedi kendi büyüklüğü kadardır.

Sözü fazla uzatmadan asıl meseleye değinmek istiyorum. Özellikle Kayapınar ilçesinde yaşayan insanlarımızın yaşadığı bir trafik riskinden söz etmek istiyorum: Şoför adayları eğitiminden. Diğer kentlerde durum böyle mi bilmiyorum, ama Diyarbakır’da aday şoförlerin eğitimi kentin en işlek caddelerinde veriliyor. Trafik yoğunluğunun çok fazla olduğu Gaziler Caddesi, Selahaddin Eyyubi Bulvarı, Yeniyol, günün en erken saatlerinde başlayan sürücü kurslarının eğitimleri nedeniyle trafik akışı çok büyük ve sıkıntılı bir akışa neden olmaktadır.

Eskiden sürücü adayları yerleşim yerlerinin uzağında, uygun yerlerde kurulan trafik eğitim alanlarında direksiyon eğitimine tabi tutulurdu. Bu alanlarda iyice eğitilen sürücüler ehliyetlerini aldıktan sonra normal trafik akışına katılırlardı. Dolayısıyla iyi eğitim almamış sürücüler, trafikten uzak alanlarda oldukları için kentin trafik akışı normal seyrinde sürerdi.

Şimdilerde yasal mevzuat nedir, bilmiyorum, ama kentin en işlek caddelerinde, bulvarlarında sürücü adaylarına sürüş eğitimi veriliyor. Bu durumda acemi şoförler yanlarında usta eğiticileri olmasına rağmen birçok risk göstermekte ve diğer araçların trafik akışını tehlikeye atmaktadır.

Bunun dışında hafta sonları sürücü adaylarının uygulama sınavları da aynı caddelerde yapılıyor ve adeta caddeler kilitleniyor. Düşünsenize henüz sürücü belgesini almamış acemi bir sürücü adayının kocaman bir tır, kamyon ile yanı başınızda gittiğini. İşte Kayapınar’da ikamet eden birçok vatandaşımız aynı duyguyu her gün yaşıyor.

Diğer ilçelerde sürücü adayları nerede, nasıl eğitiliyor açıkçası bilmiyorum, dediğim gibi yasal hükümler nedir, onu da bilmiyorum. Ama bu durumun normal olmadığını ve birçok insanın bu durumdan rahatsız olduğunu biliyorum.

Hem Yeniyol, Selahaddin Eyyubi Bulvarı hem Gaziler Caddelerinde her gün bu yüzden trafik kazalarının olduğunu da biliyorum, görüyorum ve ne yazık ki son mağdurlardan biri de benim! Bu kazalarda on binlerce, yüz binlerce maddi zarar oluyor, insanlar sakatlanıyor veya vefat edebiliyor.

Diyarbakır’ın bu işleyişle ilgili yetkilileri, Valisi, Belediyesi, kaymakamları, Milli Eğitim Müdürlükleri ulaşım ve trafik komisyonlarının bu durumu yeniden değerlendirmesi gerekir diye düşünüyorum. En azından trafik eğitim alanlarının kentin biraz daha uzağına taşınması ya da trafik akışının daha sakin olduğu yerlere taşınması daha makbul olur.

Diğer taraftan aynı caddelerde bulunan esnaflarda bu durumdan epey muzdarip olduklarını belirtiyorlar. Araç yoğunluğundan ötürü müşterilerinin risk almaktan korkup bu caddelere girmediklerini iddia ediyorlar. Kendi açılarından bakınca onlara da hak vermemek elde değil. Kim kendisini ve ailesini alış veriş için riske edip acemi şoförlerin kullandıkları araçların arasına gitmek ister ki?

Bu konuda görüştüğüm onlarca Kayapınar sakini bu durumdan rahatsızlıklarını dile getirdi. Gerçekten bu sürücü adayları eğitim güzergahlarının mutlaka uzak bir yere taşınması elzemdir ve yetkililerden bu sıkıntıyı derhal gidermelerini bekliyorlar.

Hem Diyarbakır’ımız hem insanımız değerlidir! Bir tek insanımızın bu andan itibaren yaralanması, zarar görmesi, dilim varmıyor söylemeye ölmesi durumunda sorumlusu kim olacaktır! Bu mesele bir an önce akıllıca bir çözüme kavuşturulmalıdır.

Abdurrahim Kılıç