Rekabeti kavgayla eşdeğer tutan bir coğrafyanın fertleriyiz. Birlik ve beraberlikten çok fazla söz eden ülke olmamıza rağmen, kent karşıtlığı, plaka karşıtlığı, spor-futbol karşıtlığı üzerinden en fazla kavga edenleriz aynı zamanda.

Niye yazdım, dikkatimi ne çekti?

Genelde yürüyen biriyim. Bunu yaparken de çevremi, etrafı da kolaçan etmeyi, varsa ilginç bir durum, görmeyi de ihmal etmek istemem. Depremden sonra, özellikle de son 15 gün içinde Amed/Diyarbakır’da caddelerde neredeyse 81 ilin plakasının varlığı dikkatimi çekti. Bu rakam abartı olsa da varmak istediğim sonuç açısından bu rakamı telaffuz ediyorum, ancak yarısı kadar plakaya rastladım desem abartı olmaz.

Sizlerinde dikkatini çekmiştir, ya da çekmediyse şimdi çeksin.

Kentler arası plaka kavgalarını sorgulama gibi bir his ile birlikte üzerine bir de yazayım dedim.

Doğal afetle birlikte doğal bir gelişme oldu elbette, coğrafyalar değişti, insanların psikolojisi bozuldu, bir şekilde yakınlarının, dostlarının yanına gitme, ziyaret etme, davet edilme, etme gibi bir durum oluştu, kentler arası yolculuk var şu anda. Kentler ortaklaştı, diller, dinler, mezhepler, buluştu.

PLAKA KARDEŞLİĞİ geldi.

Halkların kardeşliği ile eş değer olmasa da, öyle bir zemine hitap ettiğini söylemek analize açık bir alan yaratabilir, hatta akademisyenler için incelenmesi gereken bir durumda olabilir.

Başlıklar belli aslında.

Kentler ve plakalar arası kavganın deprem öncesi ve sonrasının sosyolojik temellerine atıfta bulunarak, bilim insanlarına bir güzergâh açayım. Deprem sonrası futbol etkinliği üzerinden geliştirilen Vandallığı ayrı bir mecrada değerlendiriyorum.

Rekabeti kavga gibi algılayan bir zihniyetin hâkimiyetini nasıl kıracağız?

Bu soru önemli.

Mezhep, din, dil, kültür, millet gibi doğuştan, kent, plaka, sosyal faaliyet gibi sonradan kazanılan aidiyetlerin sürekli birilerinin saldırısı altında olması, tamamen sistem sorunudur, ülkelerin yönetim anlayışlarının zayıflığından zemin bulur, pratikte aynı coğrafyada yaşayan insanların birbirlerine karşı kini, nefreti, saldırganlığı tetikler.

Bursa’yı örnek vermek istemiyorum.

Bursa sebep değil, sonuçtur.

Evet, kentte, 16 plakalı araçların dolaştığını da gördüm, çok sorun değil zaten, Diyarbakır/Amed, halkların kardeşliğiyle ilgili inancına genetik kodları gereği zarar getirmez.

Bu arada Amed/Diyarbakır isimlerini birlikte kullanıyorum, dikkatinizi çekmiştir. Özellikle kullanıyorum ki, siyasete kurban etmek isteyen zihniyete protesto olsun…

Bizim, kent olarak arkamızda 10 bin yıllık miras var, böyle yılları olmayanlara inat kullanacağız, inadına AMED…