Abdurrahim Kılıç

Abdurrahim Kılıç

İncelen yerden

İncelen yerden

Ruhum diyorum, ruhum! Dehlizlerinde gezindiğim kalbimin tüm kıvrımlarında sancısını duyumsadığım ve kan kırmızı akşamlarda sancı sancı damıttığım

Ruhum diyorum, ruhum! Zamana kırık bir ezgiyle sunduğum sabahlarımın hırçın beklentisi ve suya inerken kanamaklı türküleri çocukluğumun

Ruhum diyorum, ruhum! Şimdi olan ve hep şimdi kalan, yağmurlu anılarda saçlarımda üşüyen suyun ıslaklığı

Ruhum diyorum, ruhum! Titreyen parmaklarımda beklemekten paslanmış kırık bir nikah yüzüğü ve ayarı bozuk ömrümün sokaklara dağılmış sessizliği

Ruhum diyorum, ruhum! Düğün dernek yaşanmışlıklardan yorgun düşmüş bir oğul hasreti ve kent meydanına bıraktığım uçarı gülümseme

Ruhum diyorum, ruhum! Uzun yolculuklara hazırlanmış yaşlı bir bilgenin kederiyle hüzünlü ve çantasında sincap besleyen bir kaçkının serencamına sebep

Ruhum diyorum, ruhum! Belki dizleri üzerine kapaklanmış onurlu bir savaşçının alnındaki ter ve kılıcının kabzasına işlenmiş iki harfli bir keder

Ruhum diyorum, ruhum! Boynumun sehpaya çıkmak için sabırsızlanan şuursuzluğu ve Ceylanpınar sokaklarında gezinen bir işçi çocuğunun açlık korkusu

Ruhum diyorum, ruhum! Karanlık anılarda yazılmış şiirlerin birbirini anımsatan iğrenç imgeleri ve dizelere düşen sözlerin hain gülümsemeleri

Ruhum diyorum, ruhum! Serin rüzgârlara göğsünü dayayıp yükselen bir uçurtmanın renksizi ve ipi kopmuş çocukluğumun şaşkını

Ruhum diyorum, ruhum! Ders çalışmaktan firar eden öğrencilerin aşk bahanesi ve bu kentin ara sokaklarına sıkışmış acemi sevişmelerin nefesi

Ruhum diyorum, ruhum! Son arabaya can havliyle atlayan yaşlı bir kadının çarpan göğsü ve bir ceylanın terli şakaklarında üşüyen mermi gürültüsü

Ruhum diyorum, ruhum! Birden yerinden kalkıp yârin ensesinden öpülen bir demet çiçek kokusu ve kucağında titrediğin Dicle’nin tedirgin türküsü

Ruhum diyorum, ruhum!  Yüzüne tüm nefretimle tükürdüğüm hayal kırıklıklarımın utanmazı ve  hüzünbaz sevilmeler sarhoşu

Ruhum diyorum, ruhum! Ansızın yere düşmelerin ve inatla ayağa kalkmaların ya da en deli yangınların arsızı

Ruhum diyorum, ruhum! Çarşılarda çaresiz yoksulların avuç açıp dilendiği uzun bir duanın şaklabanı ve yol boyunda unutulmuş ömrümün kalanı

Ruhum diyorum, ruhum! Ezbere okunan duanın nadası

Ruhum diyorum, ruhum! İnceldiği yerden…

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Abdurrahim Kılıç Arşivi
SON YAZILAR