Abdurrahman Yel

Abdurrahman Yel

Öğrencilere

Öğrencilere

Her yıl olduğu gibi bu yıl da gençlerimiz, gerek LGS gerek YKS sürecinde büyük bir çaba sarf ettiler.

Öncelikle başarılı olan tüm öğrencileri gönülden kutluyorum. Sizler, yalnızca kendi hayatınıza yön vermekle kalmayıp ülkemizin geleceğine de değer katacaksınız. Çünkü bugün attığınız her adım, yarının nitelikli bireylerini, güçlü toplumunu ve daha umutlu bir ülkesini inşa ediyor.

Ancak başarı, yalnızca kazananların hikâyesi değildir. Bu yıl istediği sonucu alamayan ya da bilinçli olarak tercih yapmayan öğrenciler için söyleyeceklerim belki de daha kıymetli: Bu süreç asla bir son değildir. Tam aksine, yeni bir başlangıcın eşiğindesiniz. Geride kalan yılı başarısız olarak değil gelecek sene başarılı olmak için temel attığınız bir yıl olarak değerlendirmeniz gerekir.

Psikoloji bilimi bize gösteriyor ki, başarı bir hedef değil; sabır, disiplin ve kararlılıkla sürdürülen uzun soluklu bir süreçtir. Stanford Üniversitesi’nde yapılan uzun dönemli araştırmalarda, akademik başarı ile “kararlılık” arasında doğrudan bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. Yani önemli olan bir sınavda kaç puan aldığınız değil, yılmadan tekrar ayağa kalkabilme gücünüzdür.

Bu noktada unutulmaması gereken bir başka gerçek de, bu yolculuğun tek başına yürünmediğidir. Öğrencilerin başarısında ailelerin ve öğretmenlerin payı, bilimsel olarak kanıtlanmış bir etkendir. Eğitim sosyolojisinin en temel bulgularından biri, öğrencinin çabasının çevresinin desteğiyle katlanarak büyüdüğüdür. Anne, baba ve öğretmenlerin omuz omuza verdiği bir süreç, öğrencinin motivasyonunu daima yüksek tutar. Öğrenci motivasyonun yüksekliği de yine aynı şekilde öğretmen ve ebeveyne yansımaktadır. Bir destek döngüsüne dönüşmektedir.

Fakat son yıllarda giderek yaygınlaşan bir yanlışa da değinmek isterim. Sadece kütüphane ortamında ya da deneme kulüplerinde hazırlanan öğrencilerin başarı oranı, aktif ders takibinde bulunanların oldukça gerisinde kalıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 verilerine göre, düzenli ders programına katılan öğrencilerin üniversiteye yerleşme oranı, yalnızca bireysel hazırlık yapanlara göre yaklaşık %40 daha yüksek. Çünkü ders almadan sürekli deneme çözmek, tıpkı kilo vermek isteyen birinin yalnızca tartıya çıkması gibidir: sonucun değişmesini beklemek, neredeyse imkânsızdır.

En verimli kütüphane, öğrencinin kendi odasıdır. En etkili yol ise, doğru bir rehberlikle, önce derse aktif girmek, sonra sorularla tekrar yapmak ve son olarak bulunan eksiklikleri yine öğretmenlerle eksik giderilerek çalışmaları tamamlamaktır. Elbette deneme sınavları önemli, ama onları hazırlığın temeli değil, yol gösteren işaretler olarak görmek gerekir. Okul ve Etüt merkezlerinin bünyesinde yardımcı unsur olarak kullanmak gerekir. Bir koçun etkinliği ders çalışmaya motivasyon konusunda yeterli gelebilir ama konu eksikliği tamamlama konusunda oldukça yetersiz kalmaktadır, zira konu eksikliği tamamlama işi sınıfta branş öğretmenleri ile olur koçla olmaz. Son dönemin bu deneme kulübü, koç ve kütüphane uygulaması yanılgısına düşmeden önce iyice düşünmek gerekir. Lgs ve Yks öğrencileri kpss öğrencileri gibi unuttukları bilgileri tazelemek için değil bilgiyi bir bilenden öğrenerek hazırlanmalıdır. Sınıfta derse girmeden hazırlanmanın nelere mal olacağı araştırma sonuçları ile tespitlidir.

Sevgili öğrenciler, hangi yolu seçerseniz seçin; yolunuza ışık tutacak bir bilenle, kararlılıkla, sabırla ve bilinçle çalışmaya devam ettiğiniz sürece başarı size mutlaka ulaşacaktır. Siz umut dolu bir geleceğin mimarlarısınız.

Kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Yel Arşivi
SON YAZILAR