KÜBRA ÖZSAT

KÜBRA ÖZSAT

Sessizliği Bozan Kadınlar

Sessizliği Bozan Kadınlar

Son günlerde kadınların medya ve sosyal platformlarda yaşadıkları tacizleri ifşa etmeleri toplumda güçlü bir karşılık buldu. Bu ifşalar, uzun süredir yok sayılan, bastırılan ve hatta normalleştirilen bir gerçeği görünür kıldı. Bu durumun psikolojik etkileri kadar toplumsal yansımaları da dikkate değerdir. Taciz, yalnızca bedensel bir sınır ihlali değildir; aynı zamanda kişinin ruhsal bütünlüğüne, güven duygusuna ve kimliğine yapılan derin bir saldırıdır. Bununla birlikte taciz, bireyin tek başına yaşadığı kişisel bir olaydan ziyade toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, güç ilişkilerinin ve ataerkil kültürün bir sonucudur.

Kadınların yaşadıklarını ifşa etmeleri, çoğu zaman ikinci bir mücadeleyi beraberinde getirir. Çünkü toplumda hâlâ "inandırıcı olmak", "kanıt sunmak" ya da "abartılı bulunmamak" zorunluluğu kadının omuzlarına yüklenmektedir. Oysa yaşanılan bir tacizi dile getirebilmek başlı başına büyük bir cesaret göstergesidir. İfşa, bir tür iyileşme girişimidir; sessizliği bozarak utanç ve suçluluğun yerini dayanışmaya bırakma çabasıdır.

Burada en önemli nokta, kadınların sesine kulak verebilmektir. Çünkü çoğu zaman taciz yalnızca bireyin yaşadığı bir deneyim değil, kolektif bir yaradır. Bir kadının konuşması, diğer kadınların da kendi yaşadıklarını fark etmesine, yalnız olmadığını bilmesine aracılık eder. Bu nedenle ifşa hareketlerini sadece bireysel öfke ya da hesaplaşma olarak görmek yüzeysel kalır; asıl mesele kadınların yaşam hakkını, güvenliğini ve ruhsal sağlığını savunmalarıdır.

Elbette bu sürecin psikolojik açıdan kolay olmadığını biliyoruz. İfşaların ardından kadınlar yeniden travmatize olabilir, sosyal çevreden dışlanabilir hatta yeni saldırılara maruz kalabilir. Tam da bu yüzden, toplumsal dayanışmaya, güvenli hukuk yollarına ve psikolojik desteğe ihtiyaç vardır. Çünkü kadınların iyileşmesi yalnızca bireysel çabalarla değil, aynı zamanda toplumun ortak değişimiyle mümkündür.

Bir kadın olarak biliyorum ki; tacizi ifşa eden her ses, yalnızca kendi hikâyesini değil, susturulmuş sayısız hikâyeyi de temsil etmektedir. Bu seslere kulak vermek, onların yanında yer almak ve mücadelelerini görünür kılmak, hem adaletin hem de toplumsal vicdanın gereğidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
KÜBRA ÖZSAT Arşivi
SON YAZILAR