Yahya ÖGER

Yahya ÖGER

AHDİ BOZMAK: Kutsal Metinler ve Tarihî Gerçekler Işığında Bir İhanet Geleneği

AHDİ BOZMAK: Kutsal Metinler ve Tarihî Gerçekler Işığında Bir İhanet Geleneği

Tarih, yalnızca zaferlerin değil, ihanetlerin ve bozulan ahitlerin de kaydını tutar. Bu kayıtlar, bazı toplulukların karakterini, verdikleri sözlere ve imzaladıkları anlaşmalara bakışı üzerinden nesiller boyu tasvir eder.
Malum, İsrail devleti ABD başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin baskısıyla, kaybettiği Batı desteğini yeniden kazanma adına Gazze’den çekilmiş ve bir sözleşmeye imza atmıştı. Ancak bu süreçte, kendisine yapılan bireysel saldırıları bahane ederek onlarca kez anlaşmayı ihlal etti; tonlarca bombayı yeniden sivillerin üzerine yağdırdı. Yüzlerce masumun, özellikle de çocukların ölümüyle sonuçlanan bu ihlaller, yalnızca bir savaş değil, “ahde vefasızlık” geleneğinin günümüzdeki yansımasıdır.
Kutsal Metinlerdeki Temel: "Ahde Vefasızlık" İthamı
Bu davranışın kökleri, kendi kutsal metinlerinde dahi açıkça kayıt altına alınmıştır. Tevrat, İsrailoğulları'nın Tanrı ile yaptıkları ahdi defalarca nasıl bozduklarını anlatır ve peygamberleri vasıtasıyla onları bu ahde vefasızlıklarından dolayı şiddetle kınar.
Yeremya 11:10: "Atalarının, kendilerini Mısır'dan çıkardığım gün onlara buyurduğum antlaşmaya döndüler... onu bozdular."
Hezekiel 16:59: "Egemen RAB diyor ki, Sen antlaşmayı bozduğun için sana yaptıklarımın üstüne alay edeceğim."
Yeşaya 24:5: "Yeryüzü kirlendi, halkları kendi yasalarını çiğnedi, kuralları, sonsuza dek geçerli antlaşmayı bozdu."
Bu ayetler, 'ahdi bozmanın' sadece siyasi bir eylem değil, aynı zamanda teolojik bir suç olarak da tanımlandığını göstermektedir.
Tarihî ve Siyasi Sahnedeki Pragmatizm: Medine Örneği
Hz. Muhammed (s.a.v.) Medine'ye hicret ettiğinde, şehrin tüm unsurlarıyla 'Medine Vesikası' olarak bilinen bir şehir devleti sözleşmesi imzalamıştır. Bu belge, karşılıklı hak, özgürlük ve savunma yükümlülüklerini düzenleyen bir anayasa hükmündeydi.
Ancak, bu anlaşma kısa süre içinde Yahudi kabileleri tarafından ihlal edilmiştir:
Beni Kaynuka: Müslümanlara karşı düşmanca tavırlar sergileyerek anlaşmayı fiilen bozmuştur.
Beni Nadir: Suikast planlayarak ve antlaşma maddelerini ihlal ederek şehirden sürülmüştür.
Beni Kurayza: Hendek Savaşı sırasında düşmanla iş birliği yapmıştır.
Maide Suresi, 13. Ayet: 'Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lanetledik ve kalplerini katılaştırdık...'
Modern Çağda Sistemli Antlaşma İhlalleri: Filistin Meselesi
İsrail devleti, kuruluşundan itibaren uluslararası hukukun temelini oluşturan sayısız anlaşma, BM kararı ve taahhüdü ihlal etmiştir.
BM Taksim Planı (1947): Filistinlilerin devlet kurma hakkını tanımayarak planın ruhunu ihlal etti.
1949 Ateşkes Anlaşmaları: İşgal edilmiş topraklarda kalıcı yerleşimler inşa etti.
Camp David (1978) ve Oslo (1993): Batı Şeria'da yasa dışı yerleşimlerle süreçleri işlevsiz hale getirdi.
Cenevre Sözleşmeleri: Gazze'de sivil halka yönelik ihlaller sistematik hale geldi.
Sonuç: Tarihin Değişmeyen Yasası
Tarih ve kutsal metinler, bir topluluğun karakterinin en net şekilde, zor zamanlarda verdiği sözlere sadakatinden anlaşıldığını gösterir. İsrail'in Filistin topraklarındaki politikaları, yalnızca bir insanlık trajedisi değil, aynı zamanda 'ahdi bozma' geleneğinin modern tezahürüdür. Tarih, bu geleneğin uzun vadede hiçbir topluma kalıcı bir güven, huzur veya meşruiyet sağlamadığının sayısız örnekleriyle doludur.Güce dayalı pragmatizm kısa vadeli kazançlar sağlasa da, ihanet ve ahde vefasızlık uzun vadede güveni ve meşruiyeti yok eder.
İsrail’in Filistin politikaları, yalnızca bir insanlık trajedisi değil; kendi kutsal metinlerinde ve uluslararası hukukta kayıtlı “ahdi bozma” geleneğinin modern versiyonudur.
Tarih, her defasında aynı hakikati fısıldar:
Barış, ihanet üzerine inşa edilemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yahya ÖGER Arşivi
SON YAZILAR