Yahya ÖGER

Yahya ÖGER

KADIN ŞİDDETİN TAM MERKEZİYKEN, DENGEDE HİÇ Mİ PAYI YOK?

KADIN ŞİDDETİN TAM MERKEZİYKEN, DENGEDE HİÇ Mİ PAYI YOK?

‎"Sert, Tarafsız ve Rahatsız Edici Bir Gerçeklik Okuması"

‎Toplum olarak şiddeti hep tek bir fail üzerinden okumaya alıştık:Erkek.

‎Oysa hayat bu kadar basit değil. Şiddet ne tek bir öfkenin ürünü ne de tek bir mağduriyetin hikâyesi.

‎Bu memlekette kadın da erkek de, dinin, geleneğin,modernizmin,kapitalizmin ve hukukun arasında sıkışmış durumdadır.

‎Herkes kendi öğrendiği rolü oynuyor; kimse sistemin büyük resmini sorgulamıyor.

‎Peki bu resimde kadın gerçekten tamamen masum mu?Çoğunlukla evet. Ama yüzde yüz mü? Hayır.

‎Tarafsız olmak bunu söylemeyi gerektirir.

‎Kadına yönelen şiddetin hiçbir meşruiyeti yoktur.

‎Ancak şiddetin neden ve nasıl büyüdüğünü konuşacaksak, kadın ve erkeğin davranış kalıplarını, sosyal medya bombardımanını, boşanma süreçlerini ve güç savaşlarını birlikte ele almak zorundayız.

‎Öğrenilmiş Sessizlik: Kadının Farkında Olmadan Kurduğu Zemin

‎Kadınların önemli bir bölümü kültür tarafından şu cümlelerle büyütüldü:

‎“Erkek kızar, sus geç.”

‎“Yuvayı dişi kuş yapar, sabret.”

‎“Boşanma, ayıp olur.”

‎Böylece kadın istemeden şiddetin örtülmesine, saklanmasına, normalleşmesine katkı sağlıyor.

‎Bu katkı bir suç değil, toplumsal öğretinin dayattığı refleks.

‎Psikolojik Şiddet: Görünmeyen Ama Etkili Tetikleyici

‎Birçok kadın fiziksel şiddete asla yaklaşmaz; ama ilişkide farkında olmadan duygusal baskı üretebilir: Sürekli eleştiri, küçümseme, manipülasyon, pasif agresif tavırlar…Biz buna “kadınca iletişim” deyip geçiyoruz ama psikoloji bunun şiddet riskini artıran ciddi bir tetikleyici olduğunu söylüyor.

‎Yine söylüyorum: Bu suç değil ama gerilimi tırmandıran bir etkileşim zinciri.

‎Sosyal Medya: Modern Zamanların En Tehlikeli Fitil Ateşleyicisi

‎Bugün sosyal medya ilişkilerdeki şiddet sarmalını üç şekilde büyütüyor:

‎Provokasyon: “Ayrıl, boşan, terk et” şeklindeki hızlı tavsiyeler çatışmayı körüklüyor.

‎Kıyas kültürü: “Onun eşi şöyle yapıyor, seninki niye yapmıyor?” baskısı gerilimi artırıyor.

‎Manipülatif içerikler:Kırpılmış videolar, feminist veya maskülinist uç akımlar çiftleri birbirine düşman konumuna itiyor.

‎Sosyal medya bugün mahalle dedikodusunun dijital hâline dönüştü. Ancak etkisi daha hızlı, daha yıkıcı.

‎Boşanma Silahları: Çocuk ve Mal Üzerinden Kurulan Güç Savaşı

‎Tarafsız bir analiz gereği bir gerçeği daha yazmak zorundayım:Bazı kadınlar boşanma sürecinde çocuk ve mal varlığını koz olarak kullanıyor.Bu cümle kolay değil. Ama sahada herkesin gördüğü bir vakadır.

‎Çocuğun babayla görüşmesini engelleme,

‎nafakayı tehdit aracı yapma

‎Mal paylaşımını cezalandırma yöntemine dönüştürme ve baba üzerinden ekonomik baskı oluşturma

‎Bu davranışların hiçbiri şiddeti meşru kılmaz, fakat boşanma sonrası yaşanan gerilimin ve şiddet patlamalarının önemli bir tetikleyicisi olduğu da inkâr edilemez.

‎Nitekim Türkiye’de kadın cinayetlerinin yaklaşık %40'ı boşanma sürecinde veya hemen sonrasında yaşanıyor.

‎Boşanan kadınların %60’tan fazlası tehdit, takip veya ekonomik şantaja maruz kalıyor.

‎Erkekler ise en çok çocuk üzerinden yürütülen güç mücadelesinde psikolojik çöküş yaşıyor.

‎Bu tablo bize şunu söylüyor: Boşanma artık bir ayrılık değil, bir güç savaşı.

‎Sonuç: Suçu Cinsiyete Yükleyen Her Anlayış, Şiddeti Besliyor

‎Kadın şiddetin faili değil; ancak sessizlik, aşırı fedakârlık, yanlış iletişim, sosyal medya kışkırtmaları ve boşanma savaşları şiddetin gölgesini büyütüyor.Erkek ise fiziksel güçle bu gölgeyi görünür kılan taraf oluyor.

‎Şiddeti bitirmenin yolu, taraf seçmek değil; sistemi değiştirmektir.Rol dağılımı, ekonomik bağımsızlık,sosyal medya okuryazarlığı, iboşanma hukukunun yeniden düzenlenmesi…

‎Bunlar olmadan hiçbir çözüm kalıcı olmayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yahya ÖGER Arşivi
SON YAZILAR