Başımıza yeni çoraplar mı örülmektedir?
Vatikan’daki Papa Francis, ölmeden önce yazdığı vasiyetinde, "Ben hayatta olmazsam, halefim mutlaka İznik'e gitsin" deyip, kendisinden sonraki Papa’ya talimat bırakmıştır!
Hıristiyanlık inancının mezheplerinden, Katolikliklerin tarihteki 266’ncı Ruhani Lideri olan Papa Francis’in, bu tarzdaki vasiyeti sıra dışı ve dikkat çekicidir!
Eğer vefatından önce, Sayın Papa’ya bir yerden vahiy gelmedi ise, dünyadaki bir milyar üç yüz milyon Katolik Hıristiyan’ın dini lideri, bu şekilde bir vasiyet neden bırakmış olsun?
Bunca Hıristiyan ülke, şehir ve kasaba varken, kendisinden sonraki Papa’ya, neden bir Müslüman Ülkenin şehri olan İznik’i ziyaret etmesi için talimat bırakmış olsun?
Acaba, Ortodoks Fener Rum Patriği’nin, Hıristiyanlığın Ortodoks Mezhebi için, Ekünemiklik (Evrensel liderlik) iddiasına benzer bir durumla, İznik’te de Katolik Hıristiyanlar için evrensel bir oluşum yaratmanın oyunu mu tezgâhlanmaktadır?
Bu sorulara açıklık getirmek için, Bursa’nın İznik ilçesinin, Hıristiyanlık tarihindeki yerine bir göz atmanın, faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
Hıristiyanlık inancı, İsa Peygamber’in, iki bin yıl önce, Roma Devleti’nin hâkimiyetindeki ortadoğuda, İncil’i tebliğleri ile başlamıştır. O yıllarda, Pagan(çok tanrılık) inancına sahip olan Roma Devleti, üç yüz yıl boyunca, Hıristiyanlık inancını seçen insanlara çeşitli şekillerde işkence edip, çarmıha germelere varan öldürme cezalarını uygulamıştır. İnsanlar inançlarını evlerinin gizli köşelerinde, mağaralarda, yeraltlarında oluşturdukları yaşam alanlarında vb. kuytu yerlerde, gizlice yaşamak zorunda kalmışlardır.
Coğrafyamızda gerçekleşen yedi uyurlar (Ashâb-ı Kehf) hikâyesi, yerin sekiz kat altında inşa edilen Niğde’deki Derin Kuyu yer altı şehri vb. hikâyeler ile tarihi oluşumların nedeni, ilk Hıristiyanların Romalılar tarafından öldürülme korkusudur.
Roma İmparatorluğu’nun M.S. 313 yılında, Hıristiyanlığı resmi inanç olarak kabulünden sonra, Hıristiyanlığın doğuşundan o tarihe kadar, üç yüz yıldır, dağınık kalan Hıristiyanlığın kitabı, inanç kurumları ve uygulamaları ile inanca ilişkin diğer dağınık hususları toparlamak ve bunlara bir standart getirmek amacıyla M.S. 325 yılında, o dönemde Roma’nın hâkimiyetinde olan İznik’te, dünyadaki bütün Hıristiyanları temsilen, ilk dini toplantı yapıldı.
Adına ilk konsül denen İznik’teki toplantıya, dünyanın her tarafından üç yüz civarında Hıristiyan din adamının katılması ve bu toplantıda Hıristiyanlığın temel hususları hakkında bazı kararların alınması dolayısıyla, bu toplantı ile toplantının yapıldığı yer olan İznik, 2 milyar 700 milyon Hıristiyan için, dinsel, tarihsel ve siyasi anlamda önemlidir.
İşte bu öneme dikkat çekmek ve bu sayede merkezi Vatikan’da olan Katolik Hıristiyanlığın liderliği ile kendilerince merkezini eski Roma’nın başkenti İstanbul’da gördükleri Ortodoks Hıristiyanlığın liderliği arasında güç birliğini sağlamak amacıyla, vefat eden Papa tarafından “Hıristiyanlar ilk hedefiniz İznik’tir” mealinde bir vasiyet bırakıldığı değerlendirilmektedir!
Şimdi, bu vasiyetin Nisan 2025’te ortaya çıkmasından sonraki gelişmelere bakalım?
- Papa’nın vefatından bir ay sonra, Mayıs 2025’te, dünyadaki çeşitli ülkelerden Katolik, Ortodoks ve Protestan gibi farklı mezheplerden bir araya gelen Hıristiyan din adamlarından oluşan bir heyet, bin 700 yıl önce düzenlenen Birinci İznik Konsili’ni anmak üzere, Bursa’nın İznik ilçesini ziyaret etti.
Bu ziyaretin amacı ile ilgili demeç veren Hollanda Süryani Ortodoks Metropoliti Evgin Aydın; “Burada dünyanın çeşitli yörelerinden Avrupa’dan, Afrika’dan, Ortadoğu’dan, Amerika’dan gelen Hıristiyanlar var. Aralarında Katolik, Ortodoks mezheplerinden oluşan papazlar, rahipler de bulunuyor. 325 yılında bu kentte imparator Konstantin tarafından dünya âleminin ilk İznik konsili’ toplandı. 1700 yıl sonra tekrar biz bunu anmak için bir araya geldik ve bu ayini yaptık. Birinci İznik Konsili, sadece Hıristiyan âlemi için değil tüm dinler için önemlidir” ifadelerini kullandı!
- Ağustos 2025’te de, Fransa’dan gelen 42 Hıristiyan din âlimi Profesör, günümüzde İznik gölünün suları altında kalan ve Hıristiyanlık inancına göre 325 yılındaki birinci konsülün toplandığı yer olduğuna inanılan bazilikayı ( kilise külliyesini), gölün kıyısında ayin yaparak ve göle çiçekler atarak ziyaret etmişlerdir.
- Ayrıca; Vatikan kaynakları tarafından henüz resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, Katoliklerin Ruhani Lideri Papa 14. Leo’nun, Kasım 2025’te, bir Ortadoğu turuna çıkacağı ve bu turda Papa Francis’in vasiyetine uygun olarak, Türkiye'yi ve dolayısıyla İznik’i de ziyaret edeceğinin beklendiğini dile getirmektedirler.
Bir merkezden başlatıldığı değerlendirilen ve önümüzdeki tarihlerde benzerlerinin yoğunlukla yaşanacağının işaretleri görülen, bütün bu söylem ve etkinliklerin, din turizmi çerçevesinde yapıldığını ifade etmenin, saflık olacağı değerlendirilmektedir!
Ortadoğuda, 2 bin 7 yüzyıl önce tarihin tozlu sayfalarında kaybolmuş Yahudi Devleti’ni, emperyal hedeflerini gerçekleştirmek için mumya misali yeniden diriltip, bu coğrafyadaki katliam ve soykırımlara sebep olan üst akıl, Hıristiyan inancına göre bin 7 yüzyıl önce gerçekleşen olayları kullanıp, İznik ve dolayısıyla Türkiye için yeni hedefler peşinde midir?
Yaklaşık yüz yirmi beş yıl önce, Yahudilere “ilk hedefiniz Kudüs’tür” diyen üst akıl, şimdilerde Hıristiyanlara da“ilk hedefiniz İznik’tir” mesajını verip, Türkiye’nin başına yeni çoraplar mı örmek istemektedir?
Eğer öyle ise; ülkemiz yönetici ve karar vericilerinin, bu alan ve anlamdaki, ulusal ve uluslararası söylem ve eylemlerindeki tasarruflarını, dikkatli kullanmaları daha da önem kazanmaktadır. Bu anlamdaki hatalar ve zafiyetlerin, dönüşü olamayacak felaketler ve sonuçlarına yol açacağı, buna sebep olanların da, yaptıklarının hesabını her iki cihanda veremeyeceği gayet açıktır. Bunun idrak edilmesi için, ortadoğu ülkelerinde geçmişte yaşanan ve hala yaşanmakta olan örneklere bakılması yeterli olacaktır.
Her türlü inanca ve bu inançlardaki insanlar ile değerlerine saygı, insan olmak erdemliliğinin en önemli şartlarından biridir. Amma, inançları siyasi ve ekonomik rantlar için bahane ederek, Gazze’de olduğu gibi, insanlığı aşağılama eylemlerinin kendisi veya sebebi olmanın da, insan olmakla bir ilgisi yoktur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.