Birsen İnal

Birsen İnal

Bayram geldi neyime..

Bayram geldi neyime..

"Bayram geldi neyime." diyerek başlamak istedim.
Çünkü
Depremin yaraları kanıyor.
Çünkü
Yokluk yok ediyor.
Çünkü
Pahalılık ekmeğe bile ulaşmayı zorlaştırıyor.
Çünkü
Vs vs vs daha çok sayabilirim...
Sanırım bu kadarı bile "Bayram geldi neyime." demem için yeterlidir.
Zaman mı değişti insanlar mı değişti bilmiyorum ama önce koronavirüs ardından asrın felaketi 6 Şubat depremiyle hayatımızdaki her şey altüst oldu. Ancak en çok da bayramlar değişti. Zira yüz binlerce kişi bayram ziyareti yerine mezar ziyaretine gidiyor, gidecek de...
Bu bile "Bayram geldi neyime." 'yi dilime pelesenk etti.
Günümüz insanlarının büyük bir kısmı hayat telaşıyla bayramı da seyranı da unutmuş durumda. Hal böyle olunca da her geçen gün biraz daha eski sıcacık ve samimi bayramları rafa kaldırdı maalesef.
Madem bayramı bayram tadında yaşayamıyorsak bizde eski bayramlarda neler yapıldığını hatırlayarak, güzel anılarımızı canlandırarak teselli olalım.
İşte “nerede o eski bayramlar” dedirten şeyler:
"Ah nerede o eski bayramlar?" denince akla gelen ilk şey, evin günler önceden temizlenmesi ve bayram alışverişine çıkılmasıydı.
Bayramın gelmesi herkeste tatlı bir telaşa neden olurdu. Günler önceden evler temizlenir ve ikramlıklar almak için alışverişe çıkılırdı.
Büyük küçük herkes bayramı, bayramlıklarını giyerek karşılardı. Çocuklar bayramlıklarını giymek için sabırsızlanırlardı.
Eskiden bayramlık giymek çok kıymetliydi. İnsanlar maddi açıdan zor durumda bile olsa bayramlık almak için ellerinden geleni yaparlardı.
Çok iyi hatırlıyorum. Kızlar elbiselerinin altına mutlaka kırmızı rugan ayakkabı, erkekler ise ilk defa kravat veya papyon takarlardı. Hatta biz kızlar erkekleri kızdırmak için, "Hele buna baxın, Deli Çeto gibi qiravat taxmiş." derdik. Zavallı çocuklar bizi kovalar, yakalayamayınca da kıravatını çözer, salya sümük eve koşarlardı.
Bayram sabahı erkeklerin camiden gelmesiyle ev halkıyla bayramlaşma başlardı. Cepler bayram harçlıklarıyla dolup taşardı. Sonra hep birlikte kahvaltı yapılırdı. Bazı evlerde kahvaltı yerine bayram yemeği yenilirdi.
Eski bayramlarda tatil yapmaya değil bayramlaşmaya gidilirdi. İlk önce ailenin en büyükleri ziyaret edilirdi.
Son zamanların bayramlarında insanlar bunu bir tatil fırsatı olarak görüyor. Ancak eskiden böyle bir şey yoktu. Tüm akrabaların ve komşuların ziyaretine gidilirdi ve bayramları kutlanırdı. Fakat bayramın ilk gününde dede ve anneanne gibi ailedeki en yaşlılar ziyaret edilirdi.
Yaşlılar, bayramlarını kutlamaya gelen çocuklar için önceden harçlıklar hazırlardı.
Eski bayramlarda yaşlılar, torunlarına olabildiğince çok harçlık vermeyi severlerdi. Elbette verilen harçlığın miktarı torun sayısına göre değişmekteydi.
Ev ziyaretlerinde kahve içilir, hazırlanan veya alınan ikramlar yenirdi.
Bayram kutlamalarını bitiren ve karnını doyuran çocuklar, mahallede toplanıp hep birlikte bayram yerlerine giderek kurulan dolaplarda sallanırlardı. Faytona binip gezerlerdi. Sonra da sokakta topluca oyunlar oynarlardı.
Daha sonra çocuklar çatapat, maytap ve torpiller patlatırlardı. Mahallede çocuklardan kaynaklanan ses geç saatlere kadar bitmek bilmezdi
O zamanlar bilgisayarlar veya konsol oyunları yoktu. Çocuklar birbirleriyle oynamayı severlerdi. Sokaklar şenlik alanı gibi olurdu. Eski bayramlar özlenmeyecek gibi değildi.
Kısacası eski bayramlar çok başkaydı. Herkes mutlu ve samimiydi. Umarım gelecek bayramlar eskisi kadar güzel ve neşeli olur.
Yine de herkese özlemden uzak, iyi bayramlar diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Birsen İnal Arşivi
SON YAZILAR