Çantalarda böcek yoktu amma…!
Denizden yüksekliği 675 m olan Diyarbakır şehir merkezinden beş yüz metre daha yüksek olan, Kulp İlçemizin Keferun kanyonu ve vadisindeki, Keferun Kalesine yolculuk başladığında, şehir yeni yeni uyanıyordu.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye (DBB) Başkanlığı’nın düzenlediği “Doğada kendini bul” temalı yürüyüşe, belediye otobüsleri ile katılan üç yüz’den fazla doğasever, yola çıktıklarında, gün bitiminde edinecekleri farklı bilgi, duygu ve düşüncelerin farkında değillerdi.
Şehirden Van-Bingöl yönünden çıkışta, Dicle nehrini geçip binalar geride kaldığında, daha yirmi gün önce yemyeşil olan buğday tarlalarının, altın sarısı renge dönüştüğü güzel manzara gözlenmiş, gezi gurubunun izlenimleri sosyal medyada dolaşmaya başlamıştı.
Doğanın görsel ikramları henüz başlamışken, DBB’nin organizasyonda görevli personelleri de, doğaseverlere yiyecek, içecek, şapka ve tişört ikramlarına başlamışlardı.
Yolculuk Bingöl yönüne doğru devam edip, 65 km mesafedeki Kocaköy (Karaz) mevki aşılıncaya kadar, tabiat ananın insanoğluna ilk ikramlarından olan, altın sarısı buğday tarlalarının güneş, toprak ve rüzgârla oynaşması, şehir merkezinde gözlenemeyen bir güzellikteydi.
Ziyaret mahallesi (Fis köyü) mevkiine varıldığında, ovalık coğrafyadan dağlık jeolojik alana geçilmiş, Kilise dağı ile Güneydoğu Torosları dağ silsilelerinin arasındaki vadiye, binlerce yıldır hâkim olan, tarihi Dakyanus Antik Kenti ve eteğindeki Efesus yerleşkesi tüm ihtişamları ile hoş geldiniz der gibiydi.
Üç saatlik otobüs yolculuğu bittiğinde, tarihi ipek yolunun ana konaklama mevkilerinden olan Lice ilçesi ile bir zamanlar ana geçim kaynağı ipek böcekçiliği olan Kulp (Pasur) ilçelerimiz geride kalmıştı.
DBB Gençlik ve Spor Daire Başkanlığı rehberleri doğa yürüyüşünü başlattığında, Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Sayın Doğan Hatun, Kulp Belediyesi Eş Başkanı Sayın Murat İpek, belediye çalışanları ve 350’e varan doğasever vatandaş grubu, “Doğada kendini bul” macerasının yürüyüş yolundaki yerlerini almışlardı.
Varış noktası olan Keferun Kalesine varmadan önce geçen üç saate yakın yürüyüşte; bazen inerek, bazen tırmanarak ve bazen de patika yollar kat edilerek, doğal yaşamın bahçelerimiz ve parklarımızda olmayan çiçek ve ağaçları, böcek ve kelebekleri ile şehir yaşamında görülemeyecek coğrafi sanat eserleri olan vadiler, kayalıklar, mağaralar, suyolları ve su kaynakları ile birlikte yaşamanın keyfi yaşandı.
Tarihin bir döneminde, coğrafyanın su altında olmasından dolayı kil, silt, kum ve çakıl taşından oluşan devasa kayalar kanyonun ev sahipleri olsa da, yüzlerce kişiden oluşan gruba, ev sahipliği nezaketinde, su ikramında bulunan yöre sakini köylülerin davranışı her türlü övgüye değerdi.
Ve nihayet yürüyüşün ana hedefi Keferun kalesi.
Bulunduğu alandan otuz metre ve deniz seviyesinden yaklaşık 1200 metre yükseklikte olan kale, konumu itibari ile Fırat ve Dicle havzalarına hâkim, stratejik konumdadır.
Tarihi araştırmalara göre 5 bin yıllık geçmişi olan yerleşim yerindeki kalenin, Bizans İmparatorluğu döneminde, İstanbul surlarında olduğu gibi tuğladan inşa edildiği bilinmektedir. Daha sonraki dönemlerde Abbasiler, Mervaniler ve Artuklular tarafından da kullanılan kale, tarihin her döneminde stratejik önemini korumuştur.
Kaderlerine terk edilmiş kale yıkıntıları, su sarnıçları ve av peşinde dolaşan şahinlerle aynı yükseklikte olunan büyülü coğrafyanın; tarihi tanıma, doğa yürüyüşleri, yamaç paraşütçülüğü, dağ sporları amaçlı organizasyonlar ile turizme kazandırılması, Diyarbakır’ımız, coğrafyanın sakinleri ve insanlık tarihi için çok önemlidir.
Yürüyüşün başlamasından Keferun Kalesi’ne gidinceye ve kaledeki duygulu ayrılıştan DBB’nin ev sahipliğindeki ikramlarının da yer aldığı, piknik alanına varıncaya kadar gözlenen bir başka husus, doğaseverler arasındaki diyaloglardı!
Şehir merkezinde yan yana yürürken ya da karşılıklı rastlaşırken birbirine yabancı, aynı sosyal medyaları farklı adresler ile kullanan insanların; doğanın gücü karşısında, daha mülayim, yardımsever, paylaşan, kolaylıkla iletişim kurulabilen ve takım ruhuyla hareket ettiklerinde, bütün zorlukları aşabildiklerini göstermiş olmaları muhteşemdi. Sanırım bu da etkinliğin en güzel kazanımlarından biriydi!
Gün bitip te geri dönüş başladığında, etkinliğin organizatörü Mizgin Karaman’ın paylaştığı “Dikkattt!!!!! Arkadaşlar, eve varan arkadaşlar elbiselerini ve çantalarını kontrol etsinler, doğada belli böcek türleri çantamızla ve eşyamızla gelmiş olabilir. Böcek ısırmalarına dikkat edelim” uyarısıyla çantalara bakıldığında, içlerinde böcek yoktu amma güzel bir günün geride bıraktığı ve sosyal medyalarda da paylaşılan muhteşem tarihi ve coğrafi izlenimler, insani duygu ve değerler, arkadaşlıklar ve organizasyona emek verenlere teşekkürler vardı!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.