Burhan Çakır

Burhan Çakır

Eğitim-Öğretim sıranı bekle!

Eğitim-Öğretim sıranı bekle!

Bu hafta ki yazıma bir hikâye ile başlamak istiyorum.

Hayal hırsızı

Bir at terbiyecisi çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa diyar diyar dolaşarak atları terbiye edermiş.

Bu adamın bir de oğlu varmış. Babasının diyar diyar gezmesi yüzünden sürekli olarak okul değiştirmek ve bazen de okula gidememek zorunda kalırmış.

Yine bir yer değişikliğinden sonra yeni okulunda eğitim görmeye başlamış. Derste öğretmeni ‘’Büyüdüğünüz zaman ne olmak istersiniz, ne yapmak istersiniz?’’ Diye bir sorunun cevaplarını içine alan bir kompozisyon hazırlamalarını istemiş.

Çocuğun aslında at çiftliğine sahip olmak gibi basit bir cevabı varmış. Ancak onu kâğıda dökmek, kompozisyon haline getirmek bütün bir gecesini almış.

Kompozisyonu tam yedi sayfa sürmüş. Kompozisyonunda hayalindeki  200 dönümlük at çiftliğini en ince ayrıntılarıyla anlatmış ve krokisini çizmiş. Krokisinde binaların, ahırların, koşu yollarının, bin metrekarelik bir evin yerleri de ayrıntılı bir şekilde görünüyormuş.

Ertesi gün ödevini öğretmenine sunmuş. Öğretmen aldığı ödevi iki gün inceledikten sonra öğrencisine geri vermiş. Kâğıdın üzerinde ‘’0’’ aldığı ve dersten sonra öğretmeniyle görüşmesi gerektiği yazıyormuş.

Çocuk dersin bitmesini iple çekmiş. Bunca emek verdiği ve en detayına kadar anlattığı projesinden nasıl sıfır almıştı? Dersten sonra öğretmeninin yanına gitti ve bu sorunun cevabını istedi.

Öğretmen:

– İnsan ayağını yorganına göre uzatmalı… Bu hayaller senin yaşında ve bu koşullarda olan bir çocuk için gerçekçi durmuyor. En başta maddiyat problem olur. Kaynak bulmakta sıkıntı çekersin. Sen böyle bir arazinin alınmasını, damızlık satın almayı, at çiftliği kurmayı kolay mı sanıyorsun? Bu senin için imkânsız bir şey. Ben senden daha gerçekçi ve yapabileceğin hayaller kurmanı istiyorum. Eğer istersen ödevini al ve yeniden hazırlayıp getir. O zaman tekrar değerlendirebilirim.

Çocuk duydukları karşısında büyük bir hüzne kapıldı. Notunu yükseltmek istiyordu ama hayallerinden vazgeçmek de kolay değildi.

Ödevini alarak evine döndü. Uzun bir süre düşündü. İşin içinden çıkamayınca babasına danıştı. Babası, ‘’Oğlum bu senin bileceğin iş. Kararı vermek sana kalmış. Ancak unutma! Belki de vereceğin karar hayatına şekil verecek. ’’ dedi.

Çocuk tekrar düşünmeye başladı. Bir türlü karar veremedi. Sonunda aradan geçen bir haftanın ardından ödevinde hiçbir şekilde değişiklik yapmadan öğretmenine teslim etmeye karar verdi.

Öğretmenine ödevi geri vererek ‘’Öğretmenim, notunuz sizde, hayallerim bende kalsın’’dedi.

Aradan yıllar geçti ve o çocuk o hayalini gerçek yaptı. İki yüz dönümlük bir arazi üzerine bir at çiftliği kurmayı başardı. Yıllar önce ödevi için hazırladığı projeyi de evinin duvarına astı. Bahse konu olan öğretmen de zaman zaman öğrencilerine örnek olarak göstermek için onun çiftliğine geziler düzenledi. Bir gün çiftlikten ayrılırken öğretmen, eski öğrencisine şöyle dedi:

– Bir zamanlar öğrencilerimin hayallerini çalan bir hırsızmışım. Onca öğrencimin hayalini çaldım. Ama sen öylesine inatçıydın ki buna müsaade etmedin ve hayalini gerçekleştirdin. Bugün benim geçmişte yaptığım hatayı yapan insanlardan öğrencilerimi korumak için seni örnek gösteriyorum. Teşekkür ederim.(Alıntı)

Bu hikâyede olduğu gibi hayallerimizin çalındığını fark ettiniz mi bilmiyorum…

Bilerek veya bilmeyerek okulları açmayarak bunu yapmaya çalışıyorlar. Bunu anlamak çok zor değil. Aşı takvimine bakmanız yeterli olacaktır. Aşı tablosuna göre Zabıtaya bile 3. Sırada yer vermişlerken; Öğretmelere 2. Grup 7.sıra, totalde 15. Sıra da yer vermişler. Onun için yazımın başında ‘’Eğitim-Öğretim sıranı bekle!’’ diye yazdım.

Bu gidişle 2020-2021 Eğitimsiz-Öğretimsiz geçecek yetkililere duyurulur…

Hayallerimizin çalınmaması için doğruları savunmada inatçı olmamız lazım. Bilimin ışığında olayları tahlil edip yarından sonrasınaçocuklarımızı hazırlamamız gerek…

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Burhan Çakır Arşivi
SON YAZILAR