Mustafa Nesim Sevinç

Mustafa Nesim Sevinç

Gâvur İcadı

Gâvur İcadı

Özellikle 65 yaşının üstündekiler, bir anlığına durup düşünelim.Yaşadığımız kısacık zaman içerisinde bilim ve teknoloji ne kadar gelişti?

Bilgisayarlar, Macintosh cihazlar, akıllı telefonlar, 3D yazıcılar, web,androit televizyonlar, segway, flash bellekler, Skype, Google, Google Mapsgibi dijital haritalar.Yapay zekâ,grafen gibi malzemeler, Bluetooth, YouTube, Facebook gibi sosyal medya teknolojileri, Curiosity gibi araçlar, elektrikle çalışan ve hatta sürücüsüz giden arabalar, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, yapay kalpler, Amazon Kindle,kök hücre teknolojileri,Falcon roketleri, insan genomundaki 3.2 milyar baz çiftini tek tek tespit etmemizi sağlayan gen dizileme teknolojileri, CRISPR gibi gen düzenleme teknolojileri gibi. Sadece son 40 yıl içerisinde burada sayamayacağım kadar çok fazla gelişme yaşandı.

“Böylesine büyük teknolojik atılımların, ülkelerin politikalarına ve kamu yönetimine köklü bir şekilde etki ettiği aşikârdır.”

Bu arada,Unutmadan şunu da söyleyeyim.

Her hangi bir sosyal medya aracının kısıtlanması, diğer ülkelerin yeni teknolojiler sayesinde öne geçmesini sağlayacağı gibi, son derece rahatsız edici, hatta kimi durumda kabul edilemez olabilir.

Şimdi konumuza dönelim.

Kimi zaman, bu tür teknolojik atılımların son 40 yılda yaşanmış olduğunu sanabilirizki, bubüyük bir hata olur. Her geçen gün, bilim ve teknolojinin gelişme hızı artıyor olsa da, teknoloji “Endüstri Devrimi'nden”önce başlayıp bu güne kadar bilimsel ve teknolojik gelişmelerin olduğunu gerçeğini görmezden gelemeyiz.

Sanayi devrimi ile birlikte, elektrik, içten yanmalı motor, otomobil, uçak, radyo, radyoaktivite gibi pek çok teknoloji.Günlük hayatımıza girmişti.O dönemde kara deliklerin keşfini mümkün kılacak Schwarzschild yarıçapı ilk defa tanımlanmış, kuantum fiziğinin temelleri atılmaya başlanmış, Schrödinger Denklemi geliştirilmiş, Heisenberg'in Belirsizlik İlkesi tanımlanmış, Samanyolu Galaksisinin Evren’deki sayısız galaksiden sadece biri olduğu anlaşılmış, Büyük Patlama Teorisi geliştirilmiş ve Evren'in genişlediği fark edilmiş, penisilin icat edilmiş, nükleer fisyon keşfedilmişti.

Bunları niye mi yazıyorum.

Şöyle anlatmaya çalışayım.

Alman Johannes Kepler 1612-1618 yıllarında güneş sistemi yasalarını keşfederken, 1575 yılın da Osmanlı’daTakiyüddin’in yaptığı ve Batı’da benzeri olmayan gözlemevi, Kadızadelerinkışkırtmalarıyla “astronomi ilminin sırlarına vâkıf olarak istikbali öğrenmeye çalışmanın devlete uğursuzluk getireceği” gerekçesiyle, 3.Murad yıktırdı.

İngiliz Harvey 1628 yılın da kan dolaşımını, İtalyan Torricelli 1643’te cıvalı barometreyi bularken.Osmanlı medresesinde Kadızadeler diye bilinen Birgili Muhammed Efendi takipçileriyle tasavvuf erbabıarasında 16 meselede neredeyse çatışmaya varacak tartışma konularının başında “Riyiiziye’nin yani fen bilimleri ve matematik öğretiminin” meşru olup olmadığı tartışılıyordu.

Fransız Pascal 1642 yılında hesap makinesini, İngiliz Newton 1687 yılında, yerçekimi yasasını bulduğu sırada, Osmanlı’da “Hazreti Peygamber’e saygı” olsun diye “Sallallahu aleyhi vesellem” demenin gerekip gerekmediği tartışılıyordu ve 3.Murad’ın tezkireyle onaylandı.

Alman Guericke,1672 yılında ilk jeneratörü, İngiliz Savery 1698 de ilk buharlı makineyi yaptı sırada, Osmanlı’da “Hızır Peygamberin sağ olup olmadığı” tartışılıyordu.

Newton, 1704 yılında “Optik” adlı kitabını yayımladı, Volta1776 da elektrik bataryasını yaptığı sırada Osmanlı’da ise “Hz. Peygamber’in anne ve babasının mümin”kabul edilip edilmeyeceği tartışılıyordu.

1765 Yılın da İngilizWatt, uzun süreli çalışan buhar motoru gibi günlük yaşamı kökten değiştiren makineyi, Fransız Montgolfier kardeşler 1783Yılın dailk uçan balon yolculuğunu gerçekleştirirken. Osmanlı’da bütün gücünü bir “beka mücadelesinin” emrine vermişti ve Firavunun imanla ölüp ölmediği” tartışılıyordu.

Fransız Lavoisier 1781’de kimyaya nicel yöntemleri yerleştiriyor, kütlenin korunumu yasasını buluyordu. Osmanlı medresesi “türbelerin ziyaret edilip edilmeyeceğini” tartışıyordu.

1798 yılın da İngiliz Jenner, bir inekten aldığı yara dokusunu insanlara vererek çiçek hastalığına karşı bağışıklık kazandırabileceğini fark ederken, Osmanlı Preveze'yi ikinci defa ele geçirip Korfu'yu işgal ederek, Fransızları alt etmeyi başarmıştı.

Osmanlı’da, “Muhyiddin Arabî’nin, Şeyh-i Ekber” kabul edilip edilmeyeceğini tartışılırken,1804 Yılında İngiliz Trevithick, ray üzerinde giden ilk treni yaptı.

1811 Yılın daİtalyan Avogadro Birleşen Hacim Oranları Yasası’nı bulup kimyada yeni bir çığır açarken, Osmanlı Medresesi, “kandillerde toplu olarak namaz kılınıp kılınamayacağını” tartışıyordu.

1816Yılında FransızLaennec,stetoskobu, 1826’daAmpère,elektrik akımını ölçen ampermetreyi yapmış, 1831’deİngiliz Faraday, elektromanyetik kuramları geliştirmişti. O yıllar da Osmanlı’da “kahve ve tütünün, haram olup olmadığı” tartışılıyordu.

1837’deİngiliz Cooke ve Wheatstone ilk elektrikli telgrafı bularken, Osmanlı’da Medrese “Yezit’e lanet etmenin, gerekip gerekmediğini” tartışılıyordu

1854 Yılın da,ABD’li Otis ise asansörü, 1859’daFransız Plante, kurşunlu akümülatörü,1863’teLondrailk metro’yu yaparken,Osmanlı’da ““Ezan’ın” güzel sesle okumanın gerekli olup olmadığını” tartışılıyordu.

Batı telefon sayesinde iletişim telgrafın zorlu sürecinden arınırken, Osmanlı İmparatorluğu, 1877-1878 Rus-Osmanlı savaşları ile boğuşmaktaydı.

1879 Yılında Swan ve Edison fonksiyonel bir akkor lambanın patentini alırken, Osmanlı da, Ayastefanos Antlaşması ile Osmanlı-Rus Savaşı daha yeni sonlanmıştı ve İngiltere Kıbrıs’ı, işgal edilmişti, kısa bir süre içerisinde Tunus ve Mısır'ı da kaybedecekti.

1897 Yılın da İngiliz Thomson atomun yapısındaki elektronları keşfederken, Osmanlı’da ise Medrese “Selamlaşırken eğilmeli mi?”tartışılıyordu.

1903 Yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun kısa ömürlü bir toprak parçası olan Kruşevo Cumhuriyeti'ni işgal ettiği sıralarda, Ægidius Elling insanlığın ilk gaz türbinini üretiyor, Édouard Bénédictus lamine cam teknolojisine can veriyor, Wright Kardeşler Kuzey Karolina'daki Kitty Hawk kentinde ilk motorize uçaklarını uçuruyorlardı. Yani bilim ve teknoloji, hemen her zaman olduğu gibi tam gaz yoluna devam ederken, İmparatorluk eriyordu.

Yazsam bu liste uzayıp gider. Kıssaca bugün bile halen çözülmemiş olan, çok önemli sorulara Osmanlının, yanıt aradığı o dönemlerde, “cahil batı”“gâvur icadı” olan teknolojileri20. Yüzyıl başlarında da icatlar ve teknolojik başarılarla birlikte, baş döndürücü bir hızla ilerlemeye devam ediyordu.

Bu arada da şunu belirteyim. Bilim dünyası hızlı gelişmeler olurken, Osmanlı’da güvenlik kaygıları had safhada olan padişah 2.Abdülhamid, teknolojiyi uygun bulmamıştı. Otomobil gibi yeniliklere karşı geliştirilen ve Abdülhamid’in şahsında cisimleşen bu şüpheci yaklaşımın 1905 yılında bombalı bir suikast girişiminden son anda kurtulan Sultan II. Abdülhamid’in, bu olayın da etkisi sebebiyle, “batı özentisi” olarak gördükleri otomobilin ülkeye girişini engelleyici bir tavır almıştır.2.Abdülhamid özellikle elektrik ile ilgili derin endişeler taşımaktaydı.

Mısır 360 küsur yıl Osmanlı idaresinde kaldı. Ama bu Firavun mezarlarını keşfeden bir İngiliz oldu.

Irak 400 seneye yakın Osmanlı idaresinde kaldı. Ama burada bulunan Petrolü Osmanlılar göremedi.

Yine Irak’ta bulunan Asurbanipal kütüphanesini yine bir İngiliz keşfetti. Buradan çıkan kil tabletler sayesinde dinlerin Sümer icadı olduğu ispatlandı.

Ninive'de Orta Doğu'nun ilk sistematik kitaplığını kurmuştur. Asurbanipal'in tarihteki önemi bilim, sanat ve din gibi konulara duyduğu ilgi sonucunda gerçekleştirdiği işlerden de kaynaklanır. Ninive'de Ortadoğu'nun sistemli biçimde toplanıp kataloglanmış ilk kitaplığını o kurmuştur. Bu kitaplıktan günümüze kalan yaklaşık 20.720 tablet British Müzesindedir.

Ürdün 400 küsur yıl Osmanlı idaresindeydi ama meşhur Petra Osmanlılar tarafından keşfedilemedi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Nesim Sevinç Arşivi
SON YAZILAR