Aziz Aydınalp

Aziz Aydınalp

Kazanmak İçin Her Şey Mubah mı?

Kazanmak İçin Her Şey Mubah mı?

Seçimler yaklaştıkça bir klasik haline gelen kazanmak için her şey mübah yaklaşımı yerel yönetim seçimlerinde yine uygulanacak gibi görünüyor.

Geride bıraktığımız Mayıs ayında yapılan seçimlerde sosyal ve görsel bir kısım medyada yayınlanan gerçek olmayan bir video da, Seçimlere Cumhurbaşkanı Adayı olarak giren mevcut Cumhurbaşkanı, yine Cumhurbaşkanı Adayı olan muhalefet liderini terör ile ilişkili gösteren görüntüler için ‘gerçek veya değil‘ yorumu ile durumu kendi lehine değerlendirmekte her hangi bir sakınca görmemişti.

Yine geçenlerde eski İçişleri Bakanının bir İBB çalışanının şikâyeti ile ilgili mahkemeye verdiği ifadesinde TV Ekranlarında günlerce, haftalar ve hatta aylarca izlediğimiz İBB’ de ‘şu kadar teröristi işe aldılar’ sözü meğerse siyaseten söylenmiş.

Nasıl yani?

Nasıl olacak siyaseten dediği aslında yalan söylenmiş demeye dilim varmıyor, hadi gerçek olmayan sözler olarak söylenmiş diye yorumlayalım.

Bazı TV’ler eski bakanın o günkü açıklamalarını tekrar tekrar veriyorlar. Sayın eski bakan oldukça ciddi bir şekilde önündeki kağıtlara bakarak, önemli bir bakanlık koltuğunda oturduğu için önündeki evraklardan okuduğu izlenimi vererek TBB’de 35 bin kişiyi işe almışlar.

Bunların şu an ancak 13 bini ile ilgili güvenlik soruşturmasını bitirebildik. Alınan bu işçilerle ilgili 450 kişi şu örgüt, şu sayıda kişi şu örgüt mensubu diyerek, aslında toplumu bilgilendirmiyor, siyaseten konuşuyormuş. Yani gerçek olmayan sayılar vererek, toplumu yanıltıyormuş.

Peki, bu siyaseten normal mi?

Değil tabii… Siyaset, halkın geleceği ile ilgili yaşamında olumlu olarak neler yapılacağının, nelerin değiştirileceğinin ve bunun nasıl yapılacağının anlatılarak onların takdirinin alındığı ve bu şekilde yapılan seçimlerle halkın kendini yönetecek kişilerin, partilerin seçtiği/seçildiği bir uğraş alanıdır.

Sağcısı, solcusu hemen, hemen vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğunun yaşamak için tercih ettikleri Batı uygarlığında siyaset böyle yapılmamaktadır.

Kazanmak, seçim yapılan bütün ülkelerde siyaset yapan partiler için elbette tek amaçtır. Ancak gelişmiş ülke demokrasilerinde bırakın halkı gerçek olmayan bilgilerle, gerçek olmayan görsellerle yanıltmayı vatandaşların inanç ve milli duygularıyla da siyaset yapılmaz.

Toplumu oluşturan vatandaşların her birinin, inançlarında hür ve ülkenin milli değerlerinin sahibinin de halkın tümünün olduğu kabul edilir.

Kısaca olabildiğince eşit bir yarış ile kazanılacak demokratik bir yarış özendirilmelidir. Sadece siyaset dünyasını ilgilendiren bir şeyden bahsetmiyorum, giderek tüm toplumumuzu ilgilendiren ve bir an önce giderilmesi gereken ilkesizliklerden bahsetmeye çalışıyorum.

Kamuya alınacak işçi-memur alımları için yapılan sınavlarda, kamu ihalelerinde, sona eren ortaklıklarda, komşuluklarda, arkadaşlıklarda; bugün için örnek bir adalet anlayışından, savunulabilir bir liyakatten, teşvik edilen bir vefadan, özlenen bir saygıdan söz etmek mümkün mü?

Kim ne pahasına neyi kazanırsa kazansın, toplumumuzun hızla kaybetmekte olduğu değer yargılarını nasıl yeniden kazanır. O değer yargıları toplumumuzu oluşturan bireyler için eskiden olduğu gibi ulaşılması, kazanılması arzulanan değerler olması için neler yapılabilir?

‘’Kenyalı atlet yarışın bitmesine çok az kala bitiş çizgisine vardığını sanarak durur. Hemen arkasından gelen İspanyol atlet bu durumu kavrayarak, Kenyalı atleti kolundan çekerek, iterek onu finiş çizgisine götürerek yarışın birincisi olmasını sağlar. Yarışın ikincisi olan İspanyol atlete gazeteciler ‘bu durumdan neden yararlanmadığını, birinciliği neden kaçırdığını sorarlar.’’

İspanyol atlet muhabirlere okullarımızda ders olarak okutulacak bir cevap veriyor.

‘’Ben bu yarışı en iyi olarak kazanmak için yarıştım, o benden iyiydi. Böyle bir şey yapsaydım annem bana çok kızardı.’’

Öğrencimizi, öğretmenimizi, işe girenimizi, işe alacak olanı, siyasete girecek olanı, siyasetçiyi seçecek olanı, anneleri evlatlarını yaşanmış bu hikâyede ki bu düşünceye uygun hale getirmek için ne yapılması ne kadar sürmesi gerekiyorsa o kadar olmalı ve zaman geçirmeden hemen başlanılmalı.

İşte o zaman hayatın kazananı olur, ancak kaybedeni olmaz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Aydınalp Arşivi

KAPI

28 Mart 2024 Perşembe 00:03
SON YAZILAR