Mümin Ağcakaya

Mümin Ağcakaya

MİTOLOJİLERDE EJDERHALARIN YERİ-1

MİTOLOJİLERDE EJDERHALARIN YERİ-1

 

 

          Ejderhalar, efsanelerde çok mübalâğa edilerek ele alınmış;  hemen hemen her kültürde mitolojilerin konusu olmuş; halklar, kendi değer yargıları ve kültürel altyapılarına göre tasvir ederek; günümüze kadar ulaşan öykülere dönüşmüştür.

         Ejderhanın biçimi ve özelliklerine ilişkin çok farklı tanımlar yapılmıştır. Yapılan tasvirlerde dev sürüngen, korkunç görünümü olan kanatlı yaratık, mağarada yaşayan dev bir yılan, birden çok kafası olan, gözlerinden veya ağzından ateş püskürten, yılan biçiminde olan, vücudu balık ve yılanlarda olduğu gibi pullarla kaplı olağanüstü canlılar olarak tasvir edilmiştir.

        Efsanevi bir yaratık olarak tasvir edilen ejderha, ruhani güçlere sahip canlılar olarak da görülmüştür.  Ejderhanın su içtiği yerden içenin, ya da yattığı yerde yatanın hastalıklarına iyi geleceğine, sağlıklıysa uzun bir ömür süreceğine inanılmıştır. Başka bir ele alış biçiminde de, suya hâkim olduğu için bereket ve gücün simgesi bir yaratık olarak görülmüştür.

Yılanların padişahı olan Şahmeran da korku verici olduğu kadar uzun ömrün, sonsuz yaşamın simgesi olarak görülmüştür. Ejderhalar fırtına çıkaran, yağmur yağdıran, suyun önünü kesen, karşılığında ise kurban isteyen; insanlara ölüm getiren olağanüstü varlık oldukları varsayılmıştır. Ayrıca; ejderhaların; çeşitli hayvanların özelliklerini bünyesinde toplayan ve bundan dolayı da, bütün hayvanların gücünü ve niteliklerini toplu olarak sembolize eden canlılar olduklarına inanılmıştır. 

          Ejderhalarla ilgili ilk mitolojik yaratımlar Ortadoğu’nun kadim topraklarında gerçekleşmiştir. Mezopotamya kaynaklı olarak gelişen, ana tanrıça kültürü ve toplumun anaerkil yapısı ve doğurganlık özelliğinden dolayı, dişil içerik de taşımıştır.

 

Ejderhaya benzer olağanüstü yaratıklar neredeyse her halkın mitolojik öyküleri içerisinde yer almıştır. Sümer, Mısır ve diğer birçok kültürlerde de bu motifler, dini temsilcilerden, hükümdarlara ve bayraklara kadar birçok alanda simge olarak kullanılmıştır.

 Pek çok öyküde kutsal suların gözcüsü ve bekçisi olarak nitelendirilen ejderha; Babil ve Sümerlerde ‘uçan yılan’ Yunanistan da “gözcü” , Eski Türklerde ‘Evren’ olarak nitelendirmişlerdir.

        Mitolojide, Ejderha öldürme öyküleri de; başta Sümer, Babil, Akad ve Hititler olmak üzere; Mezopotamya’dan Yunanistan’a, Mısır’a, Avrupa’ya, hatta Çin’e kadar birçok kültürde işlenmiştir.  Onu yenmek ancak cesur şövalyelerin ya da korkusuz masal kahramanlarının başarabilecekleri tarihi bir olay görülmüştür. Bu olağanüstü varlıkları yenmek, adeta kahramanlıklarının tescili gibi görülmüştür.

 Birçok halk yaradılış destanlarında kendine özgü ejderha öykülerini işleyerek; bu anlatımlarına gizemli bir içerik katmışladır. Böylece yaradılış ve kahramanlık temalı bu mitolojilerde genellikle kahramanlar ejderhaları öldürerek bir açıdan da olsa kendilerini kanıtlamış oluyorlardı. Cermen kavimlerinin efsanelerinde ve Yunanistan antik mitolojilerinde kahramanlar genellikle ejderha öldürmüştür. Hatta Hıristiyanlığın yükseliş döneminde, bu anlatım gücünün etkisinde kalan bazı Azizlerin öyküleri de; ejderha öldürme olaylarıyla birlikte işlenmiştir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mümin Ağcakaya Arşivi
SON YAZILAR